Daha önce orduya AK Parti iktidarına karşı darbe yapması için akıl veren Zaman yazarı Mümtaz'er Türköne, Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ü hedef gösterip kafasındaki işkence yöntemlerini sıraladı. Yazısında skandal ifadeler kullanan Zaman yazarı "Bana çizmelerimi giydirmesinler" diye de tehditler savurdu.
Paralel Yapı'nın yayın organı Zaman'ın yazarı Mümtaz'er Türköne, "İktidarın kulpunu nasıl teslim edecekler?" başlıklı yazısında inanılmaz tehditler savurdu. Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ü "Entelektüel terör, acımasız direniş.." başlıklı yazısı üzerinden hedef gösteren Türköne, "bana çizmelerimi giydirmeyin" deyip kafasındaki işkence yöntemlerini sıraladı. Daha önce de orduyu AK Parti'ye karşı darbe yapmaya çağıran Türköne şimdi de bu darbeye karşı duranlar için "Önce çıplak vaziyette katrana batırılacak, sonra elleri arkadan bağlı eşeğe ters bindirilip memleketin orta yerinde teşhir edilecekler" diyerek dehşete düşürdü.
"Bana çizmelerimi giydirmesinler, ellerinde kalan iktidar kulpu boğazlarına dizilir. Liste hazırlayanlar, listeye yazıldıklarını unutmasın. Suç işleyenler mahkemede mutlaka hesap verecek; sırtını devletin derinlerine yaslayıp bu memleketin değerlerine savaş ilan edenleri ise daha caydırıcı cezalar bekliyor" satırları ile tehditler savuran Türköne hızını alamayıp işkence çeşitlerini de sıraladı. Türköne'nin yazısında sıraladığı işkence çeşitleri şöyle: "Önce çıplak vaziyette katrana batırılacak, sonra elleri arkadan bağlı eşeğe ters bindirilip memleketin orta yerinde teşhir edilecekler. Adaletin terazisini tersine çeviren zorbalar ise ayak parmaklarının üzerinde yükseltilip, dükkanlarının kapısına kulaklarından çivilenecek"
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül "
" yazısında Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlike iç işgal olduğunu ve entelektüel terör PKK'dan tehlikeli olduğuna dikkat çekmişti. Karagül yazısını "Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlike iç işgaldir. Öyleyse en büyük mücadele iç işgale karşı başlatılmalıdır. Ve bu acımasız direniş başladığında bu ülkenin direncinin nasıl bir şey olduğunu görecekler" ifadeleri ile sonlandırmıştı.
Mümtaz'er Türköne, Ergenekon" ve “Balyoz" operasyonları sürecinde “yeni bir Vaka-i Hayriye lazım"diyerek orduyu lağvetme çağrıları yapmış, 17-25 Aralık darbe girişimlerinden sonra da orduyu AK Parti'ye darbe yapması için akıl vermişti. Türköne'nin darbe isteyen satırları şöyleydi: “Yeniyetme bir devlet değiliz, bürokrasinin devlet menfaatlerini koruma içgüdüsü bu sefer halka da güven verebilir. Demek ki sivil-asker devlet bürokrasisi kapıkulu düzeninden çıkacak, yeniden özgüven kazanacak ve sorumluluklarını yerine getirecek. (...)Köklü bir demokrasi tecrübemiz var. İfrattan tefrite savrulma ihtimalimiz yok. Türkiye'nin yetişmiş kadroları, derin birikimi bu sürecin kazasız-belasız atlatılması için yeterli. Toplumu, ekonomisi, siyasî kadroları ve devlet bürokrasisi sağduyuya uygun şekilde işbirliği içine girip otokrasiyi tasfiye edip yeni bir dönem başlatacak. Yeni aktörler bu grupların temsilcisi olacak."