Bir tabur komando (Yaklaşık 1000 kişi)... 50'ye yakın tank… 60'tan fazla zırhlı araç… En az 7 savaş uçağı… 10'dan fazla ATAK helikopteri… Çok sayıda insansız hava aracı… 1450 kişilik barınma imkanı… 34 yataklı tam teşekküllü hastane ve ameliyathane… Bütün bunların hepsi Türkiye'nin ilk uçak gemisinde olacak. 2021 yılında tamamlandığında Türk Donanması'nın en büyük deniz aracı olacak 'Havuzlu Çıkarma Gemisi LPD' (Landing Platform Dock), Türk Silahlı Kuvvetleri'ne denizlerde yeni ufuklar açacak.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın Mayıs 2015'te özel sektörün önemli oyuncularından Sedef Tersanesi ile imzaladığı anlaşmaya göre, uzunluğu 231 metre, genişliği ise 32 metre olacak bu dev gemi 2021 yılında tamamlanıp Deniz Kuvvetleri'ne teslim edilecek. Geminin üretimi için İspanyol Navantia firmasıyla işbirliği yapan Sedef Tersanesi, İspanya Kraliyet Donanması'na 2010 yılında teslim edilen ve bu ülkenin en büyük gemisi olan 'Juan Carlos I' modelini aynen kopyalayacak. Halihazırda denenmiş, başarılı bir örnek bulunduğu için 'özgün tasarım'a gerek duyulmayan projeyle birlikte özel sektör şirketleri de uçak gemisi yapma yeteneği kazanmış olacak.
Karadeniz, Akdeniz ya da Atlas ve Hint okyanuslarında herhangi bir noktaya önemli ölçüde bir operasyon gücünü aktarma imkanı, LPD gemisiyle elde edilecek. 27 bin 500 tonluk LPD'ye 2 adet de tank çıkarma gemisinin (LST) eşlik edeceği düşünülürse, Türkiye istediği yere yaklaşık 100 tank ve 1 tabur askerle çıkarma yapabilecek. Bu imkan Türk Donanması'nın caydırıcılığını geniş bir coğrafyada artıracak. Yapımı devam eden bu çıkarma gemileriyle özellikle Doğu Akdeniz'deki stratejik havzalarda Türkiye'nin elde edeceği bariz üstünlük, bölgedeki bazı ülkelerin telaşlanmasına yol açtı bile.
Türkiye'nin 2021 yılında sahip olacağı uçak gemisi, dünyada yalnızca 11 ülkede bulunuyor. Denizlerde istenen her bölgeyi 'üs' haline getirecek gemiye en az 7 savaş uçağı inip kalkabilecek. Fakat uçakların bu gemiye iniş için uygun imkanlarla donatılması gerekiyor. Proje ortağı olduğu 'son insanlı uçak' F35'lerden ilk başta 100 adet sipariş eden Türkiye, uçak gemisinin gündeme girmesiyle birlikte bu miktarı 116'ya çıkardı. Ek 16 uçağın LPD gemisine iniş için uygun biçimde üretileceği belirtiliyor. Ayrıca TF-X projesiyle 2023 yılında göklerde olması planlanan milli savaş uçağında da LPD gemisine iniş-kalkış özelliklerinin bulunması bekleniyor. Diğer gemilerde olduğu gibi uçak gemisinin elektronik yazılım ve teçhizatında da ASELSAN ile HAVELSAN imzası olacak.
Çevre ve uzak coğrafyalara çıkarma harekatı için en önemli eksiklerden biri, LST (Landing Ship Tank) gemisiyle gideriliyor. 'Tank Çıkarma Gemisi' de denilen bu suüstü hangarının ilki, yerli şirket Anadolu Tersanesi'nde inşa ediliyor. 2013 yılında ilk sacı kesildikten 2 yıl sonra törenle denize indirilen ve 'TCG Bayraktar' adını alan geminin 2017 yılından önce Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilmesi bekleniyor. İlk teslimatın ardından ikinci LST'nin yapımına da aynı tersanede başlanacak. Peki, LST gemileri ne işe yarayacak?
Eni yaklaşık 20 metre, boyu da 139 metre olan bu 7 bin 254 tonluk gemiyle tam 20 tank, okyanus ötesine bile taşınabiliyor. Zira LST, 30 gün aralıksız suda kalarak 5 bin deniz milinden fazla yol alabiliyor -ki bu da 11 bin kilometre ediyor.- Subaylar da dahil 130 kişilik gemi personelinin yanında LST, 350'den fazla SAT/SAS amfibi komandolarını misafir edebiliyor. 566 kişilik yatak kapasitesi olan gemi, tankların yanında her türlü zırhlı araç ve ihtiyaç halinde helikopter de taşıyabiliyor. Gemide helikopter iniş kalkışı için pist de bulunuyor.
'TCG Bayraktar'ın kapsama alanına Afrika'nın herhangi bir noktası, Kızıldeniz, İran Körfezi hatta Hindistan bile giriyor. Tank Çıkarma Gemileri şüphesiz, LPD adı verilen uçak gemisiyle birlikte düşünüldüğünde, Türkiye'ye geniş bir coğrafyada istediği noktaya istediği anda müdahale imkanı verecek. LST gemilerinin elektronik sistemlerini ASELSAN, savaş yönetim sistemlerini HAVELSAN, jeneratörlerini de İŞBİR üstleniyor.
Sahip olduğu denizaltı sayısıyla bölgesinin en büyüğü durumundaki Türkiye, 2024'e gelindiğinde bu alanda ciddi bir caydırıcı güç olacak. TSK envanterindeki 14 denizaltıya 2024 yılına kadar 6 denizaltı daha eklenecek. Denizaltıların ilki 2018 yılında tamamlanacak. Gölcük Tersanesi'nde yapımı süren U-214 sınıfı gelişmiş denizaltılarda yerlilik payı yüzde 80'nin üzerinde. 'Havadan Bağımsız Tahrik Sistemli Denizaltı Projesi'nin tasarım aşaması için Almanya ile 2009 yılında işbirliğine gidildi. Edinilen tecrübeyle birlikte yüzde 100 yerliliğin hedeflendiği Milli Denizaltı Projesi, Türkiye'yi dünyada denizaltı yapabilen 16 ülke arasına soktu.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın 'hızlı ama gürültülü' nükleer reaktörlü denizaltılar yerine tercih ettiği helyum/hidrojen yakıtıyla çalışan 'Stirling motorlu' denizaltılar, su altındaki sessizliğiyle akustik olarak büyük avantaj sağlıyor. 375 metre derinlikte 15 gün boyunca su üstüne çıkmadan görev yapabilen U214'ler 16 torpidonun yanısıra 110 km menzilli denizden karaya füzeler taşıyabiliyor. 27 mürettebatın görev yaptığı denizaltının menzili 780 km, hızı ise saatte 37 km. 1700 ton ağırlığındaki 65 metrelik 'hayalet' denizaltılar, düşman donanmalarının korkulu rüyası olacak. Bu arada, yerli uydu telefonlarla donatılmış mevcut denizaltıların dünyanın her yeriyle kesintisiz iletişim kurabildiğini de belirtelim.
Su platformlarının büyük kabusu torpidolara karşı ASELSAN'ın ürettiği milli akustik karıştırıcı. ZOKA adı verilen bu teknoloji harikası, bir denizaltıya doğru gelen düşman torpidosuna karşı ateşlenerek takibe başlıyor ve onu binbir türlü yöntemle kandırmayı deniyor.
Su altı savaşının en önemli savunma silahlarından ZOKA, gürültü engeli ve sinyal karıştırma metodlarıyla hedef torpidonun adeta 'başına üşüşüyor.' Denizaltıları savunmak için geliştirilen ZOKA'nın bir de su üstü gemileri için üretilmiş modeli var. Son anda imdada yetiştiği için HIZIR adı verilen anti-torpido silahı, korvet ve fırkateynlere monte ediliyor.
Gemi ya da denizaltılara yönelik torpido tehditlerini bertaraf etmek için ASELSAN tarafından tasarlanıp üretilen milli savunma füzesi. HIZIR ya da ZOKA gibi aldadıcı bomba ve kandırma sistemlerinin saldırı esnasında bir işe yaramaması durumunda başvurulacak son çare TORK olacak. TORK, platforma yaklaşan torpido tehdidine hassas şekilde yaklaşarak mesafe ve yönü ölçüyor. Hedefi imha edebilecek bir yakınlığa geldiğinde de patlayarak tehdidi etkisiz hale getiriyor. 2 metre boyundaki bu 200 kg'lık anti-torpido füzesinin henüz dünyada satışta olan bir örneği bulunmuyor.
Düşman denizaltı ve gemilerini avlamak için üretilen milli torpido, Türkiye'nin bu konudaki dışa bağımlılığına son verdi. Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkezi Komutanlığı (ARMERKOM), ROKETSAN ve TÜBİTAK işbirliğinde, Güney Kore'nin de teknik destekleriyle üretilen AKYA adlı su altı füzesi, 30 km menzilden hedefe ateşlenebiliyor. 1 tondan fazla ağırlığa sahip AKYA, yaklaşık 60 km/saat hızla hedefine ulaştıktan sonra, taşıdığı 370 kg harp başlığını infilak ettiriyor. 6,5 metre boyundaki 553 mm'lik torpidonun sonar sistemlerinde TÜBİTAK, patlayıcı ünitelerinde ise ROKETSAN imzası var.