Yeni Şafak·Abdullah Muradoğlu - “Soğuk Savaş” terimini kim icat etti!ABD BaşkanıJoe BidenBirleşmiş Milletler 76. Genel Kurul toplantılarında yaptığı konuşmada Çin ile ABD arasında açık bir rekabet olduğunu belirtmekle birlikte,“Katı bloklara bölünmüş yeni bir Soğuk Savaş veya dünya peşinde değiliz, bir kez daha söylüyorum bunun peşinde değiliz”demişti. Çin tarafından gelen açıklamalara göreyse ABD’nin“Hint-Pasifik”stratejisi ve Çin’e karşı küresel blok oluşturmaya yönelik girişimleri Biden’ın bu
ABD Başkanı
Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurul toplantılarında yaptığı konuşmada Çin ile ABD arasında açık bir rekabet olduğunu belirtmekle birlikte,
“Katı bloklara bölünmüş yeni bir Soğuk Savaş veya dünya peşinde değiliz, bir kez daha söylüyorum bunun peşinde değiliz”
demişti. Çin tarafından gelen açıklamalara göreyse ABD’nin
stratejisi ve Çin’e karşı küresel blok oluşturmaya yönelik girişimleri Biden’ın bu sözlerini boşa çıkarıyor.
Amerikalı entelektüeller, stratejistler, siyasetçilerse ABD ve Çin arasındaki
ni bir süredir ‘yeni Soğuk savaş’ olarak niteliyorlar. “Soğuk Savaş” resmî olarak kabul edilen bir terim değil, bir niteleme. Bu niteleme “eski Soğuk Savaş” için de geçerli.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra
ve
arasında başlayan ‘Soğuk Savaş’ın 1990’da bittiği kabul edilir. Amerikan kaynaklı “Soğuk Savaş” terimi ABD ile Sovyetler arasında yaşanan durumun bir açıklaması olarak kısa sürede benimsenerek şöhret kazandı. Amerikalı diplomat
1947’de
mahlasıyla
dergisinde
“Sovyet Yönetimi’nin Temeli"
başlığıyla yayınlanan makalesinde
“Sovyetler Birliği’ni çevreleme-sınırlama”
olarak özetlenebilecek bir strateji öneriyordu. Kennan ABD hükümetinin resmen suçlanmaması için kimliğini gizli tutmayı tercih etmişti. Kennan’ın “çevreleme-snırlama” önerisi 45 yıl süren” eski Soğuk Savaş”ın belirleyici stratejisi oldu.
Terimi ilk kez kimin icat etiğiyse tartışmalıydı. ABD’nin şöhretli gazetecilerinden
Walter Lippmann, “New York Herald Tribüne”
gazetesinde Kennan’ın makalesini eleştiren bir yazı kaleme almıştı.
i hayatî ve çevresel çıkarlar arasında ayrım yapmamakla suçlayan Lippmann makalesinde ‘Soğuk Savaş’ terimini kullanmıştı. Lippmann, aynı yıl
“Soğuk Savaş: ABD Dış Politikasında Bir Araştırma”
başlıklı bir kitap yayınlayarak terime kalıcılık kazandırdı.
ABD Başkanlarına özel danışmanlık yapan Yahudi asıllı milyoner
da aynı yıl Güney Carolina Temsilciler Meclisi’nde yaptığı bir konuşmada “Sovyet Rusya”ya atıfta bulunarak
“Aldanmayalım, bugün bir soğuk savaşın ortasındayız”
demişti. Baruch’un konuşmasını kaleme alan isimse
idi. Yani, terimin mucidi Swope idi. Lippmann ile Swope arasında terimin mucitliği konusunda kısa süreli bir polemik yaşanmıştı.
Daha çok
romanıyla tanınan İngiliz yazar
da bu tartışmaya dahil edildi. Orwell 19 Ekim 1945 tarihli
gazetesinde
başlıklı bir yazı yayınlamıştı. Yazı, ABD’nin, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine atom bombası attıktan sonra kaleme alınmıştı. Nükleer silahların yeni bir savaş türüne yol açtığına dikkat çeken Orwell Sovyetler’in kısa sürede atom silahlarına sahip olacağını belirtmişti.
“Karşılıklı garantili yıkım”
teorisini de öngören Orwell nükleer güçlerin doğrudan savaşmayacakları bir süreçten
diye söz etmiş ve bu süreci “Soğuk Savaş” olarak tariflemişti.
Oysa “Soğuk Savaş” terimi, Alman Solu’nun önemli isimlerinden
tarafından 1893’te kullanılmıştı. Bernstein bir yazısında Almanya ile Avrupa’nın diğer büyük güçleri arasındaki silahlanma yarışını eleştirerek,
“Bu ifadenin daha önce kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum, ama buna soğuk savaş denebilir. Ateş yok ama kanama var”
demişti. Kezâ araştırmacılara göre Berstein bu terimi Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce de kullanmıştı.
Bazzı araştırmacılarsa terimin tarihini 14. Yüzyıl’a kadar uzatıyorlar. Buna göre, İspanya’daki Kastilya hanedanına mensup şöhretli prenslerden
yazdığı kitaplarda “Soğuk Savaş” terimini kullandı.
’in öncülü olarak kabul edilen Don Juan Manuel Endülüs Müslümanlarıyla İspanyol Hıristiyanlar arasında uzun süreli yıpratma biçiminde seyreden çatışmayı veya rekabeti ‘soğuk savaş” olarak tarif ediyordu. Bazı araştırmacılara göreyse Manuel
veya “ılık savaş” terimini kullanmıştır.
Yine bazı araştırmacılara göreyse Manuel’in kitapları 19.Yüzyıl’da Avrupa’da yayınlandığında editörler ‘Ilık Savaş’ tabirini hatalı bir şekilde “Soğuk savaş” olarak tercüme etmişlerdi. Manuel’in “Çok şiddetli ve çok sıcak savaş ya ölümle ya da barışla biter, oysa soğuk savaş
ne barış getirir, ne de onu yapanı onurlandırır”
şeklinde bir ifade kullandığı da söylenir.