Anglosfer’in 5 Gözü Gazze’nin üzerindeymiş!

04:0028/11/2023, Salı
G: 28/11/2023, Salı
Abdullah Muradoğlu

“Beş Göz”, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşan “Anglosfer” ülkeleri arasındaki “Elektronik istihbarat ittifakı”na verilen bir isim. ABD Avustralya’daki “Pine Gap” üssündeki Ulusal Güvenlik Ajansı(NSA)’nın uyduları aracılığıyla büyük bir bölgeyi izliyor. Orta Doğu ve Afrika da bu üssün kapsam alanı içerisinde. Avustralya merkezli “Declassified Australia”nın haber sitesinde “Filistin’i hedef almak: Avustralya’nın Pine Gap aracılığıyla İsrail’in


“Beş Göz”, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşan “Anglosfer” ülkeleri arasındaki “Elektronik istihbarat ittifakı”na verilen bir isim. ABD Avustralya’daki “Pine Gap” üssündeki Ulusal Güvenlik Ajansı(NSA)’nın uyduları aracılığıyla büyük bir bölgeyi izliyor. Orta Doğu ve Afrika da bu üssün kapsam alanı içerisinde.

Avustralya merkezli “Declassified Australia”nın haber sitesinde “Filistin’i hedef almak: Avustralya’nın Pine Gap aracılığıyla İsrail’in Gazze saldırısına verdiği gizli destek” başlıklı bir haber yer aldı. Peter Cronau imzalı haberde “Pine Gap” ve “NSA”da uzun yıllar görev yapan David Rosenberg’in verdiği bilgiler yer alıyordu. Bu bilgilere göre “Pine Gap” Gazze şeridinde elde ettiği iletişim ve elektronik istihbarat verilerini İsrail ordusuna aktarıyor imiş. “Pine Gap” hakkında yazdığı kitaplarla tanınan David Rosenberg üs personelinin Gazze’de “komuta ve kontrol” merkezlerinden yayılan sinyalleri toplamakla da görevlendirildiğini söylüyordu.

Oysa İsrail detay bilgilerle ilgilenmiyor. İsrail’in hedefi, daracık Gazze şeridine sıkıştırılmış 2 milyondan fazla Filistinli. Peter Cronau, Avustralya Savunma Bakanlığı’na Pine Gap’ın İsrail-Gazze savaşındaki rolü ve “savaş suçu” işlendiğine dair yasal suçlamalar olması halinde üs personelini savunmak için hangi gerekçelere başvurulacağını sormuş, ancak cevap alamamış.

“Declassified UK” sitesindeyse ABD’nin İngiltere’nin Kıbrıs Rum kesimindeki askerî üssünden İsrail’e gizlice silah sevkiyatı yaptığına dair haberler yer alıyordu. Aynı sitede Phil Miller imzalı “İsrail Ordusunda İngiliz savaşçılar: Bu yasal mı?” başlıklı haberdeyse yüzlerce İngiliz vatandaşının İsrail Ordusu’na katıldıkları belirtiliyordu. İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson 5 Kasım’da Kudüs’te silahlı, askerî üniformalı İngiliz vatandaşlarıyla poz vermişti.

Haberde İngiliz vatandaşlarının işgal altındaki “Batı Şeria” ve Golan Tepeleri’nde görev yaptıkları da belirtiliyordu. Oysa İngiliz hükümeti İsrail’in Golan Tepeleri’ni ilhâk kararını tanımadığını 2019’de BM’ye bildirmişti. Keza ABD gibi İngiltere de Batı Şeria’yı işgal edilmiş topraklar olarak görüyor ve bu bölgedeki Yahudi yerleşimlerini yasa dışı olarak niteliyor.

Diğer bir meseleyse, ABD’nin İsrail’e verdiği “M4” saldırı tüfeklerinin Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimcilere dağıtılması. Ekim ayı sonlarında İsrail’in Ulusal Güvenlik Bakanı İtimar Ben-Gvir bir siyasi etkinlikte sivillere saldırı tüfekleri dağıttığını gösteren fotoğraflar bile yayınlamıştı.

ABD Dış İşleri Bakanlığı’nda silah satışlarını denetleyen ofislerden birinin direktörü olan Josh Paul Biden Yönetimi’nin İsrail’e koşulsuz silah desteğini protesto amacıyla görevinden istifa etmişti. ABD silahlarının sivillere karşı kullanılacağına dikkat çeken Paul şunları söylüyordu:

“İsrail’in talep ettiği silahların sadece Gazze’de değil, Batı Şeria’da da uygulanabilirliği vardı. Örneğin şu anda Instagram’da İsrailli yetkililerin yerleşimcilere M4 ateşli silahlar dağıttığı videolar var. Bunun çok endişe verici olduğunu düşünüyorum. Bizim için endişe verici olmalı çünkü yerleşimcilerin Filistinli sivillere karşı uyguladığı şiddetin bir sicili var.”

ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatına devam etmesi Josh Paul için bardağı taşıran son damlaydı. Zira İsrail ordusu son 15 yılda ABD’den aldığı silahları sivillere karşı ziyadesiyle kullandı. Bu silahlar arasında “Helfire” güdümlü füzeleri, 155 milimetrelik top mermileri ile “M4” saldırı tüfekleri de yer alıyor. Bu silahlarla ABD vatandaşları da hayatlarını kaybetti. 2022’de İsrail ordusuna mensup bir keskin nişancı tarafından M4 ile başından vurularak öldürülen Filistin asıllı Hıristiyan bir aileye mensup Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile bunlardan sadece biriydi.

Geçtiğimiz günlerde Pentagon’dan sızdırılan bilgilere göreyse Biden Yönetimi İsrail’e binlerce Helfire füzesi, on binlerce 155 mm’lik top mermileri transfer etti. Keza M4 saldırı tüfeklerinin Biden Yönetimi’nin İsrail’e yapacağı yeni bir satışta önemli bir yer tuttuğunu hatırlatmalıyım.

Diğer siviller bir tarafa, Gazze’de altı binden fazla çocuk, dört binden fazla kadın katledildi. Mevzu başka bir ülke olduğunda sözde ‘insan hakları’ dahil bir çok ‘koşul’ öne süren Biden Yönetimi ve Amerikan Kongresi İsrail’e silah desteğini “koşulsuz” sürdürmeye devam ediyor.

#politika
#Gazze
#İsrail
#Abdullah Muradoğlu