ABD ve Çin arasındaki“Büyük Güç Rekabeti”nde “Hint-Pasifikler”jeopolitik bir gerilim hattı. Dünya ticaretinin çok önemli bir oranı bölgedeki su yolları üzerinden akış sağlıyor. ABD’nin bölgedeki yerleşik askeri gücünü“Hint-Pasifik Komutanlığı”temsil ediyor. Bu komutanlığın ilgi alanı içerisinde dünya nüfusunun yarısından fazlasına tekabül eden 36 ülke yer alıyor.Hint-Pasifikler, rekabet halinde yaşayan onlarca şehir devletini içinde barındıran Antik Yunan coğrafyasını hatırlatıyor bana. Yunan uygarlığının
ABD ve Çin arasındaki
“Büyük Güç Rekabeti”nde “Hint-Pasifikler”
jeopolitik bir gerilim hattı. Dünya ticaretinin çok önemli bir oranı bölgedeki su yolları üzerinden akış sağlıyor. ABD’nin bölgedeki yerleşik askeri gücünü
“Hint-Pasifik Komutanlığı”
temsil ediyor. Bu komutanlığın ilgi alanı içerisinde dünya nüfusunun yarısından fazlasına tekabül eden 36 ülke yer alıyor.
Hint-Pasifikler, rekabet halinde yaşayan onlarca şehir devletini içinde barındıran Antik Yunan coğrafyasını hatırlatıyor bana. Yunan uygarlığının sonunu getirdiği düşünülen
Ege Denizi ve Mora yarımadasını kapsayan alanlarda meydana gelmişti. 27 yıl süren savaşlar bölgenin iki büyük gücü “
” ve “
” arasında cereyan etmişti. Savaşlarda Atina ve Isparta’nın yerel müttefikleri de önemli rol oynadılar. Atinalı
kaleme aldığı kitabında savaşların nedenlerine ilişkin çarpıcı bilgilere yer vermişti.
Tukidides’e göre bölgenin egemen kara gücü Isparta ile yükselen ticaret-deniz gücü Atina arasında savaş kaçınılmazdı. 2500 yıl önce vuku bulan Peleponez Savaşları modern dönemlerde uluslararası siyaset bilimcilerin dikkatini çekti. Amerikalı tarihçiler bu yargı kalıbını “
” ile
arasındaki
a uyarladılar. Uyarlamada Atina’yı ABD, Isparta’yı Sovyetler Birliği temsil ediyordu. Peleponez Savaşlarını Isparta kazandığı için ABD’nin Sovyetler Birliği’yle doğrudan savaşmaması bile tavsiye ediliyordu.
Sovyet Yönetiminin tek taraflı olarak masadan kalkmasıyla birlikte “Soğuk Savaş” 1990’ların başlarında tek mermi atmadan bitti. Sovyetler Birliği’nin dağılması ABD’ye geçici bir zafer hissi verdi.
nin bir deyim olarak kullanılması bu dönemde ortaya çıktı
1980’lerden itibaren Çin’in dünyaya açılması ve giderek yükselen bir ekonomik güç haline gelmesiyse ABD’nin küresel sistem içindeki yerini değiştirmeye yönelik kötü niyetli bir atılım olarak görülüyor.
başta olmak üzere Amerikalı tarihçiler ve siyaset bilimcilerse bu kez Tukidides’in betimlemelerini ABD ve Çin arasındaki rekabete uyarladılar. Bu uyarlamada Isparta rolü ABD’ye, Atina rolüyse Çin’e atfediliyordu. Buna göre yerleşik egemen güç ABD ile yükselen Çin arasındaki rekabet eninde sonunda savaşla sonuçlanacak.
Amerika’daki Çin karşıtı şahinlere göre Çin’in ekonomik-askerî yükselişi durdurulamaz ise ABD küresel düzen üzerindeki egemenliğini kaybedecek. ABD’nin Hindistan, Avustralya ve Japonya ile gerçekleştirdiği
“Dörtlü Diyalog Zirvesi(QUAD)”
açıkça ifade edilmese bile Hint-Pasifikler’de Çin’in gücünü dengelemeye yönelik tabii. Tayvan Adası’ysa Çin ile ABD arasındaki en gerilimli konu. ABD’nin Tayvan’a desteğine Çin şiddetli tepki gösteriyor.
ABD’nin bir diğer hamlesiyse Eylül 2021’de İngiltere ve Avustralya ile
nı imzalamasıydı. Anlaşmaya göre ABD ve İngiltere, Avustralya’ya nükleer enerji ile çalışan denizaltılar inşa edecekler. Rusya Ukrayna’da hipersonik füze kullandığını açıklamıştı. Bunun üzerine “AUKUS” imzacıları hipersonik füze sistemleri için işbirliği yapacaklarını duyurdular. Geçen yıl ABD, Güney Çin denizi üzerinde hipersonik
füze testleri yaptığı iddiasıyla Çin’e tepki göstermişti. Bu yüzden hipersonik füze işbirliğinin de Çin ile ilgili olduğu tahmin ediliyor.
ABD, Hint-Pasifikler’de Çin ile ihtilaflı ülkelerle işbirliği ve ittifaklar yaparak Çin’i kapana kıstırmak istiyor. Diğer yandan ABD Çin ile “büyük güç rekabeti”niyse
ile
arasındaki bir varoluşsal bir mücadele olarak yansıtmaya çalışıyor.
Çin’in Avustralya’nın kuzey doğusunda Solomon Adaları yönetimiyle askerî işbirliği de içeren bir güvenlik anlaşması yapması ABD, Japonya, Avustralya, Yeni Zelenda ve Tayvan tarafından tepkiyle karşılandı. Solomon Adaları Yönetimi 2019’da Tayvan yönetimiyle bağlarını keserek Pekin’i pek mutlu etmişti. Diğer yandan Solomon Adalarının Avustralya’yı ABD ve Japonya’ya bağlayan deniz yollarının yakınında askerî olarak stratejik bir konumu işgal ettiğini belirtelim.
Analizlere göre Çin bu anlaşmayla “AUKUS”a karşı bölgede zemin kazanmaya çalışıyor. Hint-Pasifikler’de iki büyük güç arasında açık-gizli çok tehlikeli bir çekişme yaşanıyor. Bu çekişme, bölgesel güçleri de içerisine doğru çekiyor. General Tukidides’in uyarısı kulaklarda çınlıyor.