Seçim değil, bu bir savaş!

04:002/06/2024, Pazar
G: 2/06/2024, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Amerikan seçimlerine yaklaşık 5 ay kala, Donald Trump ’ın New York’ta görülen bir davada jüri tarafından suçlu bulunması Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki amansız iç savaşı derinleştiriyor. Dolayısıyla “dava” hukukî boyutuyla değil olası siyasî sonuçlarıyla öne çıkıyor. Trump 2006’da evlilik dışı ilişkide bulunduğu bir kadının basına konuşmaması için “sus payı” ödemesi yapmakla suçlanıyordu. 2016 seçimlerinin hemen öncesinde vuku bulan ödemenin federal kampanya finansman yasalarının ihlâl


Amerikan seçimlerine yaklaşık 5 ay kala,
Donald Trump
’ın New York’ta görülen bir davada jüri tarafından suçlu bulunması Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki amansız iç savaşı derinleştiriyor. Dolayısıyla “dava” hukukî boyutuyla değil olası siyasî sonuçlarıyla öne çıkıyor.
Trump 2006’da evlilik dışı ilişkide bulunduğu bir kadının basına konuşmaması için
“sus payı”
ödemesi yapmakla suçlanıyordu. 2016 seçimlerinin hemen öncesinde vuku bulan ödemenin federal kampanya finansman yasalarının ihlâl edilerek gerçekleştiği öne sürülüyordu. Bir diğer suçlamaysa “sus payı” ödemesini gizlemek için Trump’ın ticarî kayıtları tahrif ettiğiydi.

Trump, henüz resmiyet kazanmamış olsa bile, Başkan adayı. Trump’ın adaylığıyla ilgili nihai karar ise 15 Temmuz’da Milwaukee şehrinde başlayacak olan parti kurultayında verilecek.

Trump anketlerin çoğunda
Joe Biden
’dan önde gözüküyordu. Trump
“Genç seçmenler”, “Siyahî Amerikalılar
” ve
Hispanikler
arasında destek payını da artırıyordu. Biden’ın Gazze’de soykırım yapan İsrail’e verdiği kayıtsız-şartsız destek Demokratların en dinamik kesimini teşkil eden genç seçmenleri ve Arap-Amerikalıları yabancılaştırdı. Salıncak eyaletlerde iki adayın oy oranları arasındaki farkların çok dar olmasıysa Demokratlar’ı ziyadesiyle kaygılandırıyordu.
“Sus payı davası”
Kasım seçimlerinin kaderini etkileyecek mi? Sıcağı sıcağına yapılan anketler karışık sinyaller veriyor. Seçim süreci üzerine şimdilik bir
“belirsizlik sisi’
çökmüş bulunuyor.
Amerika’nın son derece kutuplaşmış siyasî ikliminde Cumhuriyetçiler için “sus payı davası”, siyasi olmayan yollarla Trump’ı bertaraf etmeye yöneliktir. Trump da ilk açıklamasında
“Gerçek karar 5 Kasım’da halk tarafından verilecek”
diyerek davayı siyasileştiriyordu.
Davanın Demokratlar tarafından yönetilen “
masmavi
“bir eyalet olan New York’ta görülmesi bile Trumpçılar’ın ‘
siyasî komplo
’ iddialarını pekiştirmeleri için yeterli bir sebep. Nitekim Trump’ın ön seçimlerde en güçlü rakibi olan
Florida Valisi Ron DeSantis “X”
hesabından yaptığı paylaşımda,
“Bugünkü karar, ilgili aktörlerin siyasi iradesine göre bükülmüş bir yasal sürecin zirvesini temsil ediyor: Solcu bir Savcı, partizan bir yargıç ve Amerika’nın en liberal yerleşim bölgelerinden birini yansıtan bir jüri - hepsi de Trump’ı ‘yakalamak’ için”
diyordu. DeSantis’in paylaşımı Cumhuriyetçiler’in ruh halini yeterince özetliyor. ABD Kongresi’ndeki “
Merkezciler
” dahil neredeyse bütün Cumhuriyetçiler Trump’ın arkasında dizildiler.

Jüri Trump’ı hakkındaki tüm suçlamalardan suçlu buldu. Ancak cezaî hüküm 11 Temmuz’daki duruşmada verilecek. Duruşmanın 11 Temmuz’da yapılacak olmasıysa Cumhuriyetçiler için bir diğer kızgınlık sebebi. Zira 15 Temmuz’da Cumhuriyetçi Parti’nin kurultayı gerçekleşecek. Yaklaşık 2500 delegenin katılacağı Kurultay’da Parti’nin ABD Başkan adayı ve Başkan Yardımcısı adayı resmen ilân edilecek. Başkan Adayının Trump olacağıysa kesin gözüküyor.

11 Temmuz’daki duruşmada Trump’a nasıl bir ceza verileceğiyse net değil. Denetimli serbestlik, şartlı tahliye, para cezası gibi farklı seçenekler konuşuluyor. Trump’ın sabıkasız olması bu seçenekleri etkileyecek. Teoride Trump’ın hapis cezası alması ve tutuklanması muhtemel. Ancak Trump’ın hapse girmesi Başkan adaylığı için hukukî bir engel teşkil etmiyor.

Diğer yandan Trump’ın temyiz işlemlerinin seçimlerden sonraya sarkabileceği söyleniyor. Trump aleyhindeki üç dava Kasım sonrasına ertelenmişti. Trump hapis cezası alsa bile temyiz işlemleri sebebiyle bu cezanın infazı ötelenebilir. Bu bağlamda, Trump’ın Başkan seçilmesi durumunda kendi kendini affedip affedemeyeceğine ilişkin bir hukukî tartışma da var. Bir diğer tartışmaysa eyalet suçuyla ilgili bu davanın, Muhafazâkâr yargıçların çoğunluğu kontrol ettiği
“ABD Yüksek Mahkemesi”
ne taşınıp taşınamayacağı. Altı Muhafazâkâr yargıçtan üçü, Başkanlığı döneminde Trump tarafından Yüksek Mahkeme üyeliklerine aday gösterilmişti.
“Sus Payı davası”
nın kararsız eyaletlerde seçimleri belirleyecek olan Amerikalılar’ın küçük bir yüzdesini etkilemesinin bile
“Başkanlık oyunu”
nu değiştirebileceğini savunanlar var. Zayıf da olsa bu bir ihtimal tabii. Seçimlere daha beş ay var. “Sus payı davası”nın Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesini engellemeye dönük bir ‘siyasî komplo’ olduğuna inanan Cumhuriyetçilerse Demokratlar’a daha fazla bilenmiş haldeler. Bu bir “
savaş oyunu
” ve savaş devam ediyor.
#ABD
#Seçim
#Trump
#Abdullah Muradoğlu