Trump yine gündemde!

04:0019/09/2021, Pazar
G: 19/09/2021, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Sadece bir dönem görev yaptığı halde hakkında en çok kitap yazılan ABD Başkanı, galiba Donald Trump. “Pulitzer” ödüllü meşhur gazeteciBob WoodwardileRobert Costatarafından kaleme alınan“Peril (Tehlike)”başlıklı kitap Salı günü raflardaki yerini alacak. 200’den fazla kişiyle gerçekleştirilen röportajlara dayandırılan kitap, Trump’ın başkanlığının son aylarıylaJoe Biden’ın geçiş sürecine ışık tutuyor. Woodward,Edward Nixon’ın 1974’te ABD Başkanlığı’ndan istifa etmesine yol açan“Watergate Skandalı”nı

Sadece bir dönem görev yaptığı halde hakkında en çok kitap yazılan ABD Başkanı, galiba Donald Trump. “
Pulitzer
” ödüllü meşhur gazeteci
Bob Woodward
ile
Robert Costa
tarafından kaleme alınan
“Peril (Tehlike)”
başlıklı kitap Salı günü raflardaki yerini alacak. 200’den fazla kişiyle gerçekleştirilen röportajlara dayandırılan kitap, Trump’ın başkanlığının son aylarıyla
Joe Biden
’ın geçiş sürecine ışık tutuyor. Woodward,
Edward Nixon
’ın 1974’te ABD Başkanlığı’ndan istifa etmesine yol açan
“Watergate Skandalı”
nı ifşâ eden gazeteciydi.
Tehlike
” Woodward’ın Trump’la ilgili üçüncü kitabı. İlki 2018’de yayınlanan
“Korku: Trump Beyaz Saray’da
”, ikincisiyse 2020’de yayınlan “Öfke” idi. “Korku”, “Öfke”, “Tehlike”, bir “
Trump
üçlemesi” olarak okunabilir. Bu başlıklar bile yeterince fikir veriyor tabii. Trump kitaplarının “çok satan kitaplar” listesinde genellikle ilk sıralarda yer aldığını belirtmeliyim.
Amerikan medyasına yansıyan bilgilere bakılacak olur ise “
Tehlike
”deki çarpıcı iddialardan biri, Trump’ın seçimleri kaybetmesinin ardından Çin’e savaş açmaya hazırlandığıydı. Kitapta Pekin’in Trump’ın Başkanlık görev süresini uzatmak için Çin’e savaş açmayı düşündüğüne ilişkin bir istihbaratı dillendirdiği belirtiliyor. Daha çarpıcı olan iddiaysa, ABD Genelkurmay Başkanı
Mark Milley’
nin Çinli mevkidaşı
General Li Zuocheng
’i arayarak ABD’nin Çin’e savaş açmayı düşünmediğini, Trump nükleer bir saldırı emri verse bile bunu önceden Pekin’e bildireceğini söylemiş olmasıydı.
General Milley
Pentagon’daki “Ulusal Askeri Komuta Merkezi”ndeki yetkililerden kendisinin dahil olmadığı hiçbir emre uymamalarını da istemiş.
Trump ise bu iddiayı, “Çin’e saldırmayı hiç düşünmedim” diye cevaplıyor. Trump ve birçok Cumhuriyetçi senatör yazılanlar doğruysa Milley’in vatana ihanetten yargılanması gerektiğini savunuyorlar. ABD Başkanı Biden ve Savunma Bakanı
Lloyd Austin
ise Milley’ye güvenlerinin tam olduğunu duyurdular. Milley’nin ofisinden yapılan açıklamadaysa Çinli mevkidaş ile yapılan görüşmelerin görev ve sorumluluk dahilinde rutin olarak gerçekleştiği vurgulandı.
Başkanlık seçimlerini kaybettiği için Trump’ın psikolojisinin bozulduğuna kanaat getiren Milley’nin İngiltere ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkenin liderlerine ABD hükümetinin kontrol altında olduğuna dair güvence içeren mesajlar verdiği belirtiliyor. Milley bu ayın sonlarına doğru
“Senato Silahlı Hizmetler Komitesi”
nde Afganistan’dan çekilme kararı ve kaotik tahliye süreçleriyle ilgili oturumlarda daha fazla detaya girebileceğini söylüyor.
Kitapta yer alan bilgilerden biriyse,
“Cumhuriyetçi Parti”
nin ana akım kanadının liderlerinden
Paul Ryan
ile ilgiliydi. Trump Başkan seçildiğinde, Ryan Temsilciler Meclisi’nin Başkanıydı. 45 yaşında Meclis Başkanı seçilen Ryan partinin yükselen yıldızları arasındaydı. Cumhuriyetçi Parti’nin zengin bir bağışçısı Ryan’ı arayarak Trump’ın ‘narsist’ bir kişiliğe sahip olduğu uyarısı yapmış. Ryan da kendisine bu yönde gönderilen raporları günlerce okuyarak sonunda ikna olmuş. ABD Kongresi’nde Trump’a açıkça muhalefet eden nadir Cumhuriyetçiler arasında yer alan Ryan 2018’de pes ederek aktif siyasetten çekildi. Kısacası, Trump’ın fendi Ryan’ı yendi.
Trump hakkında yazılan kitaplar sadece Başkanlık dönemiyle ilgili değil. Trump iki partili mutabakata dayanan yönetim geleneğinin mezar kazıcısı olarak görülüyor. Bu bağlamda “Pulitzer” ödüllü gazetecilerden
Spencer Ackerman
’ın Ağustos ayında yayınladığı
“Terör Saltanatı: 11 Eylül Dönemi Amerika’yı Nasıl İstikrarsızlaştırdı ve Trump’ı Üretti”
başlıklı kitabı örnek verilebilir. Ackerman’a göre sözde ‘Teröre karşı Küresel Savaş’ politikaları veya
“sonu gelmez savaşlar”
Amerikan demokrasisinin içini boşalttı. Ackerman bu koşulların bir felaket ögesi olarak öne çıkarılan Trump’ın iktidara gelmesini kolaylaştırdığını savunuyor.

Başkanlık seçimlerini kaybeden Trump “Cumhuriyetçi Parti” üzerindeki nüfuzunu sürdürüyor. 2024’te ya Trump’ın kendisinin, yahut onay vereceği bir ismin ABD Başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Beyaz Saray’dan ayrılmasının üzerinden 8 ay geçmesine rağmen hakkında yazılan kitapların sayısındaki artışın Trump’ın Amerikan siyasetinin geleceğinde etkili bir figür olarak yerini korumasıyla ilgili endişelere atfedildiğini belirtmek gerekiyor.

#Trump
#Cumhuriyetçi Parti
#ABD
#Beyaz Saray
#Edward Nixon
#Joe Biden