Sosyal medyayı Türklerin nasıl kullandığıyla ilgili bir anket düzenleyen ve bu alanda çalışmalarını bir kitapta toplayan akademiyen Murat Dağıtmaç’a göre sosyal medyada özellikle gençler siyasi kimlikleri üzerinde var olmaya çalışıyor ve savundukları ideolojinin dışında olanlara cephe alıyor.
Elimizden düşürmediğimiz cep telefonları ve tablet bilgisayarlarımızla vaktimizin birçoğunu sosyal medyada geçiriyor, burada hem en çetin tartışmalara giriyor hem de en mutlu anlarımızı paylaşıyoruz. Twitter'da siyasi polemiklere girerek fikirlerimizi yarıştırırken, Facebook'ta hüzünlü ve mutlu anlarımızı paylaşıyor, İnstagram'da ise en özel fotoğraf karelerimizi yayınlıyoruz. Gün geçtikçe hızla artan sosyal medya kullanımı bu alanda bilimsel çalışmalarını sürdüren Yıldız Teknik Üniversitesi hocalarından Murat Dağıtmaç'ın da dikkatini çekmiş ve bu konuda detaylı bir araştırma yapma gereği duymuş. “Sosyal Medya Bizi Neden Kullanır” kitabında bireylerin sosyal medyayı neden bu kadar yaygın kullandığını,burada ne kadar vakit geçirdiklerini, hangi sosyal medya platformlarını tercih ettiklerini ve bunların yaş,cinsiyet ve eğitim durumlarına göre dağılımlarını yaklaşık 7 yüz kişiye anket uygulayarak cevap arayan Dağıtmaç'ı çıkan sonuçlar bir hayli şaşırtmış. Bireylerin sosyal hayattaki davranışlarıyla sosyal medyadaki davranışlarını karşılaştıran ankette,bilinenin aksine asosyal bireylerin değil, sosyal bireylerin sosyal medyayı daha fazla kullandığı ortaya çıkıyor.
Öğretim görevlisi Murat Dağıtmaç, sosyal medyayı bilinçsizce kullanan bir toplum haline geldiğimizin altını önemli çiziyor. Dağıtmaç, insanların kendi iradeleriyle yaşantılarını bu denli deşifre edip herşeyi ulu orta yaşamalarına anlam veremediğini ve bunun da araştırılması gereken bir konu olduğu fikrine varmış. Sosyal medyanın özellikle siyasette etkili olduğunu söyleyen Dağıtmaç " Sağcılar, solcular, terör yandaşları ve paralel yapı mensupları sosyal medyayı etkin kullanan gruplar olarak karşımıza çıkıyor. Bu gruplar gün geçtikçe fikir olarak birbirlerinden ayrılıyor ve bu da toplumsal kutuplaşmaya neden oluyor" diyor.
Bu zamana kadar sosyal medya konusunda Türkiye portresini çıkaran kapsamlı bir çalışma olmamasının kendisini böyle bir çalışmaya ittiğini ifade eden Dağıtmaç, takipçi sayısı fazla olan kişilerin kendilerini sosyal medya uzmanı olarak tanıttığını söylüyor. Günümüzde böyle bir meslek grubunun oluştuğunu dile getiren Dağıtmaç "Bir kimsenin fazla takipçiye sahip olması onun önemli kimseler tarafından takip edildiği anlamını taşımıyor. Önemli olan nicelik değil niteliktir. Yapılan paylaşımlarla iletilmek istenen mesaj ancak gerçek hesaplarla yerine ulaşabilir. Yoksa kendimizi kandırmaktan öteye gidemeyiz" şeklinde konuşuyor.
Sosyal medyada insanların arkadaşlarıyla yüz yüze konuşamadığı konuları sanal ortamda tartışarak ifade etmeye çalıştığını söyleyen Dağıtmaç, ülkenin Başbakan'nına, Cumhurbaşkanı'na dahi çok rahat bir şekilde hakaret edildiğini dile getiriyor. İnsanların sosyal medyada yaptıklarından sorumlu olduğunu ve bunların ispatlanabilmesinin mümkün olduğunu belirten Dağıtmaç şöyle devam ediyor:“ Sosyal medyada bir fikri savunan birey, kendini o ideolojiye ait hissediyor ve diğer ideolojilerin karşısında duruyor. Kulaktan dolma bilgilerle bilgi sahibi olduğunu zanneden birey, olmak istediği kişiliği sosyal medyada sergileyerek çift karakterli bir kişiliğe bürünüyor. Bu durum genelde gençlerde ortaya çıkıyor. Burada en büyük zararı bireyin kendisi görüyor.”
Dağıtmaç'ın yaptığı anketin en önemli sonuçlarından birisi sosyal medyanın en fazla asosyal değil sosyal kişiler tarafından kullanması oluşturuyor. Eskiden sosyal medya kullanımının tıp literatüründe alışkanlık olarak nitelendirildiğini belirten Dağıtmaç, artık bu durumun bağımlılık olarak tanımlandığını söylüyor. Alkol ve sigaradan sonra sosyal medya bağımlılığının da Yeşilay'ın kapsama alanına alındığını belirten Dağıtmaç, “Sosyal medya kullananların yüzde 40'ı aşırı bağımlı” diyor. Günümüzün yaklaşık 3-4 saatini sosyal medyada geçirdiğimizi söyleyen Dağıtmaç, sosyal medyanın denetlenmesi gereken bir alan olması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Sosyal medya kullanıcıları geri dönüşümü en çok Facebook'tan alıyor. Örneğin, kendini Atatürkçü olarak tanımlayan bir kimse Atatürk ile ilgili yapılan paylaşımlara ilgi gösteriyor ve duygusal hareket ediyor. Facebook'ta paylaştıklarımızı kendi arkadaşlarımız gördüğü için bizi kabullenmiş bir kitle ile karşı karşıyayken, Twitter'da daha mantıksal davrandığımızı belirten Dağıtmaç “Örneğin, bir Twitter kullanıcısı Melih Gökçek bugün ne dedi?diyerek Gökçek'i takibe aldığında ya fikren onun tarafındadır ya da karşısındadır. Yani Twitter'da sosyal medya kullanıcıları mantıklarıyla hareket ederek önyargılarıyla paylaşım yapıyorlar” şeklinde konuşuyor.
Dağıtmaç'ın yaptığı ankete göre kadınlar en çok İnstagram'ı kullanıyor. İnstagram'ı kullanan kadınların yüzde 70 i burayı ticari bir alan olarak görüyor. Yaptıkları ürünlerin satışını İnstagram üzerinden paylaşan kadınlar kadar maddi durumu iyi olan ve eğitim seviyesi yüksek olan kesim de özellikle gittikleri yerlerin fotoğraflarını paylaşarak “Ben önemli yerlerde dolaşıyorum ve maddi durumum da çok iyi” profili veriliyor.