Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hakimevi’nde gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğine vurgu yapan Gül, darbe girişimi davalarıyla ilgili de bilgi verdi. Gül, 289 darbe davasından, 272’sinin tamamlandığı, 17’sinin ise devam ettiğini kaydetti. Bakan Gül, tamamlanan darbe davalarında 3 bin 949 mahkumiyet kararı verildiğini, sanıklardan bin 225’inin ağırlaştırılmış müebbet, bin 180’inin müebbet, bin 544’ünün de süreli hapis cezası aldığını, 2 bin 648 kişinin ise beraat ettiğini ifade etti.
FETÖ ile mücadelenin sulandırılmasına da karşı olduklarını belirten Gül, şunları söyledi: “Bu mücadelenin hukuk sınırları içinde olması hepimizin ortak beklentisidir. Herkesi bir torbaya doldurmak, bir çuvala doldurmak mücadeleyi sulandırır. Bu da en çok FETÖ’yü sevindirir.”
FETÖ iltisaklı hakimlerle ilgili çalışmaların devam ettirildiğini aktaran Gül, “Hepsini temizledik, kimse kalmadı’ diye bir yaklaşıma sahip olamayız. Bu konuda Hakimler ve Savcılar Krulu (HSK) titizlikle çalışmasını sürdürüyor” dedi. Bakan Gül, FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin soruşturma, yargılama yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine “Yargı siyasi veya değil diye ayrım yapmaz. Gereğini yapar, yapmaktadır” ifadesini kullandı. Gül, başka bir soru üzerine ise “Herkesin kendi dünya görüşü olabilir. Ancak Bir yanlış oluşuma, yargı üzerinde anayasa ve hukuk dışındaki bir hiyerarşik oluşuma, ne olursa olsun müsaade etmeyiz” yanıtını verdi.
MHP’nin sunduğu şartlı ceza indirime ilişkin çalışma olup olmadığının sorulması üzerine Gül, hem AK Parti grubunun hem yönetiminin, teknik konular üzerinde de bakanlığının bu konu üzerinde çalıştığını söyledi.
(Kezzaplı saldırıya verilen 13 yıl ceza) Yargının bir iş meydana geldikten sonra devreye girdiğini ifade eden Gül, “Bizim ana derdimiz, o olayın hiç yaşanmaması için tedbirleri almak. Elbette suç olduğunda cezası olacak. Bir insan kadına niye el uzatır, niye kezzap atar. Bunların üzerine kafa yormak lazım. Tüm kurumlara, dizileri yapanlara, yayıncılara, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Şiddete uğradıktan sonra hep beraber çalışalım gelin 3 katı, 5 katı daha cezayı artıralım. Ama bizim derdimiz o kadına kezzap dökülmeden nasıl engelleriz?” ifadelerini kullandı.
Yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı üzerinde çalıştıklarını bildiren Bakan Gül, AİHM nezdinde Türkiye’deki ihlallere yönelik 2019’da, bir önceki yıla göre ihlal kararı sayısının 140’tan 96’ya gerilediğini belirtti. Yine, 2019’da AİHM’de Türkiye’ye ilişkin 732 dosya kapatıldığını, derdest dosya sayısının ise tüm zamanların en düşük miktarı olan 680’e gerilediğini kaydederek, “Uluslararası eleştirilere bu rakamlar en güzel, en nesnel cevaptır. Eski Türkiye geride kaldı. Artık hiç kimse Türkiye’yi o eski yasakçı Türkiye’ye çeviremeyecektir” diye konuştu.
Arınç’ın Ekrem Yeter açıklaması
- Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter ile ilgili kararla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcısına yönelik açıklamasına ilişkin de şunları söyledi: “Yürüyen davayla ilgili yorum yapmam söz konusu değil. Mahkemelerin deliller doğrultusunda karar vermesi herkesin beklentisi. Ankara Cumhuriyet Başsavcısının Ekrem Yeter dosyasına ilişkin açıklamaları da kendi yürüttüğü soruşturmaya ilişkindir.”
Wikipedia kararı
Gül, Anayasa Mahkemesi’nin Wikipedia kararıyla ilgili, “Elbette Anayasa Mahkemesinin kararı bağlayıcıdır. O uygulanacak bir konudur” dedi. Adalet Bakanı Gül, yargılama süresinin kısaltılması için 1 Ocak 2019’dan itibaren hedef süreler belirlediklerini belirterek, 2019’da soruşturma aşamasında hedef sürelere uyulma oranının yüzde 74, hukuk mahkemelerinde yüzde 82, ceza mahkemelerinde yüzde 84 ve idari yargı mahkemelerinde yüzde 86 olarak gerçekleştiğini aktardı.
Süresiz nafaka eziyet
- Bakan Gül, süresiz nafakaya ilişkin ise “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Kim ödüyorsa ömür boyu nafaka sürdürülebilir bir konu değil. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı, öneriler de getirildi. Birçok alternatif olabilir. Ülkelere baktığımızda belli süre olanlar var. Hakimin takdirine bırakılan yerler de var. Bunların hangisi mümkün, ne şekilde olabilir, bu Meclisin takdirinde olacak bir konu. Ama bu adımı atarken yeni mağduriyetler oluşmasına izin verilmemesi gerekir” dedi.
