ABD zaten savaşta mı?!

04:0015/05/2022, Pazar
G: 15/05/2022, Pazar
Abdullah Muradoğlu

“ABD Kongresi”Ukrayna için öngörülen 40 milyar dolarlık yardım paketini onayladı. Tasarı“Demokrat”ve“Cumhuriyetçi”vekillerin desteğiyle kabul edildi. Sadece 57 Cumhuriyetçi “Hayır” oyu verdi. Mart’tan bu yana ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı yardım 50 milyar doları geçti. Tasarı Senato’da kabul edilir ise Ukrayna son 20 yılda ABD’den en fazla yardım alan ülke olacak. Askerî içerikli yardım, ABD’nin yurt dışındaki müdahalelerine muhalefetiyle bilinen Cumhuriyetçi SenatörRand Paul’ün engeline takıldı. Senato’daki

“ABD Kongresi”
Ukrayna için öngörülen 40 milyar dolarlık yardım paketini onayladı. Tasarı
“Demokrat”
ve
“Cumhuriyetçi”
vekillerin desteğiyle kabul edildi. Sadece 57 Cumhuriyetçi “Hayır” oyu verdi. Mart’tan bu yana ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı yardım 50 milyar doları geçti. Tasarı Senato’da kabul edilir ise Ukrayna son 20 yılda ABD’den en fazla yardım alan ülke olacak. Askerî içerikli yardım, ABD’nin yurt dışındaki müdahalelerine muhalefetiyle bilinen Cumhuriyetçi Senatör
Rand Paul
’ün engeline takıldı. Senato’daki iki partinin ana akım liderleri ittifak halinde oldukları için tasarının kısa süre içerisinde onaylanması bekleniyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden 37 gün önce İki Parti’li bir grup senatör Ukrayna’nın silahlandırılmasını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan bir tasarıyı ABD Kongresi’ne taşımıştı. Tasarının imzacıları arasında Cumhuriyetçi şahinlerden
Lindsey Graham ve Marco Rubio
da yer aldı. ABD Kongresi “
Ukrayna Demokrasi Savunması Ödünç Verme ve Kiralama Yasası”
nı hızlıca onayladı. Yasa, 9 Mayıs’ta ABD Başkanı
Joe Biden
’ın imzalamasıyla yürürlük kazandı.
Yasa, İkinci Dünya Savaşı sırasında çıkarılan bir yasanın Ukrayna bağlamında güncellenmesi olarak görülüyor. İngiltere Başbakanı
Winston Churchill
ABD’den yardım istemişti. Bu çağrı üzerine ABD Başkanı
Franklin D. Roosevelt
, İngiliz kuvvetlerinin silahlandırılmasına yardımcı olmak amacıyla Mart 1941’de
“Ödünç Verme ve Kiralama Yasası”
nın çıkarılmasını sağlamıştı. Bu tarihte ABD
‘tarafsız’
pozisyonundaydı. Japonya 7 Aralık 1941’de Hawaii adalarındaki
ABD Pasifik Filosu’na ve Pearl Harbor
askerî üssüne hava saldırısı düzenledi. Saldırıda 2403 ABD askeri öldü. ABD’nin Japonya’ya savaş ilan etmesiyle birlikte savaşın seyri hızlıca değişiyordu.
Aslında Japonya’nın ABD’ye saldırmasında hem söz konusu yardım yasası, hem de ABD’nin Japonya’ya uyguladığı geniş kapsamlı ambargo kararları rol oynadı. ABD hükümeti Temmuz 1941’de Amerika Birleşik Devletleri’nde tutulan Japon varlıklarını dondurdu.
Roosevelt Yönetimi J
apon kuvvetleri Çinhindi'›ne girdikten sonra Tokyo’ya petrol ambargosu da uyguladı. ABD ayrıca çelik ve kauçuk ihracatına da ambargo koydu. Böylece Japonya, denizaşırı ticaretinin dörtte üçüne, petrolünse yüzde 90’una erişimini kaybetmiş oluyordu. Petrole erişiminin engellenmesi Japon ordusu için hayati derecede önemliydi. ABD’yse Japonya’yı
“suyu yavaş yavaş boşaltılan havuzdaki balık”
durumuna düşürmek istiyordu.

Ambargo Japonya’yı dizginlemek yerine daha da hırçınlaştırdı. Japonya Güneydoğu Asya’nın kontrolünü ele geçirerek, hem hammadde ihtiyacını karşılamak, hem de hasımlarının bu kaynaklara erişimini engellemek için saldırı alanının kapsamını genişletti. ABD ile savaş ihtimalinin Japonya’yı daha önce saldırarak müstakbel hasmını etkisiz kılmaya sevk etmişti.

Bugüne gelecek olur isek, ABD Rusya ile doğrudan savaş halinde değil. Ancak Ukrayna’nın silahlandırılması ve Rusya’ya getirilen kapsamlı yaptırımlar ABD ve Rusya arasında bir çatışma ihtimalini akıllara getiriyor. Tabiatiyle, dünyanın en büyük iki nükleer gücü arasındaki olası çatışmadan endişe ediliyor. Amerikan medyasında ABD istihbaratının Ukrayna güçlerine kritik yardımlarda bulunduğu, bu yardımların “
Moskova
” isimli savaş gemisinin vurulması, yanı sıra arazide birçok Rus generalin öldürülmesinde de rol oynadığına ilişkin haberlere yer verildi.
ABD Başkanı Biden’ın Ukrayna’da Rusya’ya karşı kullanılan “
Javelin
” füzelerinin üretildiği özel bir tesise 3 Mayıs’ta yaptığı ziyaret de çok dikkat çekti. İşçilere övgüler yağdıran Biden tesiste üretilen füzelerin Ukrayna’da oyun değiştirici bir rol oynadığına vurgu yapıyordu. Bütün bunlar, Ukrayna’nın işgalinin son bulmasını sağlamaktan ziyade Rusya’nın kalıcı şekilde zayıflatılmasına yönelik kapsamlı bir strateji olduğuna dair yorumları pekiştiriyor. Rusya nezdinde ABD’nin tutumunun “savaş eylemleri” olarak algılandığını belirtmek gerekiyor.
ABD de, Rusya da, doğrudan çatışmaya girmek istemeseler dahi beklenmedik bir gelişme olayların seyrini değiştirebilir.
Tarih
’ten elde edilmesi gereken derslerden birisiyse, büyük felâketlere sebebiyet veren savaşların hangi yanlış kararlardan kaynaklandığını kavramak olmalı. Bu kavrayış, savaşların nasıl önlenebileceğine, barışın nasıl sağlanabileceğine ilişkin seçenekler hakkında önemli ipuçları verecektir. Tarih konuşuyor, tabii kulak veren olur ise.
#ABD Kongresi
#Ukrayna
#Rusya