FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi gerçekleştirdiği kanlı darbe girişiminin bastırılmasında, sokağa çıkarak tanklara, tüfeklere ve darbeci hainlere direnen kahraman Türk milletinin yanında İstanbul Emniyet Müdürlüğü de kilit rol oynadı. Şu an Ankara Eminyet Genel Müdür Yardımcısı olan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, darbe girişimini şu an Zonguldak İl Emniyet Müdürü, dönemin İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Metin Turanlı’dan öğrendi. Turanlı, o esnada başka bir terör örgütü DEAŞ’a yönelik yapılacak operasyonun toplantısında olan Çalışkan’ı arayıp “Kendisini albay olduğunu söyleyen bir kişinin arayıp, darbe yaptıklarını, teslim olmaları gerektiğini ve kan akıtmak istemediklerini söylediğini, aynı zamanda askerlerin Beylerbeyi’ndeki polislerin silahlarını alıp polisleri de teslim almak istediği” bilgisini verdi.
Darbe girişimini öğrenen Mustafa Çalışkan, ekibiyle beraber o dönem adı Boğaziçi Köprüsü olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne doğru hareket etti. Hareketten önce telsizi eline alan Çalışkan, İstanbul polis teşkilatına hafızalara kazınan talimatını verdi: “Bütün arkadaşlarıma hitap ediyorum, bulundukları yerden kıpırdamayacaklar. Benim emrim haricinde hareket etmeyecekler. Hiç kimse görevini terketmeyecek, silahını vermeyecek, bulunduğu yeri terketmeyecek, benim talimatlarım doğrultusunda, kanunlar çerçevesinde hareket edecek.” Köprüye gittiğinde Anadolu Yakasından Avrupa Yakasına geçişin darbeci askerler tarafından kapatıldığını gören Çalışkan, ilk değerlendirmeyi yaparak, “Bu darbenin polis marifetiyle durdurulmasının zor olduğunu ve mutlaka vatandaşların insan seli biçiminde sokağa çıkması” kanısına vardı.
Darbe girişiminin kesinleşmesiyle birlikte telsizden sürekli anons geçen Mustafa Çalışkan, frekansa sızan darbeci askerlere de cevap vererek polisleri cesaretlendirdi. Saat 23.30’da polis telsizlerinden Çalışkan’ın şu anonsu geçti: “Hiçbir arkadaşım bir adım geri atmayacak. Bu saate kadar yaptığınız hizmeti ben biliyorum. Hiçbir arkadaşımın bir santim geri adım atmayacağından da adım Mustafa Çalışkan kadar eminim. Tüm çalışma arkadaşlarımı Allah korusun.” Mustafa Çalışkan, telsiz konuşmasının önemini ise “O telsiz konuşması o kadar önemli ki, hayatınızda tanklarla uzun namlulu silahlarla karşılaşmıyorsunuz. Bir karakolun, emniyet müdürlüğünün önüne tankın gelmesi devamlı yaşadığımız bir olay olmadığı için orada görev yapan insanlar en üst düzey talimat bekliyor. Bu anons İstanbul’da görevli bütün polis teşkilatını esas göreviyle vatan savunması, milletin canının korunması ve devletin müdafaası konusunda esas görevini hatırlatan bir anons oldu” diye anlattı.
Canımızla kanımızla vatan için varız
Tüm birimlerin dikkatine sadece 2010’un emir ve görüşleri doğrultusunda hareket edilecektir. Asla geri adım atılmayacak.
Hiçbir arkadaşım bir adım geri atmayacak. Bu saate kadar yaptığınız hizmeti ben biliyorum. Hiçbir arkadaşımın bir santim geri adım atmayacağından da adım Mustafa Çalışkan kadar eminim. Tüm çalışma arkadaşlarımı Allah korusun. Herkese kolay gelsin.
Canımızla kanımızla bu vatan için varız. Emin olsun herkes.
Tüm birimlerimiz, sayın 2010’un emirleri doğrultusunda hareket edecek, asla geri adım atmayacak, bu şekilde takip edin.
Konuşan kardeşim, sen Türk insanının, Türk polisinin kanını mı akıtacaksın? Arkadaşlar, biz verilen görevi yerine getireceğiz. Emdiğimiz sütün görevini yapacağız. Hiçbir arkadaşım görevinin başından ayrılmıyor. Türk savaş uçağı, Türk milletini mi bombalayacak?
Hayır, senin gibi gerizekâlılar belki korkar da aklı başına gelir, onu sağlayacak. Bak telsizi meşgul etme. Sen boşver kimseyi kandırma hadi neyse...
Ben Türk evladıyım hiç korkmadım, korkmam. Satılmış köpek, kimin köpeğisin?
Siz kimin köpeğisiniz? Yahudilerin köpeğisiniz.
(Emniyet güçlerine yönelik olarak) TSK’nın çakma unsurlarına cevap vermeyin, bu kişilerin sözlerini dikkate almayın. İşinize bakın, cevap vermeyin, biz görevimizi yapacağız.
Bu telsizden bizi dinleyen biraz önce de araya giren kişiye söylüyorum. Siz Türk tankıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü mü vuracaksınız? Böyle bir düşünüz mü var sizin? Çocukluk yapmayın. Türk insanının kanını akıtmayın. Her tarafta binlerce insan şu anda sokakta. Sizi destekleyenlerin sayısı çok az. Üzerimizden savaş uçakları geçirerek Türk insanını korkutamazsınız. Bakın arkadaşlar hepiniz Anadolu’dan çıkan fakir insanların çocuğusunuz. Bunun hesabını veremezsiniz. Hepiniz işsiz, esnaf, zavallı, gariban insanların çocuğusunuz. Ne bu dünyada, ne öbür dünyada hesap veremezsiniz. Hele hele kanun karşısında hiç hesap veremezsiniz. Dinleyen, aldın mı mesajımı?
.. savaş çağrısıdır. Lütfen herkes ayağını denk alsın. Ne polis ne asker halk bunu istemiyor. Bu bir halk çağrısıdır, bu bilinmelidir ki savaş çağrısıdır. Lütfen herkes ayağını denk alsın.
Halk ayakta, halk kimin yanında duracağını bilir. Hiçbir polis küfür etmeyecek. Bu olayı çözeceğiz. Buradaki gariban insanların vatanını seven Türk insanının çocuklarını evlerine göndereceğiz burnu kanamadan. O tanklarla yüz defa geçsen, bu iş olmaz. Önce millete teslim alacaksınız, sonra kanuna teslim alacaksınız, hesap vereceksiniz.
Allahsız polis. Vatanseven leşler. Allahsız polisler .. köpekleri .. köpekleri. Allahsız polisler vatan sizden ne bekler.
Bu küfürleri ayrı tutuyorum. Diğerleri bizim kardeşimizdir. Biz onları geldikleri yere göndereceğiz.