Dolara karşı “BRICS parası” mı geliyor!

04:0020/08/2023, Pazar
G: 20/08/2023, Pazar
Abdullah Muradoğlu

1944 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New Hampshire eyaletinde imzalanan “ Bretton Woods Antlaşması ” ile “ Amerikan dolarının “ altın ”a sabitlenmesi kabul edilmişti. Buna göre 35 ABD Doları, bir ons altına karşılık geliyordu. Böylece İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan “ Yeni Dünya Düzeni ”nde dolar “ rezerv para birimi ” veya “dünya parası” olarak işlev görmeye başladı. ABD bastığı her doların altın karşılığını da bulunduruyordu. Kezâ “altın” standardına dayalı olarak diğer gelişmiş

1944 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New Hampshire eyaletinde imzalanan “
Bretton Woods Antlaşması
” ile “
Amerikan dolarının
altın
”a sabitlenmesi kabul edilmişti. Buna göre 35 ABD Doları, bir ons altına karşılık geliyordu. Böylece İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan “
Yeni Dünya Düzeni
”nde dolar “
rezerv para birimi
” veya “dünya parası” olarak işlev görmeye başladı. ABD bastığı her doların altın karşılığını da bulunduruyordu. Kezâ “altın” standardına dayalı olarak diğer gelişmiş ülkelerin paraları dolarla bağlantılandırılmıştı.
Bu sistem ABD Başkanı
Richard Nixon
’ın 15 Ağustos 1971’de yaptığı bir açıklamayla çöktü. Bütün dünyada şok etkisi yapan bu açıklamada Nixon, doların altın ile bağlantısını kopardığını, bundan sonra ABD Doları’nın altın karşılığına bağlı olmayacağını duyurmuştu. Böylece dolar, ABD’nin salt ekonomik ve askerî gücüne dayanan tek taraflı bir küresel egemenlik aracı haline dönüştürülmüştü. “Bretton Woods Antlaşması” ile kurulması öngörülen “
Uluslararası Para Fonu 4(IMF)
” ile
“Dünya Bankası”
da doların gücünü destekleyen, dolayısıyla da ABD’nin çıkarlarını yansıtan kurumlar olarak işlev gördüler.
ABD ile Suudi Arabistan arasında yapılan bir anlaşma ile petrol alım-satımlarının da Amerikan Doları’yla yapılması sağlanmıştı.
“Petro-dolar”
nitelemesinin kaynağı da bu anlaşmaydı. Petrolun yanı sıra gaz ve emtia fiyatlarının da dolar üzerinden fiyatlandırılması ‘ABD’nin
“küresel ekonomik/finansal düzen”
üzerindeki Amerikan egemenliğini pekiştiriyordu.
ABD gelişmiş diğer ülkelerin finansal fazlalarını kendine çekiyor. Bu ülkelerdeki sermaye birikimlerinin önemli bir miktarı Amerikan fonlarına gidiyor. “Çin” ve “
Japonya
” başta olmak üzere birçok ülkeyse Amerikan Devlet Tahvilleri satın alarak Amerikan çarkının dönmesini sağlıyorlardı. ABD’nin dış açıklarını dışarıdan gelen paralarla giderdiğini belirtmek gerekiyor.
ABD dünyanın en büyük askerî harcamasını yapıyor. 2024 için öngörülen savunma harcaması “
900 milyar dolar
”a yakın. Diğer istihbarat ve güvenlik harcamalarıyla birlikte miktarın 1 trilyon doları geçtiği tahmin ediliyor. ABD 1945’lerden bu yana birçok ülkede yüz binlerce asker bulunduruyor. Dünyanın birçok yerinde ABD’nin irili ufaklı 800 kadar askeri üssü var. ABD askerî harcamalarını da dışardan gelen yabancı sermaye ile karşılıyor. ABD’nin yeni nesil teknolojilerini geliştirmesi ve rakip ülkelerin önüne geçebilmesi de bu para akışına bağımlı.
“Rakip ülke”
derken, akla hemen “Çin” geliyor tabii. Çin ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Çok da uzak olmayan bir gelecekte Çin’in ekonomik ve askerî olarak ABD’yi geçebileceğine dair bir “
korku
” pompalanıyor. ABD’nin askerî harcamalarını sadece kendi birikimiyle gerçekleştirmesi halinde Amerika’da zaten diplerde olan sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin daha da keskinleşeceği aşikâr gözüküyor. Bu yüzden
“rezerv para birimi”
olarak ‘dolar’ın küresel hakimiyetinin sürmesi Amerikan iç siyasetini de çok yakından ilgilendiriyor.
ABD’nin “
Rusya
” başta olmak üzere birçok ülkeye uyguladığı ekonomik/finansal yaptırımlar ise doların “
silah
” olarak kullanıldığına ilişkin kanaatleri giderek pekiştiriyor. ABD ile ihtilaflı olan veya ihtilaf potansiyeli taşıyan ülkeler dolar egemenliğine karşı çareler arıyorlar. Çin ve Rusya arasında olduğu gibi bu ülkeler ticaretlerini kendi paralarıyla yapmaya başladılar. Bu gelişmeler dünyadaki para rezervleri içinde dolar oranının yavaş yavaş azalmasına yol açıyor.
Ağustos 1971’de ABD Doları’nın “altın” ile göbek bağını kesmişti. 22-24 Ağustos 2023 tarihleri arasında Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde “
BRICS Zirvesi
” gerçekleşecek. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika tarafından kurulan BRICS,
“Batı’nın Zenginler Kulübü”
olarak nitelenen “
G/7
” ile adeta yarış halinde. Hemen belirtelim, birinde ABD’nin, diğerinde Çin’in öne çıktığı iki grup birleşik görünseler bile kendi içlerinde farklı nüansları da içeriyorlar.
Bir süredir Batı medyasında, doların egemenliğine karşı BRICS içinde Çin ve Rusya’nın başını çektiği bir hareketten söz ediliyor. Buna göre “
Karşı-Ağırlık
” olarak doların küresel gücünü dengeleyecek yeni bir uluslararası para birimi gündemde. Bu yeni para biriminin altına endeksleneceği de söylentiler arasında yer alıyor. BRICS Zirvesi’nde konunun tartışılacağına dikkat çekiliyor. Dolayısıyla gözler Salı günü başlayacak BRICS Zirvesi’ne çevrilmiş bulunuyor.
#Politika
#Ekonomi
#ABD
#Dolar
#Abdullah Muradoğlu