Oruçlunun saygısı

Yeni Şafak
Aslıhan Şimşek
09:2413/06/2018, Çarşamba
G: 13/06/2018, Çarşamba
Yeni Şafak
Saygı başkalarından çekinme duygusunu da beraberinde getiriyor.
Saygı başkalarından çekinme duygusunu da beraberinde getiriyor.

Ramazan ayı, orucun kalkan olduğu, kişinin ahlakını koruduğu ve nefsini terbiye ettiği aydır. Gün boyu susuz ve aç kalmanın insanda oluşturduğu olumsuz etkiyi olumlu hale çevirebilmek, sosyal çevre ile ilişkileri sağlamlaştırmak için oruç tutan ve tutmayan arasında saygıyı göz ardı etmemek gerekiyor.

Ramazan'ın yaz mevsimine denk gelmesi ile gündelik hayata getirilen sınırlar artıyor. Oruç tutan ve tutmayan kişiler arasında yaşanan sorunlar da burada kendini belli ediyor. Ramazan'da empati kurmayı öğrenebilirsek toplum olabilmek de o kadar kolaylaşıyor.

Saygının sınırını kim belirler?

Saygı, herhangi bir cezai yaptırımı olmayan ahlaki bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca ilişkide olunan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, değer, inanç ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak ve bunlara önyargısız yaklaşmayı içeriyor. Ahlak, Müslümanlar için Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz'in sünneti olarak kabul ediliyor. Peki, çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde gayrimüslimlerin ya da Müslüman olup oruç tutmayanların tutumu ne olacak?

İslam'da zorlama olmadığını biliyoruz ancak Müslüman olduğu halde oruç tutmayan kişi dinin gereğini yapmaması kişinin kendine zulmetmesi sayılıyor. Bu sebeple sonucunu bile bile oruç tutmak ya da tutmamak kişinin kendi tercihi oluyor.

İnsanların neden oruç tutmadığı bir yana bunaltıcı sıcakta gün boyu aç, susuz ve kendini kötü davranışlardan soyutlamaya çalışan kişilere karşı biraz daha anlayışlı olunması gerekiyor. Oruç tutmasa da aynı ortamda (iş, okul, ev) bulunduğu vakit oruçlu olmadığını aşikâr halde göstermemesi insan ilişkilerine yansıyan inceliklerden oluyor. Buna karşılık oruçlu olan kişinin de orucu bahane ederek kişiler üzerinde toplumsal baskı kurmaması gerekiyor. Saygı görmek isteyen kişinin de aynı saygıyı oruç tutmayana göstermesi karşılıklı bir ilişki oluşturuyor.

Oruçluya mı saygı, oruca mı?

Oruç sadece Müslümanlara farz olan bir ibadet şekli değil. Her toplumun ve dinin kendine has oruç şekilleri bulunuyor. O sebeple oruç tutmayan kişilerin orucu Müslümanların kendilerine ayrıcalık tanıdığı bir ay olduğunu sanması, saygı gösterme mesuliyetini ortadan kaldıran bir düşünce halini alıyor. Her Ramazan ayı geldiğinde Osmanlı dönemindeki Hıristiyan ve Yahudilerin Ramazan ayında oruç tutan kişilere gösterdiği saygıdan bahsediliyor. Öyle ki gayrimüslim tebaanın çocuklarını bile bu konuda uyardığını biliyoruz.
  • Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Ramazan ayında oruç tutan ve tutmayan kişiler arasındaki gerginliği şu cümlelerle anlatıyor;
  • “Çatışmaların bir çoğunun sebebi önyargılardır ve empati eksikliğidir. Karşı tarafı anlayamamaktan kaynaklanır. Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamalı. Bu bir küresel ahlak kuralıdır, evrensel ahlak kuralıdır. Bu ahlak kuralını Ramazan'da hayata geçirmek gerekiyor. İnsan sadece kendisi için yaşamıyor, toplumun bir parçası olduğunu da hatırlıyor Ramazan'da."

Ramazan ayı geldiğinde alkol kullanan kişilerin sayısında azalma görülmesi kutsal aya olan saygının bir nevi göstergesi oluyor. İnsanların inanca, kültüre hassasiyeti varsa Ramazan ve oruca, insana hassasiyeti varsa oruçluya saygısı olması gerekiyor.

Saygı başkalarından çekinme duygusunu da beraberinde getiriyor. Bu sebeple insan 'inanç özgürlüğü' ardına saklanarak insanları rahatsız edecek şekilde davranma lüksü ortadan kalkıyor.

#Ramazan
#Oruç
#Saygı