“Taşın bir hafızası vardır. İçinde bir anlam dünyasını, bir hissediş biçimini saklar. Orta Asya'dan Balkanlara, Ortadoğu ve Afrika'ya bu büyük duyuş dünyasının değdiği her yerde taşı onarırken, bir tezyinatı, kalem işini tekrar canlandırırken aslında biz taşa değil bir büyük tasavvura dokunduğumuzun bilincindeyiz. Yaptığımız restorasyonları da, Türkçenin en geniş sözlüğünü yayınlamış olmamızı da bu minvalde değerlendirmek lazım. Yahya Kemal, Türkçe için “Bu dil ağzımda anamın ak sütüdür” diyor. Bakınız, sadece bu söz bile içinde fevkalade bir derinlik ve bir medeniyet tasavvuru taşıyor. Anne sütü zihin dünyamızda helalliğin sembolüdür. Türkçemiz Orta Asya'da doğup süzülerek geldiği tüm çağlar boyunca helaldir, etkilediği ve etkilendiği dilleri de anne sütü gibi beslemiş, güzelleştirmiştir.
Aynı dili konuşmak veya yazmak, aynı manevî değerler sistemine sahip olmak, aynı vatanı paylaşmak gibidir. Herhangi bir yabancı dili öğrenmeye çalıştığınızda o dilin kültürüne, etkisine girersiniz. Oysa Türkçe öğrenilmeye başlanıldığında ilginç şekilde öğrenen kişiye yaklaşmaya başlıyor. Türkçe öğrendiğiniz vakit, Türkiye size yaklaşıyor, sizi etkilediği gibi o da sizi öğrenmek istiyor. Türk dili sürekli genişleyen, büyüyen ve zenginleşen, kendini dar bir alana hapsetmeyen büyük bir medeniyetin lisanıdır. Türkçenin öğretilmesi, “dinin ve kültürün” muhafazası demektir.
Dikkat ederseniz Balkanlar, Asya ve Afrika'nın pek çok merkezinde eğer Türkçe konuşuluyorsa o topraklar kültürel anlamda diridir ve özgüven yüksektir. Bu özellik bağımsız kalabilmek için şarttır. Bana göre, eğer bir insan Türkçe öğrenmişse, bağımsızlık fikrini doğrudan kazanmıştır. Bunu devletler için de söylemek mümkün. Bu nedenle bir yandan restorasyon çalışmaları yaparken, diğer yandan Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin büyük önem verdiği Türkçe öğreniminin teşvik edilmesi çalışmalarına kendi adımıza bir katkı sağlamak istedik. Türk dili araştırmacıları için son derece önemli olduğunu düşündüğümüz Büyük Türkçe Sözlük'ün uluslararası tanıtımını da Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde bir tören ile gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz.
Sayın Yaşar Çağbayır'ın sabrının ve muazzam mesaisinin hasılası Büyük Türkçe Sözlük, medeniyetimizin bir gereği olan vakıf şuuru ile dünyanın her tarafından insan merkezli faaliyet gösteren TİKA'nın tecrübe paylaşımında bulunduğu gönül coğrafyasına bir hediyesidir.
Önceliğimiz bu büyük coğrafyada önemli kütüphaneler, üniversitelerin Türkoloji bölümleri, Türkçe dil eğitim merkezleri ve birçok ülkede Türkçe üzerine çalışan bilim insanlarına bu eserin ulaştırılması olacak. Elbette yurtiçinden de bu büyük eser için yoğun şekilde talep geliyor ancak bizim bu noktada tüm taleplere cevap vermemiz kolay değil. Ancak kişisel olarak özellikle kültüre, sanata harcanan paraların çok görülmemesini istiyorum. Büyük Türkçe Sözlük yine 10 cilt olarak sanıyorum önümüzdeki aylarda Ötüken Yayınları tarafından da yayınlanacaktır.
TİKA, Türkiye'nin resmi kalkınma yardımı kuruluşu. 5 kıtada 54 ülkede bulunan ofislerimizle Türkiye'nin tecrübesini, zenginliğini, birikimini dünya insanları ile paylaşıyoruz. Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden birini de kültürel kalkınma oluşturuyor. Türk irfan ve kültür dünyasının zenginliğini yansıtan, ülkelerle ortak tarihi bağlarımızı ifade eden kaynak eserler yayınlamaya çalışıyoruz. Örneğin Moğolistan'da yüzyıllarca milli değerlerini koruyan, Hoton Türkleri ile ilgili yayınladığımız kitap ve belgesel Türkiye'de alanında ilk ve tek eser. Kudüs'teki Osmanlı varlığının 100 yıllık serencamını Abdülhamid Han'ın fotoğraf koleksiyonu ile ortaya koyan Fotoğraflarla Dünden Bugüne Kudüs kitabımız yine aynı şekilde araştırmacılar için kaynak bir eser niteliğinde."