“Soğuk Savaş”döneminde(hatta sonrasında) dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştirilen askerî darbelerde Amerikan parmağı vardı. Liste bir hayli uzun ve zaten herkesin bildiği bir sır bu. Dünyada askerî darbeden muaf tek ülkeninse ABD olduğu söylenirdi.“Neden ABD’de darbe olmaz”sorusuna verilen cevapsa “Çünkü Washington’da Amerikan Büyükelçiliği bulunmuyor” oluyordu. Bu cevap meşhur bir klişe olarak kayıtlara geçti. Artık bu klişe eskidi.Sadece askerî darbe değil, Amerika’nın bir“iç savaş”tehlikesi
döneminde(hatta sonrasında) dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştirilen askerî darbelerde Amerikan parmağı vardı. Liste bir hayli uzun ve zaten herkesin bildiği bir sır bu. Dünyada askerî darbeden muaf tek ülkeninse ABD olduğu söylenirdi.
“Neden ABD’de darbe olmaz”
sorusuna verilen cevapsa “Çünkü Washington’da Amerikan Büyükelçiliği bulunmuyor” oluyordu. Bu cevap meşhur bir klişe olarak kayıtlara geçti. Artık bu klişe eskidi.
Sadece askerî darbe değil, Amerika’nın bir
tehlikesi içinde olduğu dahi yazılıp çiziliyor. ABD’de gerçekleştirilen pek çok ankete göre Amerikalıların önemli bir yüzdesi ülkelerinin bir iç savaş ortamı içerisinde olduğunu düşünüyor. Oysa ülkelerinin liberal demokrasinin kalbi olduğuna inanan Amerikalılar için darbeler dışarıda bir yerlerde olup bitiyordu. Müesses nizamın darbelere geçit vermeyecek ölçüde güçlü olduğuna inanılırdı.
Amerikan müesses nizamı Washington’da
“iki partili mutabakat” il
e sürdürülüyordu. İster Cumhuriyetçiler, isterse Demokratlar iktidarda olsunlar, çok bir şey değişmiyordu. Bilhassa Amerikan dış politikasında bu iki partili mutabakat her halükarda gücünü koruyor idi. Bu mutabakat,
“Amerikan Askeri -Endüstriyel Kompleksi”
ve
le desteklenmekteydi.
Ancak Amerika’da müesses nizama dair halk algısı giderek değişiyor. 2016’da
’ın sürpriz şekilde Başkanlık seçimlerini kazanması, müesses nizamın çatlamaya başladığının bariz bir işaretiydi. Trump, müesses nizama güvenini yitirmiş kesimlerin dip dalgasının üstünde sörf yaptı. Ne ki Trump, ufak tefek rötuşlar dışında bu dip dalganın taleplerini yerine getirmedi. Buna rağmen bu dip dalga hâlâ bile Trump’ı ayakta tutuyor.
Trump 4 yıl içerisinde Cumhuriyetçi Parti’yi geleneksel çizgisinden uzaklaştırdı. Trump karşıtı Cumhuriyetçilerse birer ikişer gemiyi terk ediyorlar.
’ın 2020 seçimlerini hileyle kazandığını ilân eden Trump, Cumhuriyetçi eyalet yönetimlerinden, senatörlerden ve vekillerden de seçim sonuçlarını kabul etmemelerini istemişti. Seçimleri Demokratların kazandığını açıklayan Cumhuriyetçiler için siyaset yolu iyice daraldı. 2022 ara seçimlerinden sonra ABD Kongresi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin daha Trumpçı bir çizgide olması bekleniyor.
6 Ocak 2021’de Trump yanlısı grupların
ni işgal etmeleri Amerikan tarihinde bir ilkti.
muhabirleri
ve
tarafından yazılan ‘T
ek Başıma Halledebilirim’ (I Alone Can Fix It)
adlı kitaptaysa önemin Genelkurmay Başkanı
’nin Trump’ın darbe girişiminde bulunabileceğinden endişe duyduğu belirtiliyordu. Hatta Milley’nin üst düzey komutanlarla yaptığı bir toplantıda,
“Deneyebilirler ama başarılı olamazlar. Ordu olmadan başaramazlar. CIA ve FBI olmadan başaramazlar. Silahlar bizde” dediği”
öne sürülüyordu. Tabii Trump kitapta yer alan bu iddiaları reddediyor.
Trump’ın 2024’te Başkan adayı olması ve seçimleri kaybetmesi durumunda Amerika’da neler olabileceğine dair pek senaryo konuşuluyor. Bu senaryolara göre 2024’te yaşanacak olanlar 2020 seçimleri sonrasında meydana gelen gelişmeleri mumla aratacak. Bu senaryolarda “darbe” ve “iç savaş” ihtimali de yer alıyor. 2020 seçimleri sonrasında Amerikalıların daha fazla silahlandığı biliniyor. Öte yandan ABD’de
yüzlerce milis grubunun faaliyet gösterdiği dikkate alınacak olur ise bu senaryoları yabana atmak hiç de kolay değil.
Geçtiğimiz günlerde
gazetesinde yayınlanan bir yazıda üç emekli generale atfen 2024’te darbe olabileceği ihtimaline yer verildi. Bu generallere göre Trump veya bir başka Trumpçı figürün seçimleri kaybetmesi durumunda ülke kaosa sürüklenebilir. Cumhuriyetçiler’in sonuçları kabul etmemelerinin bir darbe girişimini tetikleyebileceğini belirten generaller ordunun sadakatinin bölünebileceği, bu bölünmeninse iç savaşa yol açabileceğine dikkat çekiyorlar. Bu yüzden generaller Kongre’nin ve mevcut yönetimin acîl olarak bu ihtimalleri devre dışı bırakacak önlemler alması gerektiğini tavsiye ediyorlar.
Halîhazırda Amerika için en büyük sorun,
ABD’nin müttefikleri de, rakipleri de, hasımları da ABD’nin siyasî geleceğinin belirsizliğine dikkat kesilmiş görünüyorlar. Kuşkusuz bu belirsizlik, ABD’nin uluslararası ilişkilerini ve ittifaklarını da etkiliyor veya etkileyecektir.
#ABD
#Washington
#Donald Trump