Bölgesindeki enerji hatlarının kilit noktasında bulunan Türkiye, bu konumu nedeniyle taraf olduğu Kıbrıs meselesinde de anahtar ülke. Doğu Akdeniz gazının pazarlara ulaştırılmasında güvenilir yol konumunda olması Türkiye’nin bu konudaki ağırlığını daha da arttırıyor.
Türkiye, son dönemlerde dış politikada önemli adımlar atıyor. Rusya, İsrail, Mısır ve Suriye'nin ardından Kıbrıs Rum Kesimi ile enerjide gelinen noktanın Türkiye ekonomisinin geleceği için umut verici olacağı belirtiliyor. Türkiye'nin hem Doğu Akdeniz'den gelecek kaynakları, hem de Rusya, Azerbaycan, İran ve Irak gibi diğer ülkelerden gelen kaynakları topraklarında buluşturacak bir 'hub' olabileceğine dikkat çekiliyor.
Kıbrıs Rum kesimi lideri Nikos Anastasiadis'ın bir süre önce Türkiye ile dostluk anlaşması imzalamak istediğini açıklaması sadece Ada'da değil, Türkiye'den Yunanistan'a kadar geniş bir coğrafyada yankı buldu. Bu kaynakların Avrupa'ya ulaşması için en ekonomik ve güvenli yolun Türkiye olduğuna dikkat çeken Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, “Aslında Ada'daki çözümün anahtarı enerji hatları dolayısıyla Türkiye'ye geçmiş oluyor” tespiti yapıyor. Kumbaroğlu, Yeni Şafak'a yaptığı değerlendirmede, Rum kesiminden yapılan açıklamalarının Türkiye'nin önemini bir kez daha ortaya koyduğu söyledi.
Doğu Akdeniz Havzası'nda toplam 1,5 trilyon metreküp doğalgaz bulunduğunu hatırlatan Kumbaroğlu, Doğu Akdeniz ülkelerinde bu denli büyük bir rezervi kullanacak nüfus, sanayi ve altyapı olmadığına işaret etti. Kumbaroğlu, şu tespitlerde bulundu: “Böylesine bir rezervi Avrupa gibi ihtiyacı sürekli artan bir pazara ulaştırmak zorundalar. Kıbrıs Adası'nın etrafında yer alan doğalgaz rezervinin kıta Avrupa'sına ulaşması için en ekonomik yol Türkiye'dir. Kıbrıs Rum Kesimi'nden başlayacak hatlar önce KKTC)'ye oradan da Türkiye'ye uzanacaktır. Bu nedenle Kıbrıs'taki anlaşmazlıkların giderilmesinde enerjinin itici güç olacağına inanıyorum."