FETÖ’cülerin hain kalkışma girişiminin 4. yılında yurt çapındaki törenlerle milletin destanı yeniden yaşatıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında devletin zirvesi de bombalara hedef olan TBMM’deki anma törenine katıldı. TBMM 15 Temmuz Anıtı önünde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında düzenlenen törende konuşan Erdoğan, çok önemli mesajlar verdi:
15 Temmuz 2016 gecesinde, Türkiye’ye saldıran FETÖ’cü hainlerin TBMM’yi özellikle hedef alması rastgele bir tercih değildi. Bu Meclis, masa başında değil savaş meydanında kurulmuş bir Meclistir. Bu Meclis, sadece düşmanla değil ihanetle de mücadele ederek zafere yürümüş bir Meclistir. Bu Meclis, Polatlı’dan top sesleri gelirken de tepesine bombalar yağdırılırken de azimle milletin hizmetinde olmayı sürdürmüş Meclis’tir.
15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekat Başkanlığı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ile Meclis binasına bomba yağdıran darbeciler, ne yaptıklarını gayet iyi biliyordu. Tankları ve zırhlı araçlarıyla Ankara’nın, İstanbul’un caddelerinde önlerine gelen herkesi ezip geçerek ilerleyen darbeciler, yaptıkları işin gayet şuurundaydı. 15 Temmuz gecesi, devletin vatanı korumak üzere namuslarına emanet ettiği silahları millete çeviren darbeciler, o tetiklere taammüden dokunuyor, bilerek kan döküyor, can alıyorlardı.
Eğer güçleri yetseydi, uğruna nice fedakarlıklar yaptığımız bin yıllık vatanımızı müstevlilere bırakmakta tereddüt etmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi, Türk milletini Anadolu’dan ve Avrupa’dan kazıyıp atmak, İslam’ın tüm izlerini bu topraklardan silmek isteyenlerin bayram edeceğinden emin olunuz. Hamdolsun, Allah’ın yardımı ve milletimizin direnişi sayesinde güçleri yetmedi ve darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
15 Temmuz, asla sıradan bir darbe girişimi değildi. Arkasında çok büyük hesapların olduğu, gerçekleştiğinde ülke ve millet olarak bambaşka mecralara sürükleneceğimiz tarihi bir kırılma noktasıdır. Açık söylüyorum, Malazgirt’te ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Kosova’da, Niğbolu’da ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. İstanbul’un fethinde ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur.
Cumhuriyet tarihi boyunca neredeyse kesintisiz verdiğimiz terörle mücadelede ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur.
Velhasıl 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız asırlar boyunca verdiğimiz varlık yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Her kim 15 Temmuz’u küçümsemeye, önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya, karikatürleştirmeye çalışıyorsa bilin ki, amacı işte bu derin tarihi anlamı gölgelemek, gözlerden kaçırmaktır.
Bazen tek bir kahraman koskoca bir milletin kaderini değiştirir. 15 Temmuz’da, ülkemizin dört bir yanında milyonlarca kahraman ortaya çıkmış ve kendileriyle birlikte tüm milletin geleceğine damga vurmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz ve o gece burada darbecilere duruşları ve sesleriyle meydan okuyan milletvekillerimiz dahi tek başına 15 Temmuz’u tarihimizin en önemli destanlarından biri yapmaya yeterlidir.
Örgütün sinsi yapısı nedeniyle tespitleri somutlaştırmakta ve etkili tedbir almakta zorlandıklarını vurgulayan Erdoğan, örgütün kendini pervasızca ilk belli ettiği yerin 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi olduğunu ifade etti. Erdoğan, bu tarihten itibaren FETÖ’nün saldırıları ve ihanetlerinin arttığını kaydetti. FETÖ’nün asıl büyük hamlesinin ise 15 Temmuz’da geldiğini anımsatan Erdoğan, “Yüce Meclis, o gece, milletimizin iman dolu göğsünün çelikleşmiş serhattı olarak görev yaparak, darbecilerin bozgununu hızlandırmıştır. 15 Temmuz’da deşifre olan FETÖ hücrelerinin hızla tasfiyesiyle, Türkiye, her alanda yepyeni ufuklara kavuşmuş, yepyeni hamleler içine girmiştir” dedi.
“Dünyada kartların yeniden karıldığı, sancılı olduğu kadar kritik bir döneme girmiş bulunuyoruz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye; gerek coğrafi ve stratejik konumu, gerekse kültürel ve tarihi birikimiyle bu sürecin tam merkezinde yer alıyor. Üç kıtanın kavşağında bulunan bir ülke olarak, bu değişim sürecini başarıyla yönetmek mecburiyetindeyiz. Sadece kendimiz için değil, tüm komşularımız, yüz milyonlarca kardeşlerimiz için güçlü olmak, sağlam durmak zorundayız. Hiç kimsenin bizi hedeflerimizden koparmasına, büyük ve güçlü Türkiye idealimizden vazgeçirmesine müsaade edemeyiz. Kimin adına ve ne sebeple olursa olsun hiçbir gücün demokrasimizin ayaklarına yeni prangalar vurmasına göz yumamayız. Özellikle koronavirüs salgını sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri muhakkak almalıyız. İnsanımızı birbirine düşürmeye çalışanlara inat, 83 milyonun kardeşliğini, kader ortaklığını savunduk. Vesayetin gölgesine sığınmak yerine milletin sinesine sığınmayı tercih ettik.”
15 Temmuz’un 4. yıl dönümünde, o büyük destanın seneyi devriyesinde samimi bir çağrıda bulunmak istediğini ifade eden Erdoğan, “Yüce Meclis’in çatısı altında görev yapan, kalbi millet ve memleket sevdasıyla dolu herkesi büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek olmaya davet ediyorum. Gelin, şehitlerimizin emanetine hep beraber sahip çıkalım. Gelin, bu ülkeyi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım. Gelin, 2053 ve 2071 vizyonumuzu beraber inşa edelim. Gelin, Türkiye’yi aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyalım. Bunu başardığımızda, Allah’ın izniyle, ülkemizin önünü kesebilecek, milletimizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir engel yoktur” dedi.
“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” kapsamında Külliye’de düzenlenen yemekte şehit aileleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi milletimiz kadını erkeği, genci yaşlısıyla tarihe altın harflerle geçecek, asla unutulmayacak, üzerinde hep konuşulacak bir zafer kazanmıştır” dedi. “Elimizdeki tüm diplomatik, siyasi, adli ve istihbari kaynakları seferber ederek FETÖ’cülere dünyayı dar ediyoruz” diyen Erdoğan, “Bugüne kadar 100’ün üzerinde firari FETÖ’cü teröristi yurt dışında saklandıkları inlerinde bulduk ve yargıya teslim ettik” diye konuştu.
Kimsenin bunu bozmasına izin vermeyeceğiz. Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ezanımızı susturamayacak bayrağımızı indiremeyeceklerdir. Birinci Dünya savaşı için Osmanlı’nın paylaşımı kavgası derler. Dünya düzeninin temellerinden sarsıldığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti içinde aynı hayallere kapılanları hüsrana uğratacağız. Türkiye’nin özellikle son 7 yılda yaşadığı hadise bu hakikatin farklı veçhelerdeki birer örneğidir. Ağaç bahanesinin arkasına sığınanlarda, çukurlarda bölücülük yapanlar da, sınırlarımızı kuşatmaya kalkanlar da bu akıbetten kurtulamamıştır.
Teslim almak için darbe girişimi dahil her yola başvurdukları Türkiye’nin silkinip asırlık uykusundan uyanan bir dev gibi yeniden ayağa kalkışı karşısında şaşkınlığa uğrayanlara diyoruz ki; daha bitmedi, bu milletin daha söyleyecek çok sözü var. Bu devletin daha harekete geçirecek çok potansiyeli var. 15 Temmuz’da da darbecilerin silahlarının üzerine “Bugün değilse ne zaman öleceğiz” diyen nice kahramanlar vardı. Ne mutlu Peygamberin yoldaşı olanlara, ne mutlu Rabbimizin müjdelediği o yolda yürüyenlere. Güçlü olmak tıpkı yüce kitabımızda müjdelendiği gibi asıl Hakk’ın yardımına mazhar olmaktır. 15 Temmuz’da milletimiz bu hakikati bizzat yaşamıştır. Tanka yumruk, savaş uçağına levye fırlatan namluya alnını dayayan bir milletin önünde kim durabilir.
Darbe girişimi esnasında kaybettiğimiz kardeşlerimizin hüznünü yaşıyoruz. Başarısızlığa uğrattığımız darbe girişimi sırasında şehit olan 251 insanımıza Mevla’dan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kahramanca verdikleri mücadelede gazilik unvanıyla şereflenen kardeşlerime Rabbimden sağlık diliyorum. O gece meydanlara, saldırganların yöneldiği her yere akın akın koşan vatandaşlarımıza şükran sunuyorum. Bu mücadeleye katılan insanlarımızın hiçbiri unutulmayacaktır. Ülkemizin dört bir yanında 15 Temmuz’u hatırlamak için caddelere mahallere pek çok esere konulan isimlerde bu anlayışın yansımalarıdır. 15 Temmuz’u anlamak için bu topraklardaki bin yıllık mücadelemize bakmak gerekir. 15 Temmuzu anlamak için Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması vesilesiyle bir kez daha hayırla yad ettiğimiz İstanbul’un fethinin manasına vakıf olmak gerekir.
İşte bunun için 15 Temmuz’u Demokrasi ve Milli Birlik günü olarak ilan ettik. 15 Temmuz hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi. Bunun için ülkemizdeki teröristlerin kullanılmış olması alçakça bir ihaneti de eklemiştir. Tekbirler, salalar, dualar eşliğinde kıyama kalkan milletimizin, vatanının özgürlüğüne sahip çıkarak hainleri tepelerken, kendisi üzerinde hesap yapanların heveslerini de kursaklarında bırakmıştır. Milletimiz o gece hiçbir zorlamaya maruz kalmadan hiçbir karşılık beklemeden tamamen kendi inisiyatifiyle harekete geçmiştir.
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in koruma ekibinden bir polis memurunun koronavirüs testinin pozitif çıkması nedeniyle, Akşener, TBMM’deki 15 Temmuz programına katılamadı. Akşener’in testi ise negatif çıktı. İYİ Parti’den yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “15 Temmuz hain darbe girişiminin 4’üncü yıldönümü münasebetiyle, millet iradesinin tecelligahı TBMM’de düzenlenecek olan anma programına, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in de katılacağını kamuoyuna duyurmuştuk. Ancak, Sayın Genel Başkanımız’ın koruma ekibinden bir polis memurunun Kovid-19 testi pozitif çıkmıştır. Her ne kadar Sayın Genel Başkanımıza yapılan test ‘negatif’ çıkmışsa da, yapılan değerlendirmeler sonrası, törene katılanları riske atmamak için, törene katılmama kararı alınmıştır.’’
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da konuşmasında, FETÖ’nün Meclis’i neden hedef aldığını anlattı. Şentop, “Buraya saldırmışlardır çünkü düşman tasallutunun içimize sızdırdığı bu ihanet taifesi zannetmiştir ki, düşman toplarının sesi Polatlı’dan gelirken bile direnmeyi teslimiyete tercih eden bu milli merkez düşürülürse, Türkiye’nin diz çökmesi kolay olacaktır. Fakat öyle olmadı ve hainin hesabı tutmadı» dedi. Başkan Şentop, şöyle devam etti: “15 Temmuz hain darbe girişiminin temel sebebi Türkiye’nin dünyada söz söylemesini mümkün kılacak, mevcut küresel sistemin adaletsizliklerine itiraz edecek bir güç haline gelmeye başlamasıdır. Birçok alanda Türkiye’nin giderek güçlenmesi, 15 Temmuz darbe girişiminin asıl sebebidir. Bütün darbeler, Türkiye’nin ilerlemesine, kalkınmasına ve refahına yönelik yabancı kaynaklı saldırılardır. Eğer Türkiye, coğrafyalar yeniden tanzim edilirken kendi aleyhine sonuçlar doğuracak taksimata itiraz etmeseydi, 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmezdi.”
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin yeni görüntülerde, Ankara’da vatandaşların “Recep Tayyip Erdoğan” diyerek darbeci askerlerin mermilerine karşı yürüdüğü görüldü. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından 15 Temmuz gecesi Ankara’da çekilen yeni görüntülere yer verdi. “Aşağıdaki görüntüleri ilk defa izleyeceksiniz” ifadesini kullanan Altun, şunları kaydetti: “Gözü pek vatandaşlarımız ‘Recep Tayyip Erdoğan’ diye diye mermilerin üzerine yürüyor. Hain darbecilere, onların efendilerine meydan okurcasına. Milletimizin gücünü tüm dünyaya haykırırcasına.”
***
Sağlık Bakanı’mızın özel kalem müdürü aradı; ‘Ağabeyinizin yaralandığı ile ilgili bir haber aldık’ dedi. Ben tabii şok oldum. Ağabeyimi aradım, telefonu bir yabancı açtı. Silah sesleri de geliyordu. ‘Ağabey, bu telefonun sahibi çok yiğit bir insandı. Biraz önce vuruldu. Arabaya bindirdik, hastaneye yolladık. Ne olduğunu bilmiyorum, telefonu burada kaldı’ dedi. Birkaç saat sonra şehadet haberini aldık.”
Bakan Varank, 3 kardeş olduklarını belirterek, “Ablamız var, ben en küçük kardeşim. İyi bir ağabey kardeş ilişkimiz vardı. Her zaman kardeşine sahip çıkmaya çalışırdı. Güzel bir ilişkimiz vardı. O gece kendisiyle konuşamamış olmaktan dolayı çok hayıflanıyorum” dedi.