Microsoft'un tasarım harikası dizüstü/tablet melezi Surface Pro 4'ü inceliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde mercek altına aldığımız iPad Pro'nun hemen ertesinde yeni misafirimiz kendisinin en büyük rakibi olarak
görülen Microsoft'un '2'si 1 Arada' formundaki tablet-dizüstü melezi Surface Pro 4. Yani diğer bir ifade ile Microsoft'un amiral gemisi.
Dikkat ederseniz yukarıdaki cümlede 'olan' kelimesini silip yerine 'görülen' kelimesini geçirdik. Çünkü aslında ikisinin birbirine rakip olduğunu düşünmüyoruz.
Her ne kadar dışarıdan bakınca ana işlevleri tablet olan, klavye aparatı ile birlikte de dizüstü olarak da kullanılabilen benzer form yapısına sahip cihazlar oldukları doğru olsa da aslında kazın ayağı öyle değil. Tabii bunu anlamak için ikisini de kullanmış olmak gerekiyor.
İncelemeye geçmeden önce, Surface Pro 4'ü hem iPad Pro ile hem de selefi Pro 3 ile karşılaştıra karşılaştıra gideceğimizin de altını çizelim. Böylece farklılıkları ve geliştirmeleri çok daha net biçimde görebileceğiz. Hatta ilk görselimiz gelsin:
Evet, başlayalım bakalım...
- ...ama ilk olarak olayı anlayabilmek için geçmişe kısa bir yolculuk yapalım:
- Microsoft Surface Pro 4, Microsoft'un 2012 yılında çıkardığı ilk Surface neslinin devamı. İlk nesil Surface ailesi 'Surface' ve 'Surface Pro' olmak üzere iki üyeye sahipti. Düz Surface modeli Microsoft'un ARM tabanlı işletim sistemi Windows RT ile gelirken Surface Pro'da Windows 8 vardı. Windows RT'nin Pro'dan farkı .exe dosyalarını yürütebilmesi idi. Yani aslında Windows RT, masaüstü/dizüstülerde kullandığımız Windows değil, aynı Android yahut iOS gibi mobil işletim sistemlerinin Windows versiyonuydu. Bununla birlikte hem uygulama ayağında rakiplerine kıyasla aşırı zayıf oluşu hem de tüketicinin gözündeki oturmuş Windows algısı ile uyuşmaması sebebiyle tutmadı. Zaten ertesi sene çıkan Surface 2 RT/Pro ailesinin ertesinde proje de rafa kaldırıldı ve Surface 3 ile birlikte yola bildiğimiz standart Windows ile devam edildi. İşte şimdi incelediğimiz model de Surface Pro 3'ün halefi olan Surface Pro 4.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Surface Pro 4, standart Windows ile gelen ve bu bağlamda PC'lerde yapabildiğimiz her şeyi yapmamıza olanak sağlayan bir cihaz. Yani dilersek oyun yükleriz dilersek film indirir seyrederiz yahut da USB bağlantısı üzerinden örneğin harici diskimizi takarak oradaki içeriği cihazımıza aktarırız vs. vs.
Kısacası çıplak haldeyken tablet formundaki bir PC kendisi. Eğer tak/çıkar formundaki klavyesini de alırsak doğrudan bir dizüstüne dönüşüyor. Kutu içeriğine dahil olan kalemi de cabası.
Microsoft tabletlerin giderek popülerleşmesi ve ana akımın PC'de (yani masaüstü ve dizüstülerden) mobile kayması sebebiyle yukarıda belirttiğimiz gibi ilk olarak Windows RT ile çıktı karşımıza. O tutmayınca da bu sefer standart Windows'u çift ayaklı hale getirdi. Yani bir taraftan yukarıda örneklediğimiz PC kısmını korurken diğer yanda ise Windows platformuna yönelik geliştirilen mobil uygulamalara dayanan Windows Mağazası üzerinden tabletler arayüzüne geçiş yaptı. Windows 10 ile birlikte de dokunmatik kontrolleri geliştirip, hem PC hem de mobil kullanıma adapte ederek bize çiftli kullanım sağladı.
İşte bu konseptin eriştiği zirve nokta olan Surface Pro 4, bizim dilersek tam teşekküllü bir dizüstü yahut da mobil arayüz ve uygulamalar üzerinden tablet olarak kullanabildiğimiz bir melez.
Evet; konuya hakim olmayanlara yönelik kaleme aldığımız bu girişin ertesinde artık doğrudan Surface Pro 4'e geçebiliriz. İlk olarak teknik özellikleri gelsin. (Temel donanım bileşenlerinde ayrılan farklı versiyonları var. Bizdekileri koyu renkle yazdık.)
- Windows 10 (64-bit) işletim sistemi
- 12.3-inç (2736x1824) PixelSense IPS ekran
- 10 parmak destekli dokunmatik; stylus kalem
- 264 ppi (inç başına düşen piksel)
- 3:2 en/boy oranı
- Intel Core m3/i5/i7işlemci
- Intel HD 515/520/Iris 540GPU
- 4/8/16 GB RAM
- 128/256/512/1024 GB SSD
- 8MP arka kamera (1080p video kayıt, oto. odaklanma)
- 5MP ön kamera
- Stereo kulaklık ve hoparlör (Dolby Audio Premium)
- Wi-Fi ve BT 4.0 kablosuz bağlantı
- USB 3.0, microSD, mini Display Port ve kulaklık yuvaları
- Kurumsal güvenliğe yönelik TMP yongası
- Klavye yuvası
- Magnezyum kasa
- 292.10mm x 201.42mm x 8.45mm
- 776 gram (m3); 786 gram (i5 ve i7)
Eğer bir tablet için 4,000-5,000 TL gibi ciddi bir bütçe ayırdıysak doğal olarak her şeyinin de olabileceğinin en iyisi olmasını isteriz. Ki başat kıstaslarımızdan birisi de tasarımı olur. Yani hem taşınabilirliği yüksek hem şık hem de yüksek kalite malzemenin kullanıldığı bir şey olması gerek.
Peki Surface Pro 4 bu isteklerimizi karşılayabiliyor mu?
Kesinlikle evet!
Bir kere her şeyden önce yekpare formda yani tek parça magnezyum kasası sayesinde hem hafif hem dayanıklı hem de şık bir görünüm arz ediyor. Bu arada magnezyum derken komple magnezyumdan bahsediyoruz. Yani ekranı haricinde kalan her yeri magnezyum. Sadece renk ayrımı belli olabilsin diye arkadaki Windows logosu kromdan.
Tasarım selefi Pro 3 ile neredeyse tamamen aynı. Sadece Pro 3'ün önündeki ana ekran tuşu vazifesi gören kapasitif Windows logosu arkaya giderken, arkadaki Surface yazısı da kalkmış. Bir de selefinin üst kısmındaki ses açma/kapama tuşları yana alınarak üst tarafta sadece kulaklık girişi kalmış. Haricinde her şeyleriyle aynılar.
Bununla beraber Pro 4'ün öncülüyle karşılaştırdığımızda 9.1mm'den 8.45 mm'ye inceldiğini görüyoruz ki bu ciddi bir başarı. Bu incelmenin sırrı PixelSense ekran teknolojisi sayesinde sensörlerin, diotların ve piksellerin ekran camına daha yakın biçimde konuşlandırılabilmesi. İşte bu sayede de yarım milimetre daha kazanılmış. Ha ne kadar önemli derseniz? Açıkçası pratikte bir fark hissetmemiz imkansız çünkü zaten selefi de sınıfına göre mükemmel bir inceliğe sahipti. Düşünün ki tüm kalınlığı zaten neredeyse USB 3.0 yuvası kadar.
Pro 4'ün Pro 3'e kıyasla en önemli tasarımsal artısı ise düşen ağırlığı. Selefinin 798 gramlık ağırlığına karşılık bizdeki model 786 gram ki aradaki 12 gramlık fark kendini net biçimde hissettiriyor. 12 gram belki oradan önemsiz gibi gelebilir size ama emin olun elinize aldığınızda hangisinin hangisi olduğunu şıppadanak anlayabiliyorsunuz bu hafiflik sayesinde. Kaldı ki zaten komple metal kasasından ötürü rakipleriyle kıyasladığımızda belirgin biçimde daha ağır bir tablet ailesi Surface Pro. Haliyle tek elle uzun seanslar gerçekleştirmek neredeyse imkansız. Tasarımda kalite istemenin bedeli de bu oluyor işte. Yine de mevcut şartlarda gayet iyi bir değer olduğunu söylememiz gerek. Bununla birlikte iPad Pro'nun 723 gram olduğunu da hatırlatalım. Ki hatırlarsak onun için bile tek elle kullanmak zor demiştik. Varın bunu siz düşünün.
İşte Microsoft da zaten bu tek elle kullanma sorununun önüne geçmek için modelin arkasına stant yerleştiriyor. Böylece kapağı açıp artık nereyeyse oraya koyup elimizle tutmadan kullanabiliyoruz. Stantın oldukça sağlam olduğunu da söyleyelim. Kendi kendine kapanması vs. imkansız yani.
Özetle Surface Pro 4'ün tasarımı için kusursuz diyebiliriz. Her tarafından kalite damlıyor adeta.
Surface Pro 4'ün bir diğer vurucu noktası da ekranı. Keza selefine kıyasla fark yarattığı bir diğer alan da burası. Pro 3'teki 12-inç'lik (2160 x 1440) IPS panelli ekranı, kasanın boyutunu aynı tutmayı başararak 12.3-inç'e çekmeyi başaran Microsoft çözünürlüğü de 2736 x 1824 piksele yükselterek nihai anlamda hem ppi değerini 216'dan 267'ye hem de ekranın kasaya oranını %72.88'den %76.57'ye çıkarmış ki bunlar harikulade değerler. Zaten piyasada halihazırda daha iyisi yok.
Bu arada iPad Pro'nun da %76.56'lık ekran/kasa oranına ve 264 ppi değerine sahip olduğunu söylemeden geçmeyelim. Yani Microsoft diğer bir deyişle fotofinişle birinci.
Bu geliştirmenin temel sebebi ise yukarıda da belirttiğimiz gibi ana ekran/başlat menüsü işlevi gören Windows tuşunun ekranın altından kaldırılmış oluşu böylece buradan boşalan alana 0.3-inç daha yerleştirilmesi mümkün oldu.
Surface Pro'nun ekranı hakkında tek diyebileceğimiz iPad Pro ile birlikte şimdiye kadar gördüğümüz en iyi iki ekrandan birisi olduğu. Pro 3'e kıyasla baktığımızda ise özellikle parlaklık başarımının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Keza renkler de biraz daha doygunlaşmış.
sRGB renk gamutunun %99.7'sini kapsayan Pro 4'ün önünde sadece iPad Pro (%111) bulunuyor. Keza teknik verilerine baktığımızda 0.35'lik Delta-E değeriyle (mükemmel değer 0 olarak kabul ediliyor) karşılaştık ki burada da önünde yine sadece iPad Pro (%0.19) var. Delta-E kısaca renk isabetliliğini gösteren bir veri yani ekrandaki renklerin gerçek hayattaki renklere ne derece yakın olduğu.
Pratiğe dökecek olursak iPad Pro'nun bir gıdım daha iyi kontrast değerine sahip olduğunu buna karşın Pro 4'ün yine bir gıdım daha abartılı renk tonuyla geldiğini söyleyebiliriz. Buna karşın Pro 4'ün ekranı iPad Pro'dan daha küçük olduğu için iş netliğe ve keskinliğe gelince ibre de doğal olarak kendisine dönüyor.
Ekran hakkında dikkatimizi çeken bir diğer detay ise hem kalem hem de dokunmatik tepkilerinin mükemmel oluşu. Her ne kadar Windows 10 arayüzünde küçük ikonlardan ötürü ara ara sıkıntı yaşayabilsek de genel itibarı ile tıkır tıkır çalışıyor alet.
Kısacası Surface Pro 4'ün ekranı da aynı tasarımı gibi mükemmel. Film izlemekten tutun da oyun oynamaya kadar ne yaparsak muazzam bir göz keyfiyle gerçekleştiriyoruz.
İlk olarak teknik bilgi verelim ardından pratiğe dökelim:
Bizdeki versiyon gördüğümüz gibi Core i7 ile gelen en büyük ailenin ortanca kardeşi. İşlemcisi çift çekirdekli ve 2.2GHz'da çalışan Core i7 6650U modeli. Core i7'yi, Core 5'ten ve Core m3'ten ayıran temel özellik çoklu iş parçacığı desteğine sahip oluşu. Yani gerçek iki çekirdeğine ek olarak iki tane de sanal çekirdeğe sahip olduğundan destekleyen uygulamalarda 4 iş parçacığı birden aktif olarak iş görüyor. Bunun pratikteki faydasını ise render, video düzenleme, eğer desteği varsa oyunlar vb. gibi uygulamalarda ortalama 1.8x hızlanan performansta görüyoruz. Yani örneklendirecek olursak, tamamıyla aynı özelliklere sahip çift çekirdekli bir Core i5 işlemcinin 10 dakikada aldığı render'ı Core i7 ile +/- 7 dakikada tamamlayabiliyoruz. 14nm'lik üretim teknolojiyle üretilen ve 15W güç tüketimine sahip olan 6650U'nun turbo mod sat frekansı ise 3.4 GHz'a kadar çıkabiliyor.
Surface Pro 4'ün grafiklerinden ise Intel'in dahili grafik ünitesi Iris 540 sorumlu. 48 iş hattına ve 64/128 bit bellek yoluna sahip olan Iris 540'un saat frekansı yük durumuna göre 300-1050 MHz arasında değişiyor. Mini Display Port yuvası üzerinden 4K@60 fps çözünürlük desteği sunan GPU aynı zamanda 3 ekrana kadar da eşzamanlı görüntü aktarabiliyor.
Açıkçası Surface Pro 4'ün bizi en çok muallakta bırakan kısmı kesinlikle performansı. Bunun sebebi form yapısı gereği (ve buna paralel mevcut teknolojik sınırlamalardan ötürü) denk olmayan temel bileşenlere sahip olması. İşlemci mükemmelken GPU ona ayak uyduramıyor. Tabii Microsoft'un burada yapabileceği bir şey yok. Koyabileceğinin en iyisini koymuş zaten. Ama en nihayetine standart Windows modunda bu çözünürlüğün üzerinden hakkıyla gelebilecek bir grafik çözümü yok maalesef henüz. Zaten puanlama kısmında kesintiye gitmememizin sebebi de bu.
Evet; dediğimiz gibi modelin işlemcisi inanılmaz güçlüyken GPU'su işlemcisine kıyasla oldukça zayıf. Tabii zayıf derken, dizüstü modunda Windows tabanlı oyun senaryosunu değerlendirerek ve yüksek çözünürlüğünü de işin işine katarak söylüyoruz bunu. Yoksa tablet modunda ele alırsak yağ gibi akıyor adeta her oyunda. Ama işte dizüstü modunda kullanıp aynı PC'deki gibi x86. tabanlı oyunları yükleyip (yani .exe dosyalarından bahsediyoruz) oynamak istesek günümüzün oyunlarını iyi ihtimalle düşük ayarlarda ancak oynayabiliriz. Orta seviyede oynayabilmek içinse bu defa çözünürlükten kısmamız gerekir. Özetle GPU'su bugünün multimedya odaklı alt/orta sement dizüstülerinde yer alan GeForce 920/930M ile aşağı yukarı aynı seviyede diyebiliriz.
İşlemci kanadında ise her şey muazzam ilerliyor. Karşılaştırma yapacak olursak tek çekirdek performansını 2500K/3570K gibi yakın geçmişin efsane masaüstü işlemcileriyle denk tutabiliriz ki bugün dahi üst düzey oyun PC'lerine rahatlıkla koyulabilecek işlemciler bunlar. Çok çekirdekte tabii tablo değişiyor ama bu durumda dahi aralarındaki fark aşağı yukarı %40 seviyesinde seyreder. Kısacası dememiz o ki işlemcisi kendi sınıfında değerlendirdiğimizde en ağır yüklerin dahi altından kalkabilecek güce sahip.
8GB RAM zaten her türlü çoklu uygulama senaryosu için rahatlıkla yetip artıyor. Hatta Render, Editing vb. gibi profesyonel uygulamalar için dahi yeterli. 256 GB SSD'den ise bahsetmeye dahi gerek yok. Hem şimşek hızında çalışıyor hem de devasa bir alan sunuyor bize. Yine de yetmezse microSD desteği de mevcut. Dahası USB 3.0 bağlantısı üzerinden de istersek fare yahut da harici disk, bellek vs. bağlayabiliyoruz.
Özetle Surface Pro 4, Windows tabanlı oyunları dizüstü modunda oynamak istemediğimiz sürece hem işlevsellik hem de performans açısından mükemmel bir performansa sahip. Kaldı ki zaten her ne kadar klavyesi olsa da ve fareyle de kullanabilsek de bu tür form yapılarında oyun oynamak adama keyif veren bir şey değil. Haliyle çok da dert etmemek gerek. Ama tabii buna vereceğimiz paraya mükemmel bir oyun PC'si hatta oyun dizüstüsü alınabiliyorken burada elimize sadece bir tablet/dizüstü melezinin geçecek oluşu da var. Velhasıl olay tamamen kullanım senaryomuzla ilişkili. Eğer bu tür bir konsept bizim için çok da elzem değilse biz olsak bunun yerine daha mütevazı bir seçeneğe yönelir artan paraya da çok üst seviye olmasa da oldukça kalburüstü bir başka sistem toplardık.
Son olarak da elimizdeki versiyonun performans bakımından sınıfının zirvesinde oturduğunun da altını çizelim. Ne kendi platformunda ne de Android yahut iOS platformunda rakibi yok. iPad Pro'dan işlemci bazında net biçimde üstün GPU anlamında ise senaryodan senaryoya değişmekle birlikte aşağı yukarı aynı performansa sahip.
Surface Pro 4'ü tabletten dizüstüne terfi ettiren şey tabii ki klavyesi. Ama maalesef ekstradan satın almak zorundayız ki 130 dolar fazladan vermek demek bu. Değer mi derseniz? Kesinlikle evet. Çünkü gerçekten fark yaratacak kadar iyi bir performansa sahip. O kadar ki şimdiye kadar kullandığımız en iyi tak/çıkar klavye ünitesi olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Ama ne olursa olsun Microsoft'un hem tablet/dizüstü vurgusuna bu kadar ağırlık verip hem de klavyeyi münferiden satması hiç yakışık alan bir tutum değil. Apple olsa anlardık ama Microsoft'a yakıştıramadık açıkçası.
Pro 4'ün klavyesi hem selefinden hem de iPad Pro'dan çok daha iyi. Gerçi iPad Pro'yu kullanmadık ama sadece TouchPad'inin olmaması bile geride bırakmaya yetiyor. Tuş diziliminin daha küçük ve yakın olması, işlevselliğin daha sınırlı oluşu ve aydınlatmasının olmaması da cabası. Tek avantajı su damlalarına vs. karşı dayanıklılığı kısacası. 30 dolar da daha pahalı üstelik. Selefindeki hem birbirine hem de yüzeye yakın olan tuş dizilimi yerine daha ayrık ve yüksek bir tasarıma geçilmiş ki bu sayede aynı bir dizüstünde olduğu gibi rahatça yazabiliyoruz.
Dahası fonksiyon tuşlarının işlevselliğinin artışı da bir diğer güzel tarafı. Aydınlatması zaten var. Bir de enter tuşu kompakt değil de tam ebatlı olsa tadından yenmezdi. Bu arada TouchPad'in boyutunun büyümesi de ve plastikten alüminyuma geçilmesi de mükemmel derecede yerinde bir karar. Neredeyse MacBook'ların performansına yaklaşmış. Bu kadarını kesinlikle beklemiyorduk. Özetle mükemmel bir performansa sahip. Parmak izi okuyucusu da var bu arada aynı cep telefonlarındaki gibi önce bir veya daha çok parmağımızı bastırıp kaldırmak suretiyle tanıtıyor sonra da çalıştırıyoruz. Keza oturum açma haricinde misal mağazadan ödemeleri de buradan yapabiliyoruz.
Kaleme gelelim biraz da: Kalem klavyeden farklı olarak kutu içeriğine dahil. Ama ne iPad Pro'nun ne de Pro 3'ün kalemi elimizde olmadığından karşılaştırma yapamıyoruz maalesef. Kendi deneyimlediğimiz kadarıyla oldukça iyi çalışıyor. Kararlılığı ve isabetliliği muazzam. 1024 basınç hassasiyeti ile oldukça duyarlı zaten. Açıkçası profesyonel çizimle uğraşanlar için ne derece tatminkar olur bilmiyoruz tabii ama gündelik işlerde rahatlıkla gördü işimizi. Paint'te bir şeyler karaladık, One Note'da bir kaç şey yazdık falan. Bu arada arkasındaki silgisi One Note'da silgi işlevi görüyor olsa da paint'te aynısını yapamadık mesela. Muhtemelen 3. parti uygulamalarda gerekli desteğin sağlanması halinde silgi olarak kullanılabiliyor sadece.
En hoşumuza giden kısmı ise tasarımı oldu. Kalınlığı sebebiyle aynı gerçek bir kalem gibi kullanabiliyoruz ki bu mükemmel bir deneyim gerçekten. Velhasıl dediğimiz gibi iPad Pro'nun kalemini kullanmadığımız için karşılaştırma yapamıyoruz. Ama internette gördüğümüz kadarıyla çizerler o kalemle harikalar yaratmayı başarmışlar. Eğer Microsoft'un kalemi de böyleyse hedef kitle de genişleyebilir pekala. Son olarak kalemin doğrudan tabletin kenarına mıknatıslandığını da not olarak düşelim. Bu da büyük bir avantaj.
Özetle klavyesi mükemmel kalemi ise deneyimlediğimiz kadar gayet iyi. Tak can sıkıcı detay dediğimiz üzere klavyenin kutu içeriğine dahil olmaması ki puanı da bundan ötürü kırıyoruz. Eğer dizüstü iddiasının üzerinde bu kadar duruyorsan klavyeyi de vereceksin.
Şimdiye kadar daima övdüğümüz Microsoft Surface Pro 4'ü buradan başlayıp incelememizin sonuna kadar yereceğiz. Aslında pazarlamacı olsak 'sandviç tekniği' yapıp 'iyi-kötü-iyi' sıralamasına gider ve 'iyi başlayıp, iyi bitirelim; kötüyü arada kaynatalım' derdik ama malum pazarlama değil, gerçekleri yazıyoruz. Haliyle nasıl iyiyi bastıra bastıra söyledik aynı şekilde kötüyü de söyleyeceğiz ki kararınızı buna göre verin.
Evet; Pro 4 hep dediğimiz gibi hem tablet hem dizüstü modunda kullanılabilen bir melez. Dizüstü ayağını bildiğimiz standart Windows 10 ile aynı PC'mizdeki gibi kullanıyoruz. Windows 10 zaten mükemmel bir işletim sistemi olduğundan burada özellikle klavyeyle kullandığımızla hiçbir sorun sıkıntı yok. Yabancılık çekmememiz de cabası. Zaten performansı üst düzey olduğundan bir PC ile yaptığımız her şeyi bununla da yapabiliyoruz. (Performans kısmında dediğimiz gibi PC oyunlarını GPU'sundan ötürü tatminkar seviyede oynayamıyoruz sadece.) Kalemi de var keza ki bu da işlevselliği arttıran bir diğer unsur.
Ama işte sorun tablet ayağında...
Açıkçası Windows 10 her ne kadar W8'e kıyasla mobil arayüzde epey yol kat etmiş olsa da halen yeterli ölçüde tatminkar olmaktan uzak. Bir kere ne kadar basit olmaya çalışsa da iPad ile kıyasladığımızda halen çok karışık. Sadece bu bile başlı başına dev bir eksiyken üzerine bir de mağazanın zayıflığı ekleniyor. Düşünün ki daha Türkçe Facebook dahi yok. XBox entegrasyonu ertesinde oyunlarda ciddi bir yol kat edilmiş olsa da niş oyunlarda çok sıkıntı var. Keza bilgi yarışması gibi en sevdiğimiz oyunlar neredeyse yok denecek kadar az. Keza aynı kısırlık profesyonel uygulamalarda da geçerli. Örneğin kalem var ama 'budur' diyebileceğimiz kalitede profesyonel bir çizim uygulaması yok vs. vs. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama anlaşılmıştır demek istediğimiz.
Açıkçası tablet olarak performansı muazzam ama en nihayetinde ne gerek var zaten bu kadar performansa? Bırakın Core i7'yi i5 hatta m3 bile su içerisinde yeter tablet modunda kullanacaksak. Keza GPU'da tablet için muazzam bir performans sergiliyor. İş dizüstü moduna geldiğinde ise bu defa da karşımıza GPU sıkıntısı çıkıyor ki zaten performans kısmından uzun uzun değindik bu konuya. Yani burada da topallaya topallaya gidiyor.
Özetle bizce Surface Pro 4, Windows 10 ile birleştiğinde kendi sınıfının açık ara en iyi mobil deneyimini sunuyor olsa da yine de kesinlikle bir iPad'den aldığınız tablet zevkini almanız imkansız. Hatta bırakın iPad'i Android bile o kararsızlıklarına rağmen sırf mağazasından ötürü bile çok daha tatminkar. Yani dememiz o ki, Surface Pro 4 tam anlamıyla arafta kalmış! Ama klavyesini de almamız kaydıyla,dizüstüne çok daha dönük bir ürün. Yok tablet peşindeyseniz açıkçası uzak durun ya da gidin çok daha ucuz alternatiflere yönelin ki paranıza yazık olmasın.
Surface Pro 4'ün bağlantı ayağında teknik özellikler kısmında belirttiğimiz gibi, bir adet tam boyutlu USB 3.0, bir tane mini Display Port, microSD yuvası ve tabii kulaklık girişi var. Açıkçası HDMI yuvasının eksikliğini hissetmemiz olası. Özellikle mDP henüz ülkemizde oturmuş bir bağlantı ayağı değil. Kaldı ki GPU'su 3 ekrana kadar eş zamanlı görüntü aktarım desteği sunarken görüntü yuvalarını sadece mDP ile sınırlı tutmak olmamış. Keza iki tane USB 3.0 yuvası olsa çok ama çok daha iyi olurdu. Çünkü klavye üzerinden USB desteği vs. sağlanmıyor malum. Haliyle tek yuvayla da işimiz zorlaşıyor. Ki dizüstü olarak kullanmak isteyen insan kuvvetle muhtemel fare de ister. BT fare şıkkı var gerçi ama ne gerek var? Koy bir tane daha USB, birine fare takalım diğerine de örneğin diskimizi. Bu arada şarj mıknatıslı özel yuvası üzerinden yapıldığından en azından tek USB yuvamız bize kalıyor ki tek iyi yanı da bu zaten. Bir de dilersek telefonumuzu doğrudan şarj yuvası üzerindeki USB'den doldurabiliyoruz.
Sesine baktığımızda ise selefine kıyasla hoparlör ses çıkışının az da olsa yükseldiğini gördük. Ama yine de yeterli değil. Hele ki iPad Pro'nun 4 hoparlörlü bangır bangır ve bir o kadar da kaliteli sesini duyduktan sonra açıkçası ortalamanın üzerinde diyebiliyoruz ancak. Sesin yüksekliğinden memnun değiliz halen, kalitesine ise diyecek bir şey yok. Gayet iyi. Özetle eğer iPad Pro'yu denememiş olsak muhtemelen çok hoşumuza gidecekti ama karşılaştırma yaptığımızda net biçimde gerisinde kalıyor.
Kamerasına baktığımızda ise hem önde hem de arkada iPad Pro'nun oldukça gerisinde kaldığını söyleyebiliriz. 8MP'lik arka kamerasıyla ancak 'eh işte' diyebileceğimiz kareler yakalayabildik. Dahası 5 MP'lik ön kamerası dahi bu çözünürlüğüne karşın iPad Pro'nun 1.2 MP'lik FaceTime'ına kıyasla pek tatminkar değil. Flaşı da yok keza. Gerçi en nihayetinde bir tablette zaten sonuca en az etki eden bileşen kamera olduğundan çok da önemsemiyoruz.
Surface Pro 4'ün aksayan bir diğer ayağı da bataryası maalesef. Surface Pro 3'ün üzerinde bir iyileştirme yapılmamış. İkisi de aynı performansa sahip aşağı yukarı. Kullanım senaryomuza ve parlaklık vb. gibi ayarlarımıza göre değişmekle birlikte ortalama 5-6 saat kadar gideceğini söyleyebiliriz. Microsoft'un iddiası 9 saate kadar video oynatımı idi ama bizim testimizde ortalama parlaklıkta 1080p bir videoyu 1 saat oynattığımızda pil %18 düştü. Masaüstü modunda 2 saatlik internet gezintisi ise %31 indirdi. Oyunda ise 10 dakikalık bir Asphalt 6 macerası %10 pilimizi yedi. Yedi hafif geliyor gerçi bu durumda adeta içti! Demek ki tam bir seans yapalım desek 2 saat ancak oynayabileceğiz ki bu da oldukça kötü bir performans.
Kısacası bataryasının bizi tatmin ettiğini söylemek imkansız. Ortaya karışık yaptığımız ortalama kullanımda 5-6 sat kadar ancak gider. iPad Pro ile karşılaştırmak dahi olmaz bu aşamada. Çok daha üstün çünkü rakibi. Şarj süresi ise 0-100 2.5 saat dolayında sürüyor.
- Tasarım:9.5
- Ekran:9.5
- Performans:9
- Klavye/Kalem:8.5
- İşletim Sistemi ve Arayüz:7.5
- Bağlantılar, Ses ve Kamera:7
- Batarya:6
- Ortalama Puan:8.3
Microsoft Surface Pro 4 ülkemizde henüz satışa sunulmuş değil. Muhtemelen ilerleyen dönemde sunulacaktır ama selefinden hareketle kendisinin de zincir teknoloji marketlerine vs. giriş yapacağını zannetmiyoruz. Paralel ithalat kanalları tarafından girecektir tahminimizce haliyle fiyatının ne olacağını kestirmek güç.
Yurt dışında ise dediğimiz gibi farklı konfigürasyonlarla satıldığından tek bir fiyatı yok. Temel paketler şöyle:
- Core m3; 4GB RAM ve 128GB SSD:$900
- Core i5; 4GB RAM ve 128GB SSD:$1000
- Core i5; 8GB RAM ve 256GB SSD:$1300
- Core i7; 8GB RAM ve 256GB SSD:$1600
- Type Cover (Klavye yuvası):$130
Eğer almaya niyetlenirseniz bizim size tavsiyemiz Core i5'lisini almanız yönünde olur. Artık durumunuza ve ihtiyaçlarınıza göre ikisinden birini tercih edersiniz ama tavsiyemiz 1000 dolarlıktan yana olanı. Neticede microSD üzerinden hafıza takviyesi imkanınız var zaten. 4GB RAM de yeterli. Klavyesini de aldığımızda ediyor $1,130. Core m3 işlemcili versiyonu açıkçası tavsiye etmiyoruz, aradaki 100 dolara kesinlikle Core i5'e terfiye değer. Keza bizim kullandığımız tepe seviyede render vb. üst seviye işlemler yapmıyorsanız yine gereksiz. Dediğimiz gibi en ideal seçimler sırasıyla 2. ve 3. sırada olanlar.
iPad Pro'yu da benzer şartlarda (128GB Wi-Fi+kalem/klavye) yurtdışından alsak yine bize aşağı yukarı aynı paraya geliyor. Türkiye'den alırsak da 4,700 TL fatura çıkıyor. Muhtemelen 1000 dolarlık Pro 4 tavsiyemizin fiyatı da ülkemizde 4,000 TL dolayında seyreder.
Açıkçası iPad Pro'yu etinden ve sütünden faydalanacak son derece kısıtlı sayıda bir kitle hariç kesinlikle tavsiye etmiyorduk ama Surface Pro 4'te belirttiğimiz konfigürasyon(lar)da kalmak kaydıyla bu kadar sert değiliz. Hatta eğer masaüstü modunda oyun oynayabilmek sizin için çok önemli değilse ve asıl ihtiyacınız olan şey iyi bir dizüstü ise düşünülebilir. Çünkü incelemede belirttiğimiz gibi oyun haricinde kesinlikle mükemmel bir dizüstü. Tasarım, taşınabilirlik, performans ve ekran neredeyse kusursuz. Tam işlevsel bir Windows 10 deneyimi de cabası. Bonus olarak da tablet özelliği var işte. Daha ne olsun? :)