Ekranların fenomen dizilerinden Yedi Numara’nın oyuncu kadrosundan Volkan Girgin, Tuba Erdem, Okan Selvi ve Sedef Pehlivanoğlu bu defa Yeni Hayat filmiyle TRT ekranlarında seyirciyle buluşuyor. Hikayesi bol bir millet olduğumuzu söyleyen filmin senaristi ve oyuncusu Volkan Girgin, içinde İstanbul ve mutfak geçen bir hikaye anlattıklarını söylüyor.
TRT'nin 50. ve Türk sinemasının 100. yıldönümü dolayısıyla hayata geçirilen TRT TV Filmleri projesinin ilk ürünlerinden biri olan Yeni Hayat, uzunca bir süredir ekrandan uzak kalan sinemamızın ve tiyatronun usta isimlerinden Ahmet Gülhan'ı seyirciyle buluşturuyor. Filmin başrollerinde ise genç kuşağın başarılı isimleri Tayanç Ayaydın ile Gülçin Santırcıoğlu var.
Ekranların fenomen dizilerinden Yedi Numara'nın oyuncularından Volkan Girgin yıllar sonra senaryosunu yazdığı Yeni Hayat adlı televizyon filminde, aynı ekipten sevilen isimler Tuba Erdem, Okan Selvi, Sedef Pehlivanoğlu da bir araya geldi.
Serkan Acar'ın yönettiği filmin çekimleri geçtiğimiz ay tamamlandı. Senarist ve oyuncu Volkan Girgin İstanbul ve mutfak geçen bir hikaye anlattıklarını söylüyor.
Filmin çekilme hikayesi aslında TRT'nin “Senin Hikâyen Senin Senaryon" sloganıyla başlattığı bir televizyon projesine katılmakla başlamış. Girgin hikayenin başına dönerek şunları anlatıyor: "Herkese açık bir projeydi. Benim bir hikâyem ve senaryom var diyorsan, belirlenen bir şartname ve format var. Ona uygun bir şekilde projeni gönderiyorsun. Yaklaşık dokuz yüz başvuru olmuş. Bunlardan üç yüz tanesi şartlara uymadığı için elenmiş. Kalan projeler birbirini tanımayan dramaturglar tarafından değerlendirmeye alındı. Belli bir puanın üstünde alanlar bir üst aşamaya geçti. Sonra bir kurul daha değerlendirdi ve oradan da bir üst aşamaya geçildi. Tüm bu süreçlerin sonunda TRT'nin önüne geldi projeler ve onlar karar verdi. 600 proje içinden 33 tane proje seçildi. Biri de benimki. Yıl başına kadar hepsi çekilmiş olacak. Ekim ayından itibaren TRT bir kuşağa karar verecek. Her hafta o kuşakta bir film gösterilecek."
Türk halkı ailece dizi izleyecekse içinde hüzün ve mizah olan dizileri tercih ediyor. Girgin de öyle düşünmüş ve dizinin senaryosunu 'romantik komedi' türü yazmış. "Durum komedisini tercih ettiğim bir iş oldu" diyor. Peki bu genç kadroya Ahmet Gülhan gibi bir ustayı nasıl dahil ettiler? Bunun cevabını da Girgin şöyle anlatıyor: Ahmet Gülhan'ın teklifimizi kabul edince çok sevindik. Çünkü benim için efsane bir isim. Türkiye'de kabareyi kuran iki kişi yaşıyor şu anda. Biri Metin Akpınar, diğeri Ahmet Gülhan. Onunla çalışmak benim için onur verici."
"Benimki bir İstanbul filmi" diyen Volkan Girgin Yeni Hayat'la ilgili şunları söylüyor:" Salacak, Anadolu Feneri ve Maltepe'de çektik. İçinden yemek geçen, içinden kültür geçen bir film. Ömrü başkaları için geçmiş kırk yaşında bir adamın kendi hayatını keşfetme serüvenini anlatıyor. 13 yaşındayken babası ölüyor. İki kız kardeşi, annesi var. Birinin aileyi ele alması lazım. Okulu bırakıp çalışmaya başlıyor. Kardeşlerini okutuyor, evlendiriyor. Annesine bakıyor, evle ilgileniyor. Film başladığında annesini üç ay önce kaybetmiş. O güne kadar kendi hayatı için hiçbir şey yapmamış. Türk ailesinde çok var böyle örnekler. İşsiz kalıyor. Anne de yok tamamen tek başına kalıyor. Hayatında ilk defa n'apacağını bilmiyor. Tesadüfler sonucu önüne yeni bir hayat için fırsatlar çıkıyor."
TRT'nin "Senin Hikayen Senin Senaryon" sloganıyla başlattığı projeye yoğun ilgi olduğunu söyleyen senarist ve oyuncu Volkan Girgin şunları anlatıyor: "Proje için başvuru süresini kaldırdılar ve süresiz olarak devam edecek TRT TV Filmleri. Bu projeye Anadolu'dan da katılım oldu ve projesi kabul edildi. Yani fırsat eşitliği sunan bir proje ve yeni isimleri Türk sinemasına kazandırmayı hedefliyor. Bu bence çok önemli. Biz İstanbul'da ulaşıyoruz birilerine. Onların o şansı yok. Hikâyesi olan milletiz. Çok iyi bir hikâyecidir, o Allah vergisi ama senaryo mantığını çözememiştir, en azından hikâyesini beğenir TRT."
Senaryolar seçildikten sonra bir ön hazırlık süreci olduğunu dile getiren Girgin, bu süreci de şöyle özetliyor: "Proje seçildikten sonra senaristlerle bir atölye çalışması yapıldı. Bunun için Newyork Film Akademi ile anlaştı TRT. Amerika'dan ve Türkiye'den senaryo hocaları geldi. Bir haftalık bir senaryo work shopuna katıldık. Ben eğitim almadım. 'Siz zaten profesyonelsiniz. Size doktoring yani senaryo doktorluğu yapacağız' dediler. Senaryo doktorluğu Türkiye'de çok bilinen bir şey değil ama aslında olmazsa olmaz bir şeydir. Batıda senaryo doktorunun elinden geçmeyen bir senaryo kabul görmez. Seni tanımayan bir adam senin senaryonu analiz ediyor. Evrensel senaryo tekniklerine uygun bir şekilde senin senaryonu ele alıp eksiklerini söylüyor sen de bunu tamamlıyorsun. Biz senaristler doktoring çalışmasını yaptık. Bizden sonra da her filmin yapımcısı yapım atölyesine girdi. Çok kıymetli insanları getirdiler Hollywood'dan bunun için. Die Hard filmlerinin prodüktörlüğünü yapan kişiler geldiler. Senaryosu teknik olarak yetersiz olan kişiler için bu muazzam bir deneyim oldu. Nihayetinde senaryo doktorlarının söylediği düzeltmeler yapıldı ve senaryo hazır hale geldi TRT açısından. İmzalar atıldı ve çekim aşamalarına geçildi."