AB Türkiye'nin büyüme tahminini yükseltti

AB Komisyonu, 2017 Sonbahar Ekonomik Tahminler Raporu'nu yayımladı.

Bir önceki rapora göre Türkiye'nin büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 3'den yüzde 5,3’e, 2018 için yüzde 3,3'den yüzde 4’e yükseltildiği raporda, Türkiye ekonomisinin 2019 yılında yüzde 4,1 büyüyeceği tahmini yer aldı.

Önceki raporda Türkiye’de işsizlik oranının 2017'de yüzde 13,6, 2018’de yüzde 14,1 olacağı öngörülmüşken, bu veriler yeni raporda aşağı yönlü revize edildi. İşsizlik oranının Türkiye’de 2017’de yüzde 11,3, 2018’de yüzde 11, 2019’da yüzde 10,7 olacağı öngörüldü.

TÜFE'nin ise 2017’de yüzde 11,1, 2018’de yüzde 8,6 olmasının öngörüldüğü önceki raporla kıyasla yeni raporda bu rakamlar düşürüldü. Türkiye'de TÜFE’nin 2017’de yüzde 11, 2018’de yüzde 8,5, 2019’da da 7,4 olacağı tahmin edildi.

Raporda, Türkiye ekonomisinin dış talep, inşaat sektörü, genişleyici para politikaları, kredi garantileri ve makro ihtiyati düzenlemelerle güçlü büyüyeceği belirtildi.

Özel sektör genel görünümünün çok olumlu olduğu belirtilen raporda, istihdam artışının hızlandığı kaydedildi.

Tüketici güveninin göreceli düşük olduğu ve OHAL uygulamasının iş çevresini olumsuz etkilediği de raporda ifade edildi.

Avrupa ekonomileri

Rapora göre, büyümenin Avro Bölgesi için bu yıl yüzde 2,2, 2018’de yüzde 2,1, 2019’da 1,9, AB'de de ortalama büyümenin bu yıl yüzde 2,3, 2018'de yüzde 2,1 ve 2019’da yüzde 1,9 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Enflasyon oranının Avro Bölgesi’nde bu yıl yüzde 1,5, 2018’de yüzde 1,4, 2019’da 1,6 olması, AB’de ise ortalama enflasyonun bu yıl ve 2018’de yüzde 1,7, 2019’da yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

İşsizlik rakamlarının Avro Bölgesi’nde bu yıl yüzde 9,1, 2018’de yüzde 8,5, 2019’da yüzde 7,9, AB’de ise bu yıl yüzde 7,8, 2018’de yüzde 7,3, 2019’da yüzde 7 olması tahmin ediliyor.

Riskler

Kuzey Kore’de yaşanan gelişmeler, küresel finansman koşullarındaki durum, Çin’in ekonomik uyumu ve korumacı ekonomi politikaları ekonomi üzerinde küresel riskler arasında sıralanıyor.

Brexit müzakerelerinin durumu, avronun aşırı değerli olması ve uzun vadeli faiz oranlarının yüksekliği AB ekonomisine yönelik riskler olarak belirtiliyor.