Yeryüzü Mühendisleri, Türkiye’nin Afrika açılımı ve diğer insani yardımların öncü kuvveti gibi çalışıyor. Kamerunlu Hristiyan bir yöneticinin, namaz kılacak yeri olmayan Müslümanlar için yaptığı çağrı üzerine harekete geçen dernek, 3 bin metrekare alanda külliye inşa edecek. Mühendisler, ayrıca bölgede Müslüman çocuklar için klinik açacak.
Küresel yardım listesinde 1.6 milyar dolarlık destekle 2013'te, dünyanın en çok yardım yapan 3. ülkesi olan Türkiye’nin bu çabasına bir grup mühendis, adeta öncü kuvvet olarak katkı sağlıyor. Yeryüzü Mühendisleri Derneği; Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya’da yardıma ihtiyacı olanlara, normal şartlar altında yüzbinlerce lirayı bulabilecek mühendislik ve mimarlık hizmetini gönüllü olarak sunuyor. Türkiye’den giden insani yardımların sağlıklı bir şekilde ulaşması için gerekli altyapı faaliyetlerini de üstleniyorlar. Birçok projedeki emeklerine tanık olduk.
Derneğin Genel Başkanı İnşaat Mühendisi Doç. Dr. Ömer Faruk Kültür, 2012'de kurulan derneğin bir halkayı tamamladığını belirterek, diğer insani yardım dernekleriyle beraber, faaliyet gösterdiklerini anlatıyor. "Afrika’dan tarım malzemesi üretecek fabrika kurulması için talep geldi. Yüzyıllardır sömürülen bu topraklarda sanayi gelişsin, verimli arazilerde tarım yapılsın istiyoruz" diyen Kültür, yardımla yetinmediklerini paylaşıyor.
Gazze’yi de unutmayan mühendisler, özellikle hastanelerin kesintisiz hizmet sunabilmesi için güneş enerjisinden elektrik üretilmesini sağlayacak proje hazırlığında. Kültür, Gazze’den yakında 40 kadar Filistinli Mühendisin eğitim almak için geleceği bilgisini de aktarıyor.
Kültür'ün heyecanı da dernek kadar genç: “Sadece binaları değil hayallerimizi de inşa ediyoruz. Bir öğrencim geldi ve gökdelenlerde mühendis olmak yerine uzaklara gitmek istediğini söyledi. Kamerunlu Musa Salle, 'Öğrenci Kardeşliği' projemizin parçası oldu, Afrika için umutlarını paylaştı bizimle. Biliyorum ki, nereye kadar gidebilirsen, o kadar cesursun ve özgürsün.”
Ömer Faruk Kültür, ilginç bir olayı paylaşıyor : “Kamerun Motamb'da Müslüman ailelerin gideceği doğum kliniği yok. Burada doğum yapan Müslümanlara ‘bebeğiniz öldü’ deniyormuş. Cenazeleri bile teslim edilmeyen kasabada yetkililerin söylediğine göre buna benzer 300 vaka yaşanmış, İşin ilginç tarafı, burada Hristiyan nüfus az olmasına rağmen Hristiyan yetimhanesinde 300 çocuk olduğu tespit edilmiş. Gelen yardım çağrısı üzerine, bir klinik projesine başladık."
Kültür ayrıca, Türkiye’den giden gıda ve giyecek gibi yardımların gerçek sahiplerine ulaşması ve dağıtım sırasında aşırı izdihamın ve karaborsanın önlenmesi için 'Tanıma sistemi' yazılımı geliştirdiklerini de paylaşıyor. ‘İşiniz zor’ diyoruz, Ömer Kültür, çok sakin: “Biliyor musunuz dünyada milyonlarca evsiz aile var. Aslında 2 göz odalı bir ev yapmak o kadar da zor değil. Milyonlarca dolara satılan akıllı binalar, dev gökdelenlerin, pahalı yatırımların dışında bir dünya var. İşte belki de biz bunu göstermeye çalışıyoruz.”
Makine Mühendisi İbrahim Yayalık, herhangi bir din, dil, ırk ayrımı yapmadan en ücra yerlere giderek, haftalarca, 'Ne yapılabilir' telaşında olduklarını söylüyor. Kurban Bayramı'nda 8 gün geçirdikleri Kamerun’da karşılaştığı manzarayı anlatıyor: “Matomb’da Müslümanların ibadet etmek için küçük bir mescit yaptıklarını gördük. Ancak yetersiz ve koşulları iyi değildi. Buraya bir cami yapılması isteği, bölgenin bizzat Hristiyan yöneticisinden geldi."
Ömer Faruk Kültür, hikayeye devam ediyor: "Ancak tahsis edilen arazi uygun değildi. Sağolsun bizim Kamerunlu Musa ülkesine gidip, yetkililer ve arsa sahipleri ile görüşerek gerekli belgeleri toplamış. Geri döndüğünde, 3 bin metrekarelik bir arazinin sadece cami değil, Külliye yapımı için tahsis edildiğini gördük. Hem de varislerin imzasına kadar onaylanmış, şekilde." Ömer Faruk Kültür, teşekkürü borç biliyor: "Eğer o çocuk olmasaydı, bu işi tamamlamak yıllar alabilirdi." Ömer Kültür, ülkemizdeki uluslararası öğrencilere yönelik eğitim verdiklerini, böylece genç mühendislerin kendi ülkelerine mesleki donanımla ve Türkiye sevdalısı olarak gittiklerini söylüyor.
Yüzyıllardır, kaybeden Afrika'da 'Kazan-Kazan' anlayışına dayalı Türk modeli tutmuş durumda. Bu nedenle, 400 kadar gönüllü mühendis ve mimar, Türkiye’nin adeta yolunu açıyor. Fakir ülkelerin altyapısına ve geleceğine yaptıkları katkının parasal karşılığı yok; Türkiye imajına katkıları ise çok büyük. Canlarını tehlikeye atıp, kazançlarından taviz vererek uzaklara ulaşan mühendisler sayesinde ülkemizden birçok girişimci, farklı bölgelerde yatırım imkanı bulabiliyor. Yurtiçindeki çalışmalarına da devam eden dernek üyeleri, Ağaçlı Eyüp Çocuk ve Gençlik Merkezi'ndeki çocuklara gelecekte yapabilecekleri iyi işler olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Gıda Mühendisi Musab Karanfil ile tanışıyoruz, Yeryüzü Mühendisleri’nin en genç üyelerinden, onun da hedefinde özellikle yoksul ülkelerdeki gıda ve sağlıklı su kaynaklarına erişim ile ilgili çalışmalar var. Musab, henüz yolun başında ve ihtiyacı olanlara ulaşmak için gün sayıyor. Ayrıca, derneğin, gönüllü katılımınına olan ihtiyacına da değiniyor.
Bize gelince, yeryüzünün en ücra köşelerine giden mühendislere inat, Merkez Efendi'ye ulaşabilmek için 3 kez kaybolduk. 10 dakikalık yolu, 6 telefon görüşmesiyle 1 saatte aldık. Dahası yaptğımız röportajı kaydetmeyi unuttuk. 'Nerelere gitsem' dediğimiz zamanları, Ömer bey’in eşsiz sabrı ve nezaketi sayesinde aştık. Ulaştığımız yerde; Musab’un çayı, sohbeti, İbrahim bey’in heyecanı ve Musa’nın hayallerine tanık olduk. Haber için yolun sonu görünürken, umarım burada yazılanlar desteklerinize vesile, içimizdeki huzurun da tarifi olur. Bu arada, yağmurlu pazar sabahında haber yazılırken, yanlış yol tarifimize rağmen Musa Salle yanımızda, hepinize selamı var. Denizleri aşıp, ülkesinde yaptıklarını soruyoruz, "Bizde bir laf var. Bu yolda acı çekmeden başaramazsın" diyerek iyi haberi de veriyor: "Bizim cami Kurban Bayramı'na hazır, abi."