FETÖ’nün darbe girişiminde şehit edilen Cengiz Polat’ın babası o geceyi unutamıyor. Ankara Altındağ’da tek başına yaşayan Fikret Polat, oğlunun 15 Temmuz 2016 akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla evden çıktığını, TBMM’ye giderken Genelkurmay Başkanlığı önünde vurulup şehit düştüğünü anlattı. Geceyarısı kendilerine telefon geldiğini söyleyen 77 yaşındaki acılı baba, “Cengiz yaralı, hastaneye gelin dediler. Gittik, arıyoruz arıyoruz yok. Meğer çocuk morgdaymış. Bu yurt bizim yurdumuz, gerekirse şehit olacağız, gerekirse öleceğiz. Bir oğlum vardı, o da şehit oldu. Oğlumun vatanseverliği ile gurur duyuyorum” dedi.
15 Temmuz gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde şehit olan polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç’ın babası Zeki Kılınç da oğlunun acısını eşyalarıyla dindirmeye çalışıyor. Evladının hatıralarıyla teselli bulmaya çalışan Kılınç, Muhammet Oğuz’dan geriye kalan bomba isabet etmiş saati, spor ayakkabısı, elbiseleri ve özel eşyaları özenle koruyor. Her gün uyanır uyanmaz oğlunun odasına gittiğini anlatan Kılınç, şunları söyledi: “Onunla konuşur gibi eşyalarıyla konuşuyorum. Eşyalardaki kokuyu içime çekiyorum. Her birinde oğlumun kokusu var. Evlat acısıyla ciğerin sökülüyor, kalbin duruyor. Acısı ve hüznü ayrı. Biz onlarla onur ve gurur duyarak yaşıyoruz.”
Alçak kalkışmada İstanbul Harbiye’deki TRT binasına giderken gazi olan Yaşar Parlak, hayatını koltuk değnekleriyle sürdürüyor. 50 kişilik grupla en önde yürüyen Parlak, “İki ayağıma 5 kurşun yedim. 4 metre savruldum. 45 dakika orada kaldım. Gelen ambulanslara ateş ettiler. Sivil bir araçla hastaneye götürüldüm. Acilde 18 saat ameliyat sırası bekledim, ancak ertesi gün ameliyat olabildim” dedi. Tedavisinin devam ettiğini anlatan gazi, “Normalde iki bacaklıydım, şimdi dört bacaklı oldum. 200 metreden fazla yol yürüyemiyorum. Kısa mesafeli bir yaşantım var. Sınırlarım belli, onun dışına çıkamıyorum” şeklinde konuştu.
Konyalı Halit Şener de 15 Temmuz gazisi. O gece Konya’da askeri hareketlilik göremeyince 5 aylık hamile eşini bırakıp yoğun çatışmaların yaşandığı Ankara’ya giden Şener, Genelkurmay Başkanlığı önünde ayağından vuruldu. 39 yaşındaki gazi, şunları anlattı: “Aniden ateş etmeye başladılar. Mermi ayağımın bir kısmını koparmıştı. Beni bir araca bindirdiler. Araca girerken ‘Ayağımı tutun, kopacak’ dediğimi hatırlıyorum. 15 gün yoğun bakımda kaldım. Çok şükür ayağımı kurtardılar. Konya’da tekrar ameliyat oldum. Çok zor bir süreçti.”