|

Deşildikçe çıkıyor

15 Temmuz gecesi FETÖ’cü kalkışmayı bastıran hükümet, devlet başta olmak üzere hain örgütün kamu ve toplumsal hayattan tasfiyesi için önlemleri jet hızıyla devreye alıp kararlılıkla uyguladı. Hain kalkışma dördüncü yılı geride kalırken, 50 yılda devlete nüfuz eden FETÖ kazındıkça bitmiyor. Buna ilişkin son örnekler özellikle TSK’da deşifre olan kriptolar.

Osman Özgan ve
04:00 - 15/07/2020 Çarşamba
Güncelleme: 23:39 - 16/07/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Hain darbe girişiminin tehdidi altında devletin bekasını korumak için bir varoluş mücadelesine dönüşen önlemler zamana karşı bir hızla yürütüldü. Ancak kamunun ve toplumun FETÖ safrasından arındırılması daha zaman alacağa benziyor. Geçen dört yılda bu hedefe yönelik önemli adımlar atılsa da FETÖ ile mücadelede örgütün DNA’sı dikkate alındığında boşluk kaldırmayacağını gösteriyor. İşte dört yıla sığdırılan mücadelenin ana hatlarından bölümler:


VATANDAŞA DEĞİL DEVLETE OHAL

İlk ve önemli tedbir Anayasa’nın 120. maddesine dayanılarak ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) oldu. 21 Temmuz 2016’da ilan edilen ve 3 ay aralıklarla 7 kez uzatılan OHAL uygulaması 20 Temmuz 2018’de sona erdi. Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerekse dönemin başbakanı Binali Yıldırım, ilan edilen OHAL’in vatandaş için değil devlete uymasına yönelik olduğunun altını her fırsatta çizdi.

34 KHK

Darbe girişimi sonrası alınan en acil ve etkili hukuki tedbirlerin başında OHAL’i “kanun hükmünde kararnameler” izledi. KHK’lar darbe girişiminin etkilerini kısa süre içerisinde bertaraf edilmesi için kullanılabilecek en etkili idari işlemler olarak kayıtlara geçti. Bu çerçevede ilki 23 Temmuz 2016’da sonuncusu ise 8 Temmuz 2018’de olmak üzere toplamda 34 KHK yayınlandı. FETÖ iltisaklı personelin kamudan ihracı başta olmak üzere örgüt bağlantılı yayın organları ve sözde sivil toplum kuruluşları KHK’lar vasıtasıyla kapatıldı. OHAL sonrasında ise ihraçlar ilgili bakanlıklar bünyesinde kurulan komisyonlar marifetiyle yürütülüyor.

JET SORUŞTURMA

KHK’lar kapsamında yargılama usullerine ilişkin radikal tedbirler devreye alınırken, 17/25 Aralık süreci ile birlikte FETÖ’nün yargı ağını temizleme çalışmaları 15 Temmuz sonrası süreçte hızlandı. Mücadele kapsamında gözaltı, tutuklama ve yargılama işlemleri hızlandırıldı. OHAL dönemiyle sınırlı kalmak kaydıyla yargı ve kolluk güçlerinin mücadelesini kolaylaştıracak gözaltı süresinin uzatılması, yürütülen soruşturmalar kapsamında görev ve unvan ayrımı yapılmaksızın kamu görevlileri de dâhil olmak üzere bütün şüpheli, mağdur ve tanık ifadelerinin adli kolluk görevlileri tarafından da alınabilmesi gibi uygulamalar hayata geçirildi.

GÜÇTEN HIZLA TECRİT

Örgüte yeni bir kalkışma fırsatı tanımamak için kamudaki ihraçlar hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Bu çerçevede FETÖ’yü silah gücünden uzaklaştıracak, kolluk kuvvetleri içindeki elemanlarını tasfiye edecek binlerce ihraç kısa süre içinde gerçekleştirilerek muhtemel yeni girişimler engellendi. FETÖ’nün büyük oranda sızdığı askeri okullar kapatılıp öğrencileri sivil üniversitelere kaydırılırken, askeri eğitim Milli Savunma Üniversitesi çatısı altında toplandı. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığına bağlanarak siyasetin etkinliği pekiştirildi. Başta savunma projelerindeki FETÖ’nün neden olduğu savsaklamalara son verilerek sonuca ulaşıldı.

KRİPTOLARA DİKKAT

Ancak 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine karşın kripto örgüt üyeleri de gün yüzüne çıkmaya yeni yeni devam ediyor. TSK’da sadece geçtiğimiz ay 3 emir subay/astsubayı, FETÖ ile mücadele radarına takıldı. Mayıs ayı sonunda, Ege Ordu Komutanı Korgeneral Ali Sivri’nin emir subayı Binbaşı Fevzi Öztürk FETÖ kapsamında tutuklandı. Haziran ayında, darbeci eski tümgeneral Haluk Şahar’ın emir astsubaylığını yapan Engin Yıldız, Konya’da tutuklandı. Üstçavuş Engin Yıldız, Şahar’dan sonra Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’na atanan emekli Tuğgeneral Ergün Eskici’nin de emir astsubaylığını yapmıştı. Yine Haziran ayında, TSK’nın en kritik birimlerinden Genelkurmay İstihbaratın Başkanı Tümgeneral Ali Serin’in emir astsubayı M.K. Ankara’da tutuklanmıştı.

Terörün finansmanı ve kayyum

Terör örgütlerinin finansmanında kullanıldığı veya terör suçu kapsamında elde edildiği hususunda kuvvetli şüphe bulunan durumlarda BDDK, SPK, MASAK vb. kurumlardan rapor beklenmeksizin el koyma işlemi gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı, diğer hallerde hâkim veya mahkeme tarafından gerçekleştirilebilmesi de KHK’lar vasıtasıyla sağlandı. Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılarak ağır ceza mahkemelerine soruşturma kapsamında taşınmaz, hak ve alacaklara el koymanın yanında kayyım atama yetkisi de tanındı. TSK, Emniyet, üniversiteler başta olmak üzere KHK’lar yoluyla ihraçlar gerçekleştirilirken, FETÖ’nün ekonomik gücünün tasfiyesi için de adımlar atıldı. Kapatılan okullar, kayyum atanan şirketler ve ihraç edilen bir kısım personele dönük mal varlığına banka ve tapularına işlem uygulandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,FETÖ’ye ait okul, yurt ve vakıfların içinde olduğu 15 milyar liralık taşınmazın devlete geçti.

Kütüphanelerden ve derslerden temizlendi

  • FETÖ’nün eğitim alanındaki açık ve gizli varlığını da ağır darbeler indirildi. Bakanlık teşkilat yapısının yeniden belirlenmesinden mevzuat düzenlemelerine, müfredat ve ders kitaplarındaki gerekli güncellemelerin gerçekleştirilmesinden konuya ilişkin toplumsal farkındalığın artırılmasına, terör örgütleriyle irtibatı ya da iltisakı bulunan kişi ve kurumların tespit edilmesinden bunlar hakkındaki gerekli disiplin işlemlerinin yapılmasına kadar uzanan geniş bir alanı içeren çalışmalar yapıldı. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında, bu yapıya ait olan özel öğretim kurumlarında çalışan yaklaşık 20 bin öğretmenin çalışma izinleri valiliklerce iptal edildi, 1400 civarında özel öğretim kurumu ile 800 civarında özel öğrenci yurdu kapatıldı. Okul kütüphanelerindeki 301 bin FETÖ kitabı imha edildi.

#FETÖ
#Darbe
#15 Temmuz
4 yıl önce