Suriyeli ünlü yönetmen Muhammed Beyazıd, yeni filmi Nafak’la (Tünel) ilgili görüşmeler yapmak için geldiği İstanbul’da önceki gün bıçaklı saldırıya uğradı.
ABD'nin başkenti Washington’da eşi Samah Safi Beyazıd ile yaşayan Muhammed Beyazıd, yeni filminin sponsorluk görüşmelerini yapmak için Türkiye'ye davet edildi. Beyazıd da kendisini davet eden kişilerle görüşmek için geçtiğimiz günlerde İstanbul’a geldi.
Esed muhalifliği sebebiyle rejime ait hapishanelerde bir dönem tutuklu kalan Beyazıd, sponsorluk görüşmesi yapacağı kişilerin yanına giderken saldırıya uğradı. Saldırı sırasında Beyazıd’ın yanında bulunan yakın arkadaşı yönetmen Salama Abdo, arkadaşını hastaneye yetiştirdi. Olayın ardından Bağcılar’da hastaneye kaldırılan Beyazıt’ın göğsünden bıçak darbesi aldığı öğrenildi.
Yönetmen Muhammed Beyazıd’ın bıçaklandığını yönetmen arkadaşı Salama Abdo, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile duyurdu. Abdo olayı şöyle anlattı: "Az önce yönetmen arkadaşım Muhammed Beyazıd ile suikast girişimine maruz kaldık. Muhammed göğsünü delip sırtından çıkan bir bıçak darbesi aldı. Türk polisi geldi. Olayın nerede, nasıl geliştiğini onlara anlattım. Güvenlik koşulları nedeniyle daha fazla detay veremiyorum."
Muhammed Beyazıd'ın saldırı sonrası kaldırıldığı hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneden ayrıldığı ve ilk uçakla İstanbul’dan Washington’a gittiği öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün, yönetmenin, saldırı ile ilgili şikayetçi olmamasından dolayı, herhangi bir işlem başlatmadığı da belirtildi.
Muhalif yönetmen Beyazıd'ın saldırıya uğraması geçtiğimiz günlerde ünlü Suriyeli aktivist Orouba Barakat ile gazeteci kızı Halla'nın Üsküdar'daki evlerinde suikasta kurban gitmesini akla getirdi.
Yönetmen Muhammed Beyazıt, Palmira Çölü’ndeki Tadmor Askeri Hapishanesinin filmini çekmeye hazırlanıyordu. Suriye’deki hayat ve bölge kültürüne ait çok sayıda filmi olan genç yönetmen, hapishanedeki 20 kişinin hayatını anlatmayı amaçladığı Nafak (Tünel) filmi için İstanbul’da çalışmalarını yürütüyordu. Beyazıt’ın Esed muhalifliği sebebiyle bir süre rejimin hapishanelerinde tutulduğu da biliniyordu.