Gazze’de alenen soykırım suçu işleyen İsrail’i koruyup kollamak ABD ve Batı dünyası için artık ‘ siyasî ’ bir yük haline gelmiş bulunuyor. “Siyasî” diyorum, çünkü İsrail’e verilen kayıtsız-şartsız, sorgusuz- sualsiz destek Batı’nın ahlakî çıtasının kartondan olduğunu kanıtlıyor. ABD Başkanı Joe Biden işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinliler’e şiddet uygulayan Siyonist yerleşimcilerden birkaçına yaptırım getirmek zorunda kaldı. Biden, İsrail’in Refah kentini işgal etmesi halinde bazı bombaların
Gazze’de alenen soykırım suçu işleyen İsrail’i koruyup kollamak ABD ve Batı dünyası için artık ‘
’ bir yük haline gelmiş bulunuyor. “Siyasî” diyorum, çünkü İsrail’e verilen kayıtsız-şartsız, sorgusuz- sualsiz destek Batı’nın ahlakî çıtasının kartondan olduğunu kanıtlıyor.
ABD Başkanı
işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinliler’e şiddet uygulayan Siyonist yerleşimcilerden birkaçına yaptırım getirmek zorunda kaldı. Biden, İsrail’in Refah kentini işgal etmesi halinde bazı bombaların sevkiyatını durduracağını da söyledi. ABD’de
“en yüksek rütbeli Yahudi”
olarak anılan
Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer
ise Netanyahu’nun iktidardan gitmesini istedi. Oysa Schumer, Netanyahu’ya en yakın Demokratlar’dan biriydi.
25 Mart’ta BM Güvenlik Konseyi Gazze’de acil ateşkes çağrısı içeren bir karar tasarısını onaylamıştı. ABD bu kez “çekimser” oy kullanmıştı. Defalarca ateşkes tasarılarını veto eden ABD’nin kendisi 10 Haziran’da bir ateşkes karar tasarısını “BMGK”da oylamaya sunuyordu.
ABD Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü
ise Cuma günü yaptığı basın açıklamasında, Ürdün’den Gazze’ye sevk edilen gıda kamyonlarını Batı Şeria’da engelleyen, ateşe veren, yağmalayan “
” adlı Siyonist gruba yaptırım uygulanacağını duyuruyordu. Duyuruda engellemelerin aylardır gerçekleştiği belirtilirken, yaptırım için neden bu kadar beklendiğine dair bir açıklama getirilmiyor tabii. Öte yandan İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı
’in yardım konvoylarının güvenliğinin sağlanmaması için üst düzey polislere doğrudan emir verdiği ortaya çıktı. Ancak, ABD’nin yaptırım listesinde Ben Gvir’in ismi yer almıyor.
ABD’nin yukarıda yer verdiğim girişimlerinde ne bir tutarlılık var, ne de İsrail üzerinde ciddi bir etkisi var. Biden Yönetimi’nin göstermelik de olsa kendisini bu girişimlere mecbur hissetmesi, ABD’de koşulsuz İsrail desteğinin çatladığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Demokrat vekillerin neredeyse yarısı İsrail’e askerî desteğin koşullara bağlanmasını istiyor. Demokrat seçmenlerin çoğunluğu da aynı görüşte. İleri yaşlardan genç yaşlara doğru indikçe İsrail’e destek azalıyor. İsrail’e en fazla destek
“Beyaz-Hıristiyan Amerikalılar”
dan geliyor. Desteğin en yüksek olduğu kesim ise “
yani
“Hıristiyan-Siyonistler”.
ABD’nin değişen nüfus yapısı İsrail’e desteği azaltacak bir seyir izliyor. Washington merkezli
“Umumî Din Araştırmaları Enstitüsü(Public Religion Research Institute-PRRI)”
Başkanı
a göre “Beyaz Evanjelikler”in nüfusu da azalıyor. Jones 2016’da yayınlanan
“Beyaz Hıristiyan Amerika’nın Sonu”
başlıklı kitabında değişen nüfus yapısının dinî eğilimler üzerindeki etkisini inceliyordu. 2006’da nüfusun yaklaşık dörtte birini teşkil eden “Beyaz Evanjelikler”in oranı 2016’da Yüzde 16.8’e, 2024’teyse Yüzde 13.6’ya kadar düşmüş.
20 yıl kadar önce her 10 Cumhuriyetçi’den yaklaşık 8’ini oluştururken, Demokratlar’ın yaklaşık yarısını oluşturuyordu. Halihazırda “Beyaz Hıristiyanlar” 10 Cumhuriyetçi’den yaklaşık 7’sini, Demokratlar’ın ise sadece dörtte birini oluşturuyorlar.
2008’de nüfusun yüzde 54’ü “
idi. 2022’de bu oran yüzde 42’ye düştü. Giderek yaşlanan “
Beyaz Hıristiyan Amerikalılar
”ın toplam nüfus içindeki payları azalıyor. Beyaz-Hristiyan alt gruplarının ortanca yaşı “
” için 54, “
” için 58. Bu veriler genç kuşakların bu gruplardan koptuklarını gösteriyor. İsrail’e Amerikalı Yahudilerden daha coşkulu destek veren “Beyaz Evanjelikler” Cumhuriyetçi Parti tabanının yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Bu da Cumhuriyetçiler’in neden daha fazla İsrail yanlısı olduğunu açıklıyor.
Değişen nüfus yapısının iç ve dış politikayı etkilememesi düşünülemez. Nitekim ABD’nin en seçkin üniversitelerinde İsrail protesto ediliyor. “ABD Kongresi”ndeki Demokrat vekillerin neredeyse yarıya yakınını temsil eden daha ‘Sol’daki “İlericiler
”ysa İsrail’e silah sevkiyatının durdurulmasını talep ediyor. Biden Yönetimi’nin göstermelik de olsa İsrail’i huzursuz eden bazı girişimlere başvurması içerden yükselen tepkilerin bir sonucudur.
Bu tepkiler İsrail’e koşulsuz desteği henüz nihayete erdirecek kadar güçlü değilse bile değişen nüfus yapısı İsrail’i bir hayli kaygılandırıyor. Halihazır durumda bile iki partili İsrail desteği çatlamış bulunuyor. Dolayısıyla İsrail’in ABD’deki siyasî gücü giderek zayıflayan bir seyir izliyor.
#ABD
#İsrail
#Abdullah Muradoğlu