Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar'da yayımlanan "The Peninsula" gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye-Katar ilişkileri, Türkiye'nin Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve terörle mücadele politikası ile bölgesel gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye ve Katar'ın köklü tarihi, kültürel ve beşeri münasebetlere sahip iki kardeş ülke olduğunu belirten Erdoğan, iki ülkenin ekonomi, endüstri, savunma, güvenlik, yatırım ve enerjiye uzanan geniş bir alanda stratejik ilişkileri bulunduğunu hatırlattı.
Katar ile 2014'te kurulan Yüksek Stratejik Komite mekanizması kapsamında, şimdiye kadar 50'nin üzerinde anlaşma imzaladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye, Katarlı yatırımcılar için emlak, finans, teknoloji, savunma ve iletişim gibi birçok alanda cazip fırsatlar sunuyor. 2019 senesinde Katar'a ihracatımızda önceki seneye göre yüzde 10 civarında artış yaşandı. Halihazırda Katar'da 500 Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Sadece müteahhitlik firmalarımızca üstlenilen projelerin toplam değeri 18,5 milyar doları buluyor. Türkiye ve Katar olarak kazan-kazan temelli iş birliğinin en güzel örneklerini sunduğumuza inanıyorum."
Erdoğan, özellikle 2022'de Katar'da düzenlenecek Dünya Kupası öncesinde ortak projelerle iş birliğini daha da derinleştireceklerini vurgulayarak, "2022 Dünya Kupası, sadece altyapı yatırımları bakımından değil, güvenlikten organizasyona kadar çok geniş bir alanda ciddi hazırlık çalışmaları gerektiriyor. Katarlı dostlarımızın bu organizasyonun altından başarıyla kalkacaklarına eminiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin geçmişte çeşitli spor etkinliklerine ev sahipliği yaptığını, ciddi bir tecrübeye sahip olduğunu anımsatan Erdoğan, bu birikimi Katarlıların istifadesine sunmak üzere farklı projelerinin olduğunu belirtti.
Erdoğan, özellikle güvenlik ve altyapı noktasında Katar Hükümetiyle çalışacaklarını ifade ederek, bu önemli spor organizasyonun başarısı için her türlü desteği vereceklerinin altını çizdi.
"Katar'ın sergilediği dayanışmayı unutamayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Katar arasındaki askeri, güvenlik ve savunma sanayii alanındaki ortak projelerin, ikili münasebetlerin omurgasını oluşturduğuna dikkati çekerek, Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığının iki ülke arasındaki kardeşlik, dostluk, dayanışma ve samimiyetin timsali olduğunu vurguladı.
"Üssümüzle ilgili menfi propaganda yayanlar kesinlikle iyi niyetli değildir" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye askeri varlığıyla sadece kardeş Katar'ın değil, bütün Körfez bölgesinin istikrarına ve barışına hizmet etmektedir. Kaos hesapları yapanlar dışında hiç kimse, Türkiye'nin ve Türk askerinin Körfez bölgesindeki mevcudiyetinden rahatsız olmamalıdır. Türkiye ve Türk milleti olarak 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Katar'ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı asla unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü çabayı gösterdik, gösteriyoruz. Üç yıldır devam eden krizin bir an evvel çözülmesini temenni ediyoruz. Her türlü haksızlığa rağmen Katar'ın ablukadan, güçlenerek çıktığını görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyoruz."
"DEAŞ'la göğüs göğüse çarpışan tek ülkeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye politikası ve terörle mücadele harekatlarına yönelik ise şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'nin Suriye ile yaklaşık 911 kilometre uzunluğunda sınırı bulunuyor. Suriye'de 2011 yılında başlayan çatışmalardan en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyoruz. 1 milyon insanın hayatını kaybettiği, 12 milyon insanın yerlerinden edildiği bir krize biz bigane kalamazdık. Suriye kaynaklı saldırılarda şimdiye kadar yüzlerce vatandaşımız şehit oldu. Türkiye hem insani hem sosyal hem de maddi olarak ağır bir yük üstlendi. Halihazırda 3,7 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Hiçbir devlet sınırlarının dibinde bir terör örgütünün palazlanmasına müsaade etmez. Biz de gerek DEAŞ gerekse PKK-YPG terör örgütlerine karşı kararlı bir mücadele yürüttük. Fırat Kalkanı Harekatıyla DEAŞ'lı teröristleri Cerablus, Azez ve El Bab'tan çıkardık."
Türkiye'nin DEAŞ'la göğüs göğüse çarpışan ve bu uğurda şehitler veren tek ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, aynı şekilde Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarıyla, PKK'nın Suriye uzantısı YPG-PYD terör örgütünün de Türkiye'nin sınır hattından uzaklaştırıldığını hatırlattı.
Erdoğan, DEAŞ ve PKK-YPG'nin işgali altında bulunan 8 bin 300 kilometrekarelik alanı terörden arındırılarak, bu toprakların gerçek sahiplerine teslim edildiğini belirtti.
"Kimsenin toprağında gözümüz yok"
Türkiye'nin ve Özgür Suriye Ordusu'nun çabaları sayesinde bir dönem terörle, zulümle, baskıyla anılan bölgelerin istikrara ve huzura kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdiye kadar bu bölgelere 411 bin Suriyeli sığınmacı geri döndü. Türkiye, Suriye topraklarında asla kalıcı değildir. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kriz kalıcı olarak çözüldüğünde, bizim de Suriye'deki varlığımız sona erecektir. Ancak bu aşamaya kadar, meşru müdafaa hakkımız ve Adana Mutabakatı çerçevesinde terörle ve ülkemize yönelik saldırılara karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Ne İdlib'in ne de geri kalan Suriye topraklarının ülkemizin güvenliğini tehdit eden bir boyut kazanmasına müsaade etmeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerine ilişkin ise "ABD ile köklü, çok boyutlu ve stratejik iş birliğimiz mevcut. Farklı çıkarları olan ülkelerin her konuda aynı düşünmesi, aynı şekilde hareket etmesi uluslararası ilişkilerin tabiatına aykırıdır. Burada asıl mesele görüş ayrılıklarına rağmen, ikili menfaatler temelinde münasebetleri devam ettirebilmektir" değerlendirmesinde bulundu.
Zaman zaman çeşitli meselelerde Amerika ile ayrı konumlarda yer alınsa da aradaki stratejik ortaklığın zedelenmemesine büyük önem verdiklerinin altını çizen Erdoğan, ancak son yıllarda 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin faili FETÖ elebaşının Türkiye'ye iadesi ile Suriye'de PKK-YPG terör örgütünün desteklenmesi konusunda Amerikan yönetimi ile bazı sıkıntılar yaşandığını belirtti.
"Ortak çıkarlarımıza odaklanıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Sadece ABD de değil, bazı NATO müttefiklerinin de terör örgütü PKK/PYD/YPG ile iş birliğini sürdürmesinin ve FETÖ mensuplarını himaye etmesinin ittifak dayanışmasını zehirlediği ortadadır. Her iki meselede de bir müttefik olarak bizim beklentimiz ülkemizle güçlü bir dayanışmanın sergilenmesiydi, maalesef beklentimiz karşılanmadı. Hatta terör örgütü PKK-YPG Amerikan yönetimindeki bazı çevreler tarafından Suriye'de bir ortak gibi görüldü, desteklendi, himaye edildi. Özellikle eski yönetim bakiyesi kimi askeri ve güvenlik bürokrasisi bu konularda uzlaşmaz bir tutum sergiledi. Öte yandan Sayın Trump'ın göreve gelmesiyle ikili ilişkilerimizde müspet bir hava yakaladık. Hem bölgesel konularda hem de ticaretten yatırımlara kadar pek çok meselede tutumlarımız giderek daha fazla örtüşüyor. Ayrılıklardan ziyade ortak çıkarlarımıza odaklanıyoruz."
ABD Başknı Trump ile ikili ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefi belirlediklerini anımsatan Erdoğan, "Bu hedefi tutturmakta da kararlıyız. NATO dahil her platformda ABD ile terörle mücadele, demokrasi, istikrarsızlık ve çatışmaların sonlandırılması gibi başlıklarda beraber çalışmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Doğu Akdeniz’de kararlılığımızı görenler ve ülkemize geri adım attıramayacağını anlayanlar diyalog çağrılarımıza kulak vermek zorunda kaldı.
Ermenistan’ın aldığı ağır hezimetin ardından Türkiye’yi de çatışmanın içinde gösterme gayreti, yaşadığı sıkışmışlık ve çaresizliğin ispatı."