Ülke yönetimini FETÖ yanlılarına teslim etmemek için kahramanca bir savunma ortaya koyan Türk milleti, 15 Temmuz’da büyük bir mücadele ortaya koydu. Toplumsal hafızamızın kilometre taşlarından olan bu gecede sevinç ve gurur kadar acılar da yaşandı. 251 şehidin acısı bütün Türkiye’yi sardı. Kiminin adı okullara verildi kiminin meydanlara... O şehitlerin yakınları Yeni Şafak Pazar eki için mektuplar yazmıştı. Bu duygu dolu satırlar, Mehmet Çevik’in kaleminden “Kurtuluş Senfonileri” adıyla müzikli dramatik gösteri olarak sahneye uyarlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Kocaeli Şehir Tiyatroları tarafından hazırlanan, Aydın Sigalı’nın genel sanat yönetmeni, akademisyenler Mehmet Emin Beyazçiçek ile Adil Çete’nin danışmanı olduğu projede Eray İnal şefliğindeki Elif Dilan Atmış, Mehmet Uğur Fıstıkçı, Zeynep Doğru’dan oluşan Senfoni Orkestrası yer alıyor. Anadolu türküleri ve evrensel armoniler ile beslenen gösteri sayesinde 15 Temmuz’a saygı niteliğinde bir anma gerçekleştirilmek isteniyor. Etkinlik, 15 Temmuz 2020 Çarşamba günü saat 20:00’da Kocaeli Milli İrade Meydanı’nda seyirci karşısına çıkacak. Projenin yazar ve yönetmeni Mehmet Çevik ile konuştuk.
O geceyi yaşadığımız günlerin şahitliği olarak kabul ediyorum. Beynimizi ve yüreğimizi kiraladığımız yerden kurtarma, sahte kaplamaları atma konusunda 15 Temmuz’u bize verilmiş bir şans olarak görüyorum. Kuvvetlice bir işgal operasyonun şahitliğini yapmış biri olarak durmam gereken cepheyi sahiplenmemi sağlayan ve yaşadığım kadim toprakların kıymetini gösteren ilahi bir görev gibiydi.
O tarihi günden kopmak istemedim. O günü bizzat yaşayanların, bedel ödeyenlerin, geride kalanların öfkelerini, özlemlerini düşünüp empati kurduğunuzda bu proje sizin için ödev olmaktan öte zorunluluk taşıyor. Bİz de o geceyi türkülerle anlatmaya çalıştık. Türküler halkı anlatmasaydı, milletin karakteristik özeliklerini anlatmasaydı, bu zamana kalamazdı diye düşündüm.
Alanında tecrübeli, ufku açık olan, zaferlerimize hassasiyeti olan arkadaşlarla bir araya geldik. Kocaeli Şehir Tiyatrosu zaten duyarlı yapısıyla biliniyor. Aynı dünyanın içinde olduğumuz, aynı algıyı aynı kaygıyı paylaştığımız için sanatçı arkadaşlara çok fazla bir şey anlatmak gerekmedi.
Bu topraklarda binlerce yıldır her plana karşı varlığınızı sürdürüyorsanız, büyük bedeller ödüyorsanız kurtuluş, varlığınızı tarif eder artık. Ödenmiş bedellerin unutulmaması gerektiğini anlatır. Popüler kimliğim var, beni sanatçı diye tarif ediyorlar, bunca yıl yaşayıp bir şeylere şahit oldum ama trafikte gördüğüm manzara benim en büyük dersimdir. Aracının arkasına Ömer Halisdemir’in fotoğrafını koyan ve altına “Asla unutmam, unutursam kalbim soğusun” yazan araç sahibi kadar duyarlı olmalıydım ben, bir sanatçı olarak. Onun sayesinde duyarlığım arttı. 15 Temmuz’la birlikte, Ömer Halisdemir’le anlatmaya çalıştığımız kahramanlar zincirinin iyi algılanması gerektiğini, unutulmaması gerektiğinin altını çiziyoruz.
Günün sıcaklığı ve yaşanmışlığını düşünerek sürpriz bir şeyler kullanmak yerine gerçekliği kullanmayı tercih ettik. Belleklerde unutulmayacak bir yapı kurmak için unutulmayan türkülerden yola çıktık. En yakın tarihi yüz yıl olan bir anonim türkünün sizi götürdüğü yer ile 2016 yılındaki 15 Temmuz’un nasıl örtüştüğünü görüyorsunuz. Bu toprakları korumaya, var etmeye çalışan duyarlıktaki insanları anlatmak için var olmuş türküleri kullanmak en doğru yöntem. Hoş duygular içinde bir türküyü dinlerken kişisel dünyanızda bir duygu yaratabilirsiniz. Ancak aynı türküyü vatan, millet, bayrak ve inançlarımız üzerinden istemediğimiz bir realite gerçekleşirse o türkünün ona yaklaştığını düşünürsünüz.