Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, Suriye’de savaşın üst aklın güdümünde vekâleten devam ettirildiğini söyledi. Kontrolün Suriye halkının elinden çıktığını vurgulayan Mustafa, “IŞİD, ABD ve PYD denkleminde bir etnik temizlik yapıldı. Suriye’de savaş yeni başlıyor” dedi.
Suriye'de 4,5 yıldır devam eden iç savaş Türkiye'yi tehdit eden bir boyut kazandı. IŞİD'in Kobani'yi işgal etmesinden sonra uluslararası güçlerin desteğini arkasına alan PKK'nın Suriye'deki kolu PYD, Suriye devrimini başka güçlerin savaşına çevirdi. Türkmenleri etnik temizlikle yerlerinden eden PYD, Türkiye sınırlarının hemen karşısında Akdeniz'e uzanan bir Kürt devletinin temellerini atıyor. Son olarak Tel Abyad'taki Türkmenlerin PYD tarafından zorla yerlerinden edilmesi ile gün yüzüne çıkan bu planı konuştuğumuz Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa çarpıcı açıklamalarda bulundu.
PYD'nin çok büyük projesi var. Uluslararası toplumun desteğini de almış durumdalar. Kobani olaylarıyla terör örgütü PYD'yi meşrulaştırdı.
Bir kısmı Türkiye'ye geldi. Bir kısmı Rakka bölgesine göç etti. Dört buçuk yılda 35 bin şehidimiz var. 1 milyona yakın Türkmen yer değiştirdi. Türkiye'de 200 bine yakın Türkmen var. 30 bini kamplarda, diğerleri de kendi imkânlarıyla çalışıyorlar.
Evet belgelendi. Suriye Ulusal Komisyonu bizim çatı yapımızdır. 140 ülkenin tanıdığı komisyon. Gerçekleri araştırma komisyonu oluşturdular. Bu komisyonun içerisinde hiç Türkmen yer almadı fakat Kürtler temsil edildi. Zaten başında da Muhammed Reşid Molla var. Biz buna itiraz ettik, 'mağdur Türkmenler ama komisyonda yer yoklar' desek de rapor çıktı.
Komisyonda olmamamıza rağmen Türkmenlere yönelik insan hakları ihlali ve etnik temizlik yapıldığı raporda yer aldı. Şuanda BM Komisyonu da bir çalışma yapıyor. Fakat, Suriye Türkmen Meclisi Başkanı olarak, insanların sabahlara kadar nasıl feryat ettiğini biliyorum. Türkmenler perişan durumdalar. Türkmen'in önce Allah'ı sonra Türkiye'si vardır. Bunu bilir bunu söyleriz.
PYD köyleri ilk aldığında halka 'IŞİD buralara düzenek döşedi' deyip psikolojik baskı uyguladı. İnsanlar evlerinden can havliyle kaçıştılar. Gitmeyenlere de 'ABD burayı IŞİD var diye bombalayacak' dediler. Türkmenleri yine evlerini terk etti. Sonuçta 20 bin Türkmen'den 800 kişi kaldı. Onları da geçen gün bir okula toplayıp 'ya burayı terk edersiniz ya da koordinatları verip koalisyona burayı bombalatırız" diyerek tehdit ettiler. IŞİD, ABD ve PYD denkleminde bir etnik temizlik yapıldı. Bu daha başlangıç..
Bu etnik temizlik Türkiye'nin sınırında kurulması planlanan Kürt devleti için yapılıyor. Tel Abyad'tan sonra Azez, Halep ve son olarak Bayır Bucak var. Aralardaki Kürt kantonlarını birleştirmek için bu bölgeleri tasfiye etmeyi planlıyorlar. Son kale Akdeniz kıyısındaki Bayır Bucak. Burayı da kontrol altına alarak Akdeniz'e kadar koridor açmayı hedefliyorlar.
Tam tersine onlar da biliyorlar ve görüyorlar. Fakat bunu gelip yokmuş gibi anlatmalarına kahroluyorum. İnsanlarımız sefil halde yaşıyor. Can korkusu ile kendilerini Rakka'ya attılar. Bizi IŞİD'in kucağına ittiler. Orada yaşanan dramları biliyorum. İnsanlarımız imdat çığlıkları ile yardım talep ediyor. Mağdur biziz ve gerçekleri söylemek de boynumuzun borcudur.
Suriye'de savaş daha yeni başlıyor. Birkaç farklı cephedeki savaşlar vekaleten devam ediyor. Kontrol Suriye halkının elinden çıktı.
Türkiye'nin girip girmeyeceğini bilmem. Büyük bir ülke ve stratejik çıkarları var. Türkiye'nin güvenliği ana vatanımız olduğu için bizi daha çok ilgilendiriyor. Türkiye kendi güvenliğini korumak için elinden geleni yapacaktır. Yaşanan tüm gelişmelerin ve çizilen yeni sınırların Türkiye'nin 2023 vizyonunu hedef aldığı kesin.
Suriye'deki koalisyonun, katledilen sivil insanlar üzerinden terör örgütüne meşruiyet tanıdığını düşünmüştüm. IŞİD terörü ile mücadele kapsamında PYD terörünün önü açtılar. Türkmenler olarak biz o bölgeyi çok iyi biliyoruz. Tel Abyad sürpriz olmadı.
ÜST AKIL ESED'İ AYAKTA TUTUYOR
Tüm terör örgütlerine karşıyız. IŞİD de dahil. Bizler 4 buçuk yıl önce, tüm Suriye halkları olarak rejime karşı özgürlük için ayaklandık. Bu zamana kadar binlerce Türkmen şehit oldu. PYD için vermedik bu canları. Tek bir derdimiz var; Suriye'nin toprak bütünlüğü.
Hayır demiyoruz. Uluslararası güçler tarafından ve demokrasi iddia eden ülkeler tarafından kötüye kullanılıp uluslararası projeye çevrilmesi Suriye devrimini bu hale getirdi. Yoksa Suriye'de Esed'in düştüğünü var sayıyoruz. Fiilen de düşmüştür Esed. Bence bitkisel hayatta ve onu üst akıl ayakta tutuyor.
Akıllara böyle bir şey gelmesin kesinlikle. Kürt halkı başka, örgüt başka. Şimdi IŞİD'in elinde olan bölgelerde yaşayan halka IŞİD'çi diyebilir miyiz? Bu ifadeleri kullanırken insanları yanıltıyorlar. Kürtler, Suriye'deki Türkmenlerin 1000 yıllık kardeşidir. Komşuyuz, iç içeyiz.
Üst aklın savaşı o. PYD bu güne kadar kimseyle savaşmamıştı. Biz bölgelerimizi Suriye Özgür Ordusu'yla özgürleştirirken, rejim oradaki bölgeyi PYD'ye devretti. Silahlandırdı ve çekildi.
Dağ tarafı Bayır, Türkmenlerin elinde, Bucak kısmı yani sahil ise rejimin elinde. Ancak Bucak'a rutin bir halde her gün varil bombaları atılıyor. Bayır Bucak bölgesinin ayakta kalması çok önemli. PYD'nin Akdeniz'e açılma projesini yıkmak adına Bayır Bucak'ın savunulması gerekiyor.
Bayır Bucak Türkmenlerinin tek destekçisi Türkiye'dir. Bugün Türkmen birliklerinden bahsediyorsak bu Türkiye'nin varlığı sayesindedir. Bunu kimse yadırgamasın. Orada savaşan tüm unsuların arkasında bir devlet var. Milyarlarca dolar akıtılıyor. Türkiye, Türkmen bölgelerini güvenli bölge ilan etmelidir. Eğer böyle olsaydı bugün ne IŞİD'ten ne de PYD'den bahsederdik.