Barack ObamaABD’nin“Asya-Pasifikler”e odaklanacağını ilân etmiş, hatta kendisini”Amerika’nın ilk Pasifik Başkanı”diye nitelemişti. 21. yüzyılı“Pasifik Yüzyılı”olarak niteleyen Obama, Başkanlık sonrasında da kurduğu“Obama Vakfı”nı“Pasifik Projesi”için kullandı. Obama’nın eski yardımcısıJoe Bidenşimdi ABD Başkanı olarak tam anlamıyla Pasifikler’e odaklanıyor. Amerikan siyasî elitlerinin zihninde artık her şey “Çin” etrafında dönüyor. Biden’ın Pasifikler politikası ABD’nin küresel rakibi Çin’in çevrelenmesiyle
ABD’nin
e odaklanacağını ilân etmiş, hatta kendisini
”Amerika’nın ilk Pasifik Başkanı”
diye nitelemişti. 21. yüzyılı
olarak niteleyen Obama, Başkanlık sonrasında da kurduğu
nı
için kullandı. Obama’nın eski yardımcısı
şimdi ABD Başkanı olarak tam anlamıyla Pasifikler’e odaklanıyor. Amerikan siyasî elitlerinin zihninde artık her şey “Çin” etrafında dönüyor. Biden’ın Pasifikler politikası ABD’nin küresel rakibi Çin’in çevrelenmesiyle ilgili.
Biden’ın Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk yaptığı işlerden birisi de Hindistan, Avustralya ve Japonya ile daha önceki dönemlerde başlatılmış bulunan
“Dörtlü Güvenlik Diyalogu”
nu (QUAD) canlandırmak oldu. Çin’i rahatsız eden Mart ayındaki sanal
nın stratejistler tarafından
”sunun öncülü olarak yorumlandığını hatırlatalım. Nitekim Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden’in 24 Eylül’de Washington’da, “QUAD” üyeleri Hindistan, Japonya ve Avustralya liderlerine ev sahipliği yapacağını duyurdu.
24 Eylül için plânlanan
nden önce çok önemli başka bir gelişme daha yaşandı. Biden’ın geçtiğimiz Çarşamba Beyaz Saray’da düzenlediği, İngiltere (UK) ve Avustralya liderlerinin de sanal olarak katıldığı basın toplantısında üç ülke arasında yeni bir güvenlik işbirliği kurulduğunu açıkladı.
adıyla paketlenen anlaşmanın en dikkat çekici tarafıysa, ABD ve İngiltere’nin Avustralya’ya nükleer enerji ile çalışan süper denizaltı gemileri inşa edecek olmasıydı. Anlaşma Çin’in kaşlarını kaldırmasına yol açarken, Fransa ise öfke krizine yakalandı. Zira Avustralya, Fransa ile 12 aded dizel-elektrikli denizaltı için 2016’da bir sözleşme imzalamıştı. 50-60 milyar dolarlık bu sözleşme “AUKUS” anlaşmasıyla çöp oldu.
ABD ve Avustralya’daki büyükelçiliklerini geri çeken Fransa, bu sürpriz gelişmeyi
olarak niteliyor. Fransa ve Avrupa Birliği, “AUKUS” anlaşmasıyla
nın ciddi yara aldığı görüşünde. AB’nin Hint-Pasifiklerle ilgili strateji belgesini açıklamaya hazırlanırken “AUKUS Anlaşması” gündeme bomba gibi düştü. AB, Trump’ın Avrupa’yı aşağıda tutma politikasının süreklilik kazandığından endişe ediyor. Bu gelişme, savunması ABD’ye bağımlı olan Avrupa’da öz savunma seçeneklerini bir kez daha gündeme taşıdı. Öte yandan AB, AUKUS için önceden bilgilendirilmediği için kızgın. ABD Afganistan’dan çekilme kararını askeri koalisyonun Avrupalı ortaklarıyla istişare etmemekle de suçlanmıştı.
ABD’nin eylemleri, Hint-Pasifikler’de “Avrupa Birliği”ni kenarda tutmayı tercih eden bir eğilim içerisinde olduğu izlenimi veriyor.
ile “AB”den ayrılan İngiltere’yse
rolünü yeniden elde etmeye çalışıyor. İngiltere’nin AB’den çıkmasında önemli rol oynayan
eski lideri
, “AUKUS Anlaşması”ndan mutluluk duyuyor. Farage, “
” dergisinde 17 Eylül tarihli “
Aglosfer Çin tehdidine cevap veriyor”
başlıklı yazısındaysa Çin’in deniz gücü kapasitesini son 20 yılda 3 kattan fazla artırdığına vurgu yapıyordu. Alman Donanması’nın 1914’ten önceki hızlı büyümesinin
na yol açtığını ima eden Farage’a göre Çin de gelecekte benzer bir tehdit içeriyor.
AB karşıtı politik duruşuyla bilinen Farage için “AUKUS” aynı dili konuşan, ortak kültürel mirası paylaşan ve Çin tehdidini olduğu gibi gören devletler(Anglosfer) arasında gerçekleşen, 21. yüzyılın en önemli anlaşmasıdır. Çin’in “AUKUS”u doğru okumasını umduğunu belirten Farage “
”in dünyada ‘özgürlüğü korumak’ için yeniden düzenlendiğini belirterek yazısını noktalıyordu. Sözde anti-küreselci olan Trump’ın İngiltere’deki en sadık dostu Nigel Farage’ın küreselci liberal Biden ile aynı noktada buluşmasının ayrıca not edilmesi gerekiyor.
AUKUS ile ilgili olarak not edilmesi gereken yorumlardan birisiyse Malezya Başbakanı
’tan geldi. İsmail Sabri, “AUKUS Anlaşması”nın bölgede nükleer silahlanma yarışını tetikleyeceği uyarısı yaptı. “AUKUS”un bölgedeki diğer güçleri Güney Çin Denizi’nde agresif eylemlerde bulunmaya teşvik edeceğine dikkat çeken İsmail Sabri, Pasifik sularının barış, özgürlük ve tarafsızlık bölgesi olarak kalmaya devam etmesi gerektiğini savunuyor.
#İsmail Sabri Yakup
#AUKUS
#Barack Obama
#Pasifik
#Joe Biden
#ABD
#Avustralya
#QUAD
#NATO