Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Musul operasyonunda Türkiye'nin hem sahada hem de masada olacağını belirtti. Erdoğan, özetle şunları söyledi: Musul operasyon başladı. Ne diyorlar? 'Türkiye Musul'a girmesin'. Nasıl girmeyeyim. 350 kilometre sınırım var benim ve bu sınırda ben tehdit altındayım. 911 kilometre Suriye, 350 kilometre Irak. Hiç ilgi alakası olmayanlar gelip giriyor. Neymiş, Bağdat onlara 'gel' demiş. Gel demedikleri zaman Irak'a gelenlere niye 'hayır' demediniz?
14 sene önce, 15 sene önce Saddam 'gel' mi dedi bunlara? Ama girdiler. Orada kan gövdeyi nasıl götürdü. Milyona aşkın insan öldü. Şimdi sizler hukukçular olarak inanıyorum ki yasaların diliyle değil, hukukun diliyle konuşan insanlarsınız. Çünkü bir hukuk var, onun yazılısı yoktur, İngilizlerde olduğu gibi. Ama bir de yasalar vardır ki o yasaları güçlüler istedikleri gibi yazarlar, ona göre de atı oynatırlar. Burada atılacak adımlar bizim için çok önemli.
Kendilerine söyledik. Şu anda Genelkurmay Başkanım ABD'de muhatabıyla görüşmelerini yaptı. Bir saat kadar önce tekrar kendisiyle Amerika'dan görüştük ve 'Ne gibi adımlar atıyoruz, ne yapacağız, ne edeceğiz', bunları konuştuk. Kendilerine aynısını söyledik. Bakın, Türkiye'nin olmadığı bir operasyondan kusura bakmayın doğabilecek neticelerden biz sorumlu değiliz. Biz operasyonunda da olacağız, biz masada da olacağız.
Bunun dışında kalmamız mümkün değil. Çünkü burada bizim için bir tarih yatıyor. Beyefendiler arzu ederlerse Misak-ı Milli'yi okurlar. Bizim buradaki tarihi geçmişimizin de ne olduğunu daha da iyi anlarlar. Şu anda bizim Musul'da kardeşlerimiz var. Araplar, Türkmenler, Kürtler. Orada kardeşlerimiz var. Aynı şekilde kuzeye doğru gittikçe, sınıra yaklaştıkça orada akrabalar var. Bizim burada kesinlikle duyarsız olmamız mümkün değil.
Başika'dan çıkın diyorlar. Kimse bizden Başika'dan çıkmamızı beklemesin. Biz Başika'dayız ve oradaki DAEŞ terör örgütüne karşı her türlü operasyonları bugüne kadar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. DAEŞ'le orada en onurlu mücadeleyi veren biziz. Eğer mesele terör örgütüyle mücadele ise ta başından beri Başika kampında bu mücadeleyi veren biziz.
Musul'daki kardeşlerimizi Başika kampında DAEŞ terör örgütüyle onlar mücadele edebilsinler diye eğiten biziz. Aynı şekilde Peşmergeleri orada eğiten biziz. Eğer bunlar olmamış olsa şu anda terör örgütü DAEŞ'e karşı bu mücadeleyi verecek orada doğru dürüst bir kadro bulamazsınız.
Musul'un bir mezhep savaşına çekilmeye çalışıldığına dikkati çeken Erdoğan, “Ülkemizin ısrarla Musul operasyonunun dışında tutulmaya çalışılması, orada da DAEŞ bahanesiyle kurulmaya çalışılan mezhep çatışması kapanını bozacağımız bilindiği içindir. Biz oraya onun için sokulmak istenmiyoruz ama kendilerine aynı şeyi söyledik. Biz bir Sünni-Şii çatışmasına 'evet' diyemeyiz. Bize verdikleri cevap ne biliyor musunuz? Diyorlar ki 'Biz Şii-Sünni çatışmasına müsaade etmeyeceğiz'... Tamam da Irak Ordusu, kahir ekseriyetiyle Şia'dan oluşuyor ve bunlar Musul'a geldikleri zaman kimlerle vuruşacaklar? Sünnilerle vuruşacaklar. Oraya kimi sokacaklar? Haşdi Şabi'yi sokacaklar. Karşılarında kim var? Haşdi Vatani var. Haşdi Vatani kim? Onlar Musul'un yerli insanları. Haşdi Şabi nereden geliyor? Onlar dışarıdan geliyor. Kusura bakmasınlar, biz yeni mezhep çatışmalarına 'evet' diyemeyiz" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin faili örgütün elebaşı Fetullah Gülen'i Suçluların İadesi Anlaşması'na göre usulünce ABD'den talep ettiğini dile getirerek, “Amerika ise kendi hukuk sistemini, kendi yargı sistemini öne sürerek bu talebin gereğini yerine getirmiyor. Üzücü olan bu. Terörizmi, terör örgütlerini, terör örgütü elebaşlarını koruyan, kollayan bir hukuk sistemi olabilir mi? Bir teröriste Green Card verilir mi? Green Card ile beyler gibi ABD'de yaşıyor. 400 dönüm çiftlik, bu çiftlikte hayatını yaşıyor ve oradan da bu işe komuta ediyor. Siz kimi kandırıyorsunuz? El-Kaide Amerika'da terör eylemi yaptığında da aynı hukuk, aynı yargı yok muydu? Pakistan, Afganistan, o bölgede Usame Bin Laden'i vurdukları zaman hangi hukuk sistemine dayalı olarak vurdu? Demek canı yandığı zaman gidip orada öyle vurabiliyor" dedi.
FETÖ mensuplarını tüm devlet kurumlarından taviz vermeden temizlediklerini anlatan Erdoğan, “Attığımız her adım anayasamıza, yasalarımıza uygundur. Batılı bazı dost görünenler, 'Ama bunlar hukuka uygun mu?' diyor. Kusura bakmayın. Bize hukuk dersi verenler, önce Doğu Almanya ile Batı Almanya'nın birleştiği döneme baksınlar. O dönemde bütün devlet kurumlarından ne kadar elemanın görevden alındığını görürlerse işin inceliğini de kavramış olurlar. Olağanüstü hal ilanı, Fransa'ya baksınlar. Fransa, basit bir terör eylemi karşısında nasıl bir tavır aldı, nasıl bir yıl olağanüstü hal ilan etti? 3+3+6 şeklinde... Biz basit bir terör eylemiyle karşı karşıya değiliz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yıkılması hareketiyle karşı karşıyayız. Bunun karşısında, öyle basit tedbirlerle çözülebilir mi? Atılması gereken adım çok önemli bir adımdır ve biz bu adımı atarız" dedi.