Türkiye'nin İdlib'deki saldırılarla beraber en önemli göç olayıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Soylu, dünyayı eleştirdi: Suriye meselesi açıldığı zaman başları öne eğiliyor. Çünkü söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük bir ölçüsüzlük söz konusu. İşin tiyatrosundalar!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriyeli mültecilerin barındığı Hatay'ın Suriye'ye sınır ilçesi Yayladağı'ndaki geçici barınma merkezini ziyaret etti. YİBO konteyner kentindeki Suriyeli Bayırbucak Türkmenleriyle bir araya gelen Bakan Soylu, İdlib'deki durumla ilgili açıklamalarda bulundu. Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'nin dünya tarihinin en önemli göç olaylarından birisiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
ARTIK VAZGEÇİN
"Sayın Cumhurbaşkanımız ve devletimiz bu konudaki tavrını hem toplantılarda, hem dünyaya seslenmelerinde, hem de değerlendirmelerinde açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bizim derdimiz insaniliğimizdir. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Oradan saldırılarla başlayacak bir göç dalgasının sorumluluğu bize ait değildir. Bu da açık ve nettir. Artık dünyayı da Türkiye'yi de orada yaşayan insanları da zora sokan bu davranış modellerinden vazgeçilsin istiyoruz."
İŞİN TİYATROSUNDALAR
Dünyada güç göstermek isteyen ülkelerin arenasının mazlum insanların memleketleri olmaması gerektiğini vurgulayan Soylu, diğer ülkelerin Suriye konusundaki politikalarını da eleştirdi. Soylu, "Gittiğimiz tüm uluslararası toplantılarda sözde büyük ülke temsilcilerinin, Suriye meselesi konuşulduğu zaman başları öne eğiktir. Çünkü söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük bir ölçüsüzlük söz konusudur. İşin tiyatrosundalar, bunu herkes bilmektedir" dedi.
Huzur gelirse geri dönerler
Türkiye’nin sadece kendi topraklarında değil, sınırın öteki tarafında ortaya koyduğu iradenin de açık olduğunu belirten Süleyman Soylu, şöyle konuştu: “Son iki yılda 255 bin 300 Suriyeli kardeşimiz ülkesine geri döndü. Bunun 160 bini Fırat Kalkanı bölgesinde devletimizin ortaya koymuş olduğu o huzur hattı oluştuğu anda geri döndü. Demek ki orada huzur sağlanırsa kendi topraklarının özlemi içerisindeler ve geri dönecekler.”