Bazı güzel kelimeler sosyal medya üzerinden yeniden hayatımıza dahil oldu. Mihaniki, hissikalbelvuku, merdümgiriz bunlardan sadece bir kaçı… Reklamcı bir çift olan Banu ve Onur Ertuğrul’un Lügat 365 hesabından Twitter ve İnstagram üzerinden paylaştığı bu kelimeler o kadar çok ilgi gördü ki şimdi bu sözcüklerin yazılı olduğu defter, çanta posterler yok satıyor.
Bazı güzel kelimeler, daha doğrusu Lûgat365 sosyal medya kullanıcılarının hayatına birden dahil oldu. Unuttuğumuz ama sevdiğimiz kelimeleri hatırlattıklarından olsa gerek 'ani'den sevdik onları. İnstagram ve Twitter hesaplarından her gün yeni bir kelime paylaşan Lügat 365'i kuranlar Banu Ertuğrul ve Onur Ertuğrul isimli kelime meraklısı bir çift. Yaptıkları işle anılmak istiyorlar ve bu yüzden fotoğraf çekmemize izin vermiyorlar. İkisi de reklamcı. 1 Ocak 2015'de 'teşebbüs' kelimesiyle başladıkları yola şimdi yüzlerce kelime, on binlerce takipçi ile devam ediyorlar. Üstelik güzel kelimelerden defter, çanta, poster yapmaya da başladılar.
Paylaştıkları kelimelerin birçoğu günlük hayatta kullanmadığımız kelimeler. Ama bir o kadar da sıcak ve yakın. “Peki bazı kelimeler neden çok güzel?” sorusuna ikili şöyle cevap veriyor: “Bazı kelimeler şiir gibi, bazı kelimeler çok derin. Hissikablelvuku kelimesinin güzelliği tartışılabilir mi? Burada asıl sorulması gereken soru, bu güzel kelimeleri günlük hayatta neden kullanmak ihtiyacı hissetmediğimiz olmalı. Yani hayatımızın güzelliğini sorgulamalıyız.”
Lûgat365'in dağarcığını geliştiriken başvurdukları kaynaklar ise A. Hamdi Tanpınar, Sabahattin Ali, Y. Kadri Karaosmanoğlu, Yaşar Kemal, Peyami Safa ve daha pek çok yazar… İkili kelime seçerken işe önce bu kıymetli yazarların satırlarını karıştırarak başlamış. Sonra, süreç içerisinde de pek çok güzel kelimeyle ayrıca tanışmışlar. Bu güzel kelimeleri “iş”leri haline getirmelerinin nedeni ise şöyle açıklıyorlar: “Karşımızdaki kişi mânasını bilmediğinde yaşadığımız hüsranlar bizi buraya getirdi galiba. Bu güzel kelimeleri, özellikle yeni kuşak nezdinde, tabiri caizse “popüler” hale getirmek istedik.”
Lûgat365'in bu kadar kitlesel bir beğeniyle karşılanmasını, hayal ettiklerini fakat tahmin etmediklerini dile getiren ikili, “Bu kelimelere karşı bir özlem önceden var mıydı, söylemek zor. Fakat kelimelerin tadını bir kere alınca insanların iştahının hepten kabardığını gözlemliyoruz. Bu da bizi çok mutlu ediyor” diyor. Bu kelimeler bir gün hayatımıza geri döner mi diye sorduğumuzda ise net bir cevap veriyor Lûgat365: “Geri döner mi dönmez mi bilmiyoruz fakat geri dönmeli. Tek kurtuluş yolumuz kelimeler.”
Bu yola baş koymalarına vesile olan “hissikablelvuku” ile “nâmütenâhî”nin halen en çok sevdiğimiz iki kelime olduğunu belirten Lûgat365'in sahipleri, üzerinde gıybet yazan bir çantayı insanların neden takmak isteyeceği sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Bu gerçekten sosyolojik bir mesele, yanıtlamak bizim haddimiz değil. Fakat kimliklerle ilgili olan bu konuyu gıybet kelimesine indirgeyerek anlamak da mümkün olmasa gerek. Mesela, istisnasız tüm yerli markalar üzerlerinde İngilizce kelimeler yazan tişörtler üretiyor ve insanlar da seve isteye bu tişörtlerle geziyorlar. Önce bunun patolojisini anlamaya çalışmak bizi daha doğru bir cevaba götürecektir sanıyoruz.”
Her şeyin pragmatik kodlarla şekillendiği bir dünyada insan iyice yalnızlaşıyor. Biz bu şekilde işleyen bu dünyada, hislerimizi anlatabilmek adına daha çok kelimeye ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz. Hicran, hüsran, vuslat gibi kelimeleri bilmeden derdimizi karşımızdakine gerçekten anlatabilir miyiz?