Güney Pasifik’te sular kabarıyor!

04:0021/06/2022, Salı
G: 21/06/2022, Salı
Abdullah Muradoğlu

ABD’de“sert gerçekçiler”olarak nitelenen Çin karşıtı bazı stratejistler Amerika’nın gücünü “Avrupa” için değil “Çin”e karşı harcaması gerektiğini savunuyorlar. Biden Yönetimi’nin Ukrayna’ya yaptığı yardımları fazla bulan bu stratejistlere göre ABD’nin Avrupa’daki çıkarları Asya’daki çıkarlarına kıyasla ikincil önemde. ABD’nin çıkarları için en büyük tehdidin “Çin”den geldiğine dikkat çeken stratejistler Ukrayna’ya odaklanmanın “dikkat dağıtıcı” olduğunu belirtiyorlar. ABD’de bu tartışmalar yaşanırken

ABD’de
“sert gerçekçiler”
olarak nitelenen Çin karşıtı bazı stratejistler Amerika’nın gücünü “Avrupa” için değil “Çin”e karşı harcaması gerektiğini savunuyorlar. Biden Yönetimi’nin Ukrayna’ya yaptığı yardımları fazla bulan bu stratejistlere göre ABD’nin Avrupa’daki çıkarları Asya’daki çıkarlarına kıyasla ikincil önemde. ABD’nin çıkarları için en büyük tehdidin “Çin”den geldiğine dikkat çeken stratejistler Ukrayna’ya odaklanmanın “dikkat dağıtıcı” olduğunu belirtiyorlar. ABD’de bu tartışmalar yaşanırken Hint-Pasifik’te “
hizalama
” hamleleri sürüyor.
“Hint-Pasifik” bölgesi ABD ve Çin arasındaki
“Büyük Güç Rekabeti”
nin merkez üssü oldu. Güney Pasifik’teyse yüzlerce ada ve binlerce adacık üzerinde kontrol mücadelesi yaşanıyor. Çin’in Güney Pasifik’te 10 ada ülkesiyle çok taraflı bir anlaşma yapmak için başlattığı girişimin akamete uğradığına daha önce değinmiş idik. Çin’in
Solomon Adaları’
yla yaptığı anlaşmaysa, ABD’yi, yanı sıra Avustralya başta olmak üzere ABD’nin bölgedeki ortaklarını da ürkütmüştü.
ABD, Mikronezya, Marshall Adaları ve Palau’yu
“Bağımsız Birlik Anlaşması(COFA)”
adı verilen “özel” bir anlaşmayla fiilen vesayet altına almıştı. Anlaşma ABD’nin
“COFA alanı”
nda askerî üsler kurmasına ve silahlı kuvvetler kullanmasına imkân tanıyor. Anlaşma, Marshall Adaları ve Mikronezya için 2023’te sona eriyor. Çin’in Güney Pasifik’ erişimini kısıtlamak isteyen ABD anlaşmayı yenilemek istiyor. ABD Başkanı Biden Mart ayı sonlarında COFA kapsamındaki bu üç ada ile müzakereleri yönetmek için
Joseph Yun
’u “Özel Temsilci” olarak görevlendirmiş idi.
Daha önce ABD’nin
“Kuzey Kore Özel Temsilcisi”
olan
Büyükelçi Yun
geçtiğimiz hafta içinde Marshall Adaları’na bir ziyaret gerçekleştirdi. Görüşmeler sonucunda taraflar anlaşmayı yenilemek konusunda mutabık kaldılar. İkinci safhasının Temmuz sonlarında Washington’da gerçekleşeceği belirtilen müzakerelerin sonbahar aylarında tamamlanması bekleniyor.
ABD Dış İşleri eski Bakan Yardımcısı ve “
NATO
” eski Genel Sekreter Yardımcısı
Rose Gottemoeller
25 Mayıs’ta
“thebulletin.org”
da kaleme aldığı yazıda Çin ile rekabetin üç adayı her zamankinden daha önemli hale getirdiğini vurguluyordu. Gottemoeller’e göre bu üç ada Pasifik’te ABD’ye Hawaii’den Filipinler’e kadar uzanan Amerika kıtası büyüklüğündeki bir alan üzerinde kontrol gücü sağlıyor. Gottemoeller ayrıca Marshall Adaları’nın kıtalararası balistik füze testleri ve uzay operasyonları için çok elverişli bir menzil olduğuna -dikkat çekiyordu.
16. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar bu adalar İspanyol sömürgesiydi. Birinci Dünya savaşının başlarında Japonya tarafından istila edilen Adalar İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin eline geçti. Savaştan sonra Adalar BM gözetimi altında ABD’nin vesayeti altına alındı. Adalar daha sonra bağımsızlıklarını kazanmış olsalar da ABD’nin vesayeti fiilen devam etti. Aslında
“Bağımsız Birlik Anlaşması”
ABD’nin bu üç ada üzerindeki vesayetinin üzerindeki bir şaldır.
ABD 1946’dan 1958’e kadar Marshall Adaları’nda 67 kez nükleer bomba testi yaptı. ABD’nin 1954’te test ettiği nükleer bombaysa 1945’te
Hiroşima’yı
yok eden bombadan 1000 kat daha yıkıcıydı. Riskli olduğu tahmin edilmesine rağmen bu test gerçekleştirildi. Nükleer serpintiler akıntılar ve rüzgârın etkisiyle Pasifikler’de çok geniş bir alana yayıldı. 1954 denemesi ABD tarihindeki en kötü radyolojik felaketti. Bu testler Adalıların yaşamında korkunç sonuçlara yol açtı. Nükleer testlerden kaynaklanan kanser vakalarıysa tahmin edilen rakamların çok çok üstündeydi. Adaların
“nükleer atık çöplüğü”
olarak kullanıldığını da hatırlatmak gerekiyor.
“Bağımsız Birlik Anlaşması”
na göre Marshall Adaları’nın savunma ve güvenliğinden ABD sorumlu. Adalar bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ını ABD’nin taahhüt ettiği belirtiliyor. Adalılar ise Anlaşmanın ekonomik şartlarının ABD tarafından savsaklandığını düşünüyorlar. Çin ile rekabet şimdi bu adalara ABD ile pazarlıklarda kaldıraç sağlıyor. Adalılar yenilenecek olan anlaşmaya çevre, sağlık ve iklim değişikliğinden kaynaklı sorunların ilâve edilmesini istiyorlar

Adalar stratejik konumları itibariyle Çin’in Güney Pasifik’te genişlemesine engel teşkil ediyor. Amerikalı stratejistlere göre bu adalar olmadan ABD’nin Güney Pasifik’te Çin’e karşı örmeye

çalıştığı duvar zayıf kalır. Dolayısıyla ABD için bu denli önemli olan,

Çin için de o kadar önemli.

#ABD
#Çin
#Biden