Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye kaynak kazandırmak için başlatılan ‘varlık barışı’nı fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi: Kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur.
AK Parti Meclis grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, yargı mensubu, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten çekinmiyorlar.
Sanıyorum bunlar kendilerini halen herkesi karşılarında hizaya diktikleri tek parti devrinde sanıyorlar.
Bu zatlara Türkiye’nin 70 yıldır demokrasiyle yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor.
Kendi partilerinin içini bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli bir duruş sergilemek yerine, yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar beyhude yere çırpınıyor.
CHP’nin eğer azıcık ar, haya duygusu varsa tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır.
Ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar tepeden tırnağa her yerlerini saran rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar.
Ne diyor; ‘
Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi’. Bu ne demek biliyor musunuz? ‘Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz
.’ Sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır? İstikametini tamamen şaşırmış. O zaman gel, şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur, bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını kur, hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin.
ASIRLARIN BİRİKİMİNİ YERLE YEKSAN EDİYOR
Kendilerini ülkenin ve milletin değerleriyle barışmış göstermek için kırk takla atanların, buldukları her fırsatta nasıl tek parti faşizmine döndüklerini açıkça görmek mümkün.
Bu zihniyet geçtiğimiz günlerde, ‘Mevlana’nın vuslat yıldönümü töreni’ kılıfı altında, asırların birikimi olan bir geleneği yerle yeksan etmeye kalktı. Milletimizin uzun mücadeleler sonunda yıktığı, Kur’an-ı Kerim’i ve ezanı Türkçe okutma benzeri bir garabet, ‘Mevlevi Mukabelesi’ adı altında İstanbul’da sahnelendi.
TEK PARTİ FAŞİZMİNİN ÖZLEMİYLE TUTUŞUYORLAR
‘Allahuekber’ demekten, ‘Lailaheillallah’ demekten, ‘Sadakallahulazim’ demekten imtina eden zihniyetin, 70 yıl sonra yeniden hortladığına şahit olduk.
Aradan geçen bunca yıla rağmen demokrasiyi hala hazmedememiş olanların, tek parti faşizminin özlemiyle yanıp tutuştukları anlaşılıyor. Ama dert başka. Dert, bu ülkenin değerleriyle oynamak, istihza etmek.
Milletin böyle bir talebi yokken kimi zaman ideolojik, kimi zaman turistik ve ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz.
TARİHE GÖMMEK BOYNUMUZUN BORCU
CHP’nin kafasında, 1940’ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.
Korkarız bu işin sonu, bir tarihçi yazarımızın da isabetle belirttiği gibi, İstiklal Mahkemeleri’ni yeniden kurma teşebbüsüne kadar varır. 17-25 Aralık darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da, 15 Temmuz darbe girişimine ‘tiyatro’ diyenin de gerisinde aynı silüet, aynı zihniyet vardır.
Kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur.
Erdoğan, üniversite öğrencilerine bir müjde vermek istediğini belirterek, yeni kredi ve burs miktarlarını açıkladı. 2021 yılında öğrencilere verecekleri kredi ve burs miktarını belirlediklerini kaydeden Erdoğan, 2020 yılında lisans öğrencilerine 550 lira, yüksek lisansta 1100 lira, doktorada 1650 lira olarak uyguladıkları kredi ve burs ödemelerinin toplam miktarının 9 milyar 670 milyon lirayı bulduğunu belirtti. Erdoğan,
“Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı 550 liradan 650 liraya çıkarmış bulunuyoruz, yüksek lisansı 1100 liradan 1300 liraya, doktorada ise 1650 lira olan ödemeyi 1950 liraya çıkarmış oluyoruz. Bütün zorluklara rağmen, koronavirüs musibetine rağmen bizler tamamen elimizden gelen gayretle öğrencilerimize kredi ve bursla çok ciddi bir desteği vermiş oluyoruz. Bu ödemeler, milli sporcularımıza iki veya üç katı, üniversite sınavında ilk 100’e girenlere de üç katı olarak yapılmaya devam edilecek. Ocak ayında, 452 bin öğrencimizin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencimizin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatırılacaktır”
diye konuştu.
ABD ile yeni bir sayfa açacağız
“Ülkemizin ne Doğu’ya ne de Batı’ya sırtını dönme gibi bir lüksü olabilir” ifadesini kullanan Erdoğan, “Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizi geliştirirken, Türk Dünyası’nı, Asya’yı, Latin Amerika’yı, Afrika’yı asla ihmal edemeyiz.
Bununla birlikte tüm çabalarımıza rağmen 2020, Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu. Türkiye hem Doğu Akdeniz meselesinde, hem de S-400’ler konusunda hak etmediği çifte standartlarla karşılaştı. Yeni yılda, Amerika ve Avrupa’yla olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri iş birliklerimizi, Amerika’yla köklü bağlarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. Avrupa Birliği’nin de, Türkiye’yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını ümit ediyoruz.
Amerika’nın yeni başkanı Sayın Biden’ın da, Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyorum. Hiç kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor. Bugüne kadar bize bir adım gelene, biz hep koşarak gittik. Bugün de aynı samimiyeti ve iyimserliği muhafaza ediyoruz” dedi.
AiHM’in aldığı karar siyasidir
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararı da değerlendiren Erdoğan, AİHM’in, Türkiye mahkemelerinin yerine geçecek şekilde karar veremeyeceğine işaret ederek,
“Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. AİHM, bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak, istisnai bir uygulama yapmıştır. Tamamıyla bu adımlar siyasidir, bunun da gerekçesini biliyoruz. İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahattin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir. Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa, önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır”
dedi. Erdoğan, “Kobani’nin katili budur. Diyarbakır’daki 53 gencin, yavrumuzun katili budur. Oradaki Kürt kardeşlerimizi sokağa döken, ondan sonra da bu kardeşlerimizin ölümüne neden olan odur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz” diyerek, aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretlerinin şimdiden gözüktüğünü söyledi.
Elçiler güven mektubu sundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün kendisine güven mektubu sunan 5 ülkenin büyükelçisini kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabulde, Slovakya’nın Ankara Büyükelçisi Jan Psenica Erdoğan’a güven mektubu sundu.
Ardından Erdoğan, Afganistan’ın Ankara Büyükelçisi Amir Mohammad Ramin, Portekiz’in Ankara Büyükelçisi Jaime Van Zeller Leitao, Kore Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Lee Won Ik ile El Salvador’un Ankara Büyükelçisi Augustin Vasquez Gomez’i kabul etti. Elçiler ayrı ayrı güven mektubu sundukları Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#CHP
#Kılıçdaroğlu