Yeryüzünde desteklemedik terör örgütü ya da diktatör bırakmayan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), bölge güvenliğine tehdit oluşturacak kritik bir adım daha attı. Petrol zengini ülke, ‘elektrik üretme’ kılıfı altında ilk nükleer santralini hizmete soktu. Türkiye’de FETÖ ve PKK’yı, Suriye’de YPG ile Esed’i, Mısır’da darbeci Sisi’yi, Libya’da Hafter’i ve Filistin’de İsrail’i destekleyip Yemen, Sudan ve Tunus’u da krizden krize sürükleyen BAE’ye şimdi ‘atom bombası’ yolu açılmış oldu. 15 Temmuz’da kendisine bağlı kiralık katil Muhammed Dahlan eliyle darbecilerin finansörlüğünü yapan Veliaht Prens Muhammed bin Zayed, terör eylemleri için şimdi nükleer yeteneğe kavuştu. Güney Koreli bir şirket tarafından inşa edilen Baraka Nükleer Enerji Santrali’nde atom bombasının en kritik bileşeni olan zenginleştirilmiş uranyum üretilecek.
Afrika ile Arap Yarımadası’nı kapsayan geniş bir coğrafyada ABD-İsrail güdümlü darbe, terör, iç savaş ve işgal için aparat kullanılan kabileler ülkesi BAE, Baraka Santrali’nin ilk fazını devreye aldı. Gelişmeyi BAE Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid el-Maktum duyurdu. Sosyal medya hesabındaki mesajında Maktum, “Bugün BAE’nin Arap dünyasındaki ilk barışçıl nükleer reaktörünün Abu Dabi’deki Baraka istasyonunda başarıyla devreye alındığını alenen duyuruyoruz. Uzmanlar nükleer yakıtı yüklemeyi, kapsamlı testleri yapmayı ve devreye alma işlemini başarıyla tamamladı” diye yazdı. Maktum, nükleer santrallerin ve BAE’nin yürüttüğü uzay araştırmalarının, ‘Arapların bilimdeki yollarını yeniden yakalama ve diğer büyük uluslarla rekabet etme yeteneğine sahip olduklarına dair dünyaya bir mesaj olduğunu’ savundu.
İsraillilerin ifadesiyle “25 yıldır Tel Aviv’e çalışan” BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’i santral dolayısıyla ilk kutlayan kişi, Mısır’ın ABD-İsrail destekli darbecisi Abdulfettah el-Sisi oldu. BAE’nin gölge lideri olarak görülen ve dış politikada işgaller için harcanan yüzlerce milyar doları yöneten Zayed, Ortadoğu’daki tüm savaşlar, darbeler ve işkencelerde rol aldı. Kritik Sokotra adasını da işgal ettiği Yemen’de bir suikast timi kurarak binlerce kişinin ölümüne yol açtığı kanıtlanan Zayed, Sudan ve Çad’dan topladığı gençleri de kandırıp Libya’ya götürerek darbeci Hafter saflarında savaştırmıştı. Zayed, Rusya’dan satın aldığı hava savunma sistemleri ile Çin üretimi SİHA’ları da Libya cephesinde Türkiye’ye karşı kullanıyor.
İslam dünyasınca ‘Tel Aviv güdümlü küresel terörist’ olarak görülen Zayed, çok yakın bir gelecekte nükleer silaha ulaştığında dünyayı telafisi imkansız sorunlar bekliyor. Ülkeleri kaosla zayıflatıp iç savaşla bölme eyleminde giderek uzmanlaşan Zayed’in, nükleer silah gibi kritik bir teknolojiye eriştiğinde İsrail adına toplu katliamlar gerçekleştirmesinden endişe ediliyor. Öte yandan Baraka Santrali, BAE’nin komşuları açısından da riskler barındırıyor. Bazı uzmanlara göre, 2009 yılından beri süren projede pek çok sorunlar mevcut; iddialara göre reaktörde çatlaklar oluşmuş durumda ve tesiste nükleer çekirdek koruması da bulunmuyor. Ayrıca BAE’deki santral işi, Güney Koreli Kepco şirketinin yurtdışındaki ilk ‘iş’ denemesi. Tüm bunlar bir yana, Baraka’nın Körfez’de ‘nükleer silahlanma’ yarışı başlatacağına da kesin gözüyle bakılıyor.