Sivil toplum kuruluşu hüviyeti taşıyan bir çok dernek ve vakıf aracılığı ile son 30 yıldır Türkiye’de yaşanan bir çok sosyal hadisenin arka planında Osman Kavala ismi var. Kavala ve birlikte hareket ettiği kirli ittifak, 1998 yılında yapılan Adana mutabakatından 15 Temmuz darbe girişimine kadar onlarca kritik hadiseye doğrudan müdahil oldu.
Kavala’nın “toplum yararına ve sosyal misyon ifa ediyor” görüntüsüyle fonladığı onlarca dernek ve vakfın, PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C ile doğrudan temasları oldu. Türkiye’de faaliyet yürüten TESEV, Açık Toplum ve PODEM gibi üst çatı organizasyonlarını kullanarak oluşturulan faaliyet ağı, Berghof Foundation, Chrest Foundation, Horizon 2020, Raoul Wollenberg İnstitute Of Human Rights ve Hollanda Kraliyet ailesi gibi bir çok dış yapı tarafından tarafından destekleniyor. Türkiye’nin Soros’u olarak nitelendirilen Kavala’nın Gezi ve Hendek provokasyonlarının da kilit ismi olduğu iddia ediliyor.
Başta Anadolu Kültür AŞ ve Açık Toplum, Tarih Vakfı, Hafıza Merkezi, Kürdilit, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Barış Vakfı, Diyarbakır Kürt Evi, İnsan Hakları Derneği olmak üzere Doğu ve Güneydoğu’da kurdurulan 200’den fazla dernek ve vakıf, Kavala tarafından fonlanıyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan ‘20 Temmuz 2016 tarihli’ OHAL kararı ile Doğu ve Güneydoğu’da kapatılan 462 dernekten bir çoğu Kavala güdümlü, paravan bölücü odaklar özelliği taşıyordu. Kavala tarafından fonlanan dernekler aracılığı ile bölgede yüzlerce panel, konferans düzenlendi ve PKK propagandası yapıldı. Kürt dili, Kürt Ulusal Hakları, Kürt Tarihi, Kürt Folkloru üst başlıkları ile gerçekleşen organizasyonlara ek olarak açılan yüzlerce sözde öğrenci yurdu, okuma evi, müzik okulu, dil kursu gibi mekanlar örgüte militan kazandırma merkezleri oldu.
Kavala Ortadoğu’nun karanlık prensi ve İsrail’in kılıcı olarak bilinen Muhammed Dahlan ile yakın ilişki içerisinde. Mısır ve Dubai’de FETÖ militanlarının da katıldığı bazı görüşmelerle birlikte Muhammed Dahlan ve Kavala 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Türkiye’de gizli bir görüşme gerçekleştirdi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed Zeydan’ın isteği doğrultusunda Türkiye’ye gizlice gelen Dahlan ve Kavala arasında gerçekleşen gizli görüşmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlarını Mısır-Temerrüd Hareketi benzeri bir çatı altında toplama planı yapıldı. Muhammed Dahlan Kavala’ya, proje bedelinin BAE tarafından karşılanacağı garantisi verdi. Gerçekleştirilecek sivil-askeri kalkışma ile Erdoğan’ın saf dışı edilmesi konusunda körfezden daha büyük çapta destek geleceğini de vaadeden Muhammed Dahlan, Kavala’dan bu konuda acele etmesini istedi.
“Seni Başkan Yaptırmayacağız”, “Diktatör Erdoğan” başta olmak üzere Gezi eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte tedavüle giren bir çok slogan Osman Kavala liderliğinde oluşan heyet tarafından üretildi. Kavala ekibinde yer alan ve provokasyon, tahrik ve yönlendirme amaçlı sloganlara imza atan Serdar Erener, Gezi sürecinin aktif isimleri arasında yer aldı. Erener, Gezi sonrası FETÖ ile yoğun işbirliği içerisinde yer alan ve bu grupla birlikte bir çok projeye imza atan ‘’Alametifarika’’ isimli reklam şirketinin de sahibi.
Osman Kavala’nın da içerisinde yer aldığı ittifak, Türkiye’de siyaset, sivil toplum kuruluşları, ticari kurumlar, bürokrasi ve iş çevreleri üzerinden toplumsal kargaşa ve kaos ortamını hedefleyen taktik ve stratejiler uyguladı. Kavala öncülüğünde oluşan yapı, Ermeni ve Kürt meseleleri başta olmak üzere, Alevi ve Roman dernekleri ile LGBT destekçiliğine uzanan geniş bir yelpazede faaliyet yürütüyor. Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu ittifak tarafından son 20 yıllık süreçte kaos ve karmaşa amaçlı planlanan ve maşa örgüt ve şahıslar tarafından organize edilen projelerden bazılarının şunlar olduğu belirtiliyor: “13 Eylül 2011'de Oslo görüşmelerinin sızdırılması, Haziran 2013 Gezi olayları, 7 Ekim'de Aynel Arap ( Kobani) provokasyonu, 11 Ocak 2016'da Akademisyenler Bildirgesi ve 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması için medyada zemin hazırlanması.”
Karanlık ilişkiler sarmalının kilit ismi Osman Kavala Türkiye’de yürüttüğü tüm faaliyetlerde azınlık hakları savunuculuğu perdesi altında azınlık kışkırtıcılığı yaptı. Aynı odaklar, kiralık örgütler aracılığı ile Türkiye ve İslam dünyası aleyhine yürütülen İslamofobi kapsamında azmettirici oldu. Kavala daha sonra Rahip Santora cinayeti davasına bifiil katılarak Türkiye aleyhinde yürütülen kampanyaya destek verdi. Kavala Türkiye karşıtı tahriklerini Hrant Dink cinayeti sonrasında da sürdürdü. Kavala bununla da yetinmeyerek sahibi olduğu İletişim Yayınları’nda ‘Soykırımın İzinde’ isimli kitabı neşrettirdi ve 5 farklı dile çevirttirerek bu çerçevede Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine devam etti.