Batı dünyası büyük bir enerji harcayarak her alanda Türkiye'nin gelişimin önüne set olmayı sürdürüyor. Türkiye ise, ekonomisini büyütmenin ötesinde tarihî, kültürel ve medeniyet dinamiklerini harekete geçirerek bölgesel ve küresel ölçekte mevzi kazanıyor.
Dünyanın ve Avrupa'nın en iyileri arasına yerleşen Türkiye iç ve dış tüm saldırılara rağmen emin adımlarla ilerlerken Batılı güçler bu gelişimi görmezden gelmeyi tercih ediyor. Türkiye'nin büyümesinden korkan güçler, 17/25 Aralık 2014 Yargı Darbesi'nin, sonrasında ise 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbesi'nin yanı sıra içeride PKK dışarıda PYD'ye desteklerken son olarak 16 Nisan 2017 Anayasa referandumu konusunda skandal kararlar ve tavırlar ile Türkiye'ye stratejik, ekonomik ve siyasî bir savaş açtı.
29 Eylül 2014 tarihinde 'Türk Ekonomisinin Öldürücü Faktörleri' isimli resmi bir rapor yayınlan İngiliz Dışişleri ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi, Türkiye hakkında son derece önemli tespitlere yer veriyor.
İngiltere'nin resmi devlet kurumunca hazırlanan raporda Türk ekonomisinin son 10 yıl içerisinde Batılılar açısından nasıl küresel bir tehlikeye dönüştüğü kapsamlı olarak incelenerek hemen her konuya değiniliyor.
Raporda Türk ekonomisinin Batı'yı öldürücü faktörleri şöyle sıralanıyor;
Türkiye dünyanın 16. ve Avrupa'nın en büyük 6'ncı ekonomisi. HSBC'nin hazırlamış olduğu “2050 Yılında Dünya" başlıklı raporuna göre, Türkiye 2050 yılında dünyanın 12. ve Avrupa'nın en büyük 5'inci ekonomisi olacak.
Türkiye şu anda Avrupa ve OECD ülkeleri içerisinde en hızlı gelişen piyasa ve ekonomiye sahip. Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası son on yıl içerisinde hızla artış kaydetti ve 2011 yılında % 8.8, 2012 yılında % 2.2, 2013 yılında ise % 4 oranında büyüdü. Türkiye 2017 yılında Çin ve Hindistan'dan sonra dünyanın en yüksek oranda büyüyen üçüncü ülkesi olacak ve 2017 sonrasında Hindistan'ı geçecek.
Türkiye'nin 2002 yılında 231 milyar dolar olan GSYİH'sı (cari fiyatlarla) 2013 yılında 827 milyar dolara yükselirken, bu yükseliş kişi başı milli gelirin aynı dönemde 3 bin 500 dolardan 10 bin 815 dolara yükselmesine sebep oldu. Ayrıca Türkiye'nin GSYİH'sı Avrupa Birliği üyesi olan Romanya ve Bulgaristan'ın toplamından daha fazla.
Türkiye 76 milyonluk nüfusu ve 28 milyon iş gücü ile dünyanın en büyük pazarlarından biri konumunda. Nüfusun yarısı 30 yaş altında olup AB-27 ülkeleri ile kıyaslandığında 4. büyük işgücüne sahip.
Jim O'Neill, (Goldman Sachs eski baş ekonomisti), MINT olarak isimlendirilen (Meksika, Endonezya, Nijerya, Türkiye) ülkelerinin, olumlu demografik özellikleri ve ekonomik uygulamaları dolayısıyla önümüzdeki 20 yıl içinde dünyanın ilk on ülkesi arasında yer alacağını öngörmekte.
İstanbul ve Ankara GSYİH bakımından dünyanın en büyük şehirlerinden ikisi konumunda. İstanbul'un GSYİH'sı 180 milyar dolar olup Romanya, Macaristan, Bulgaristan ve Slovenya gibi birçok AB ülkesinin GSYİH'sını geçmiş durumda. İstanbul 17 milyonluk nüfusu ile Moskova'dan sonra Avrupa'nın ikinci büyük kenti.
Türkiye'nin net borçlarının GSYİH'ya oranı 2012 yılında %36 olup, Maastricht Kriterleri'nde belirlenen %60'lık oranın çok çok altında. Benzer şekilde Türkiye, yine önemli bir rasyo olarak Maastricht Kriterleri arasında sayılan Bütçe Açığının GSYİH'ya oranı bakımından Avrupa'nın en düşük rakamı olan %2'ye sahip.
2012 sonlarından itibaren Türkiye'nin kredi notu, uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca “yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltildi ve bu seviye kesintisiz şekilde korunuyor.
Türkiye'de 32 bin yabancı sermayeli işletme faaliyet göstermekte.
2014 yılında Forbes tarafından yayımlanan Dünyanın Milyarderleri Listesi'ne göre Türkiye'de 43 milyarder bulunuyor ve bunun 37'si İstanbul'da yer alıyor.
Türkiye, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı'na yönelik tüm teşvikleri, kanun ve yönetmelikleri revize etti. OECD'nin Kısıtlayıcılık Endeksi'ne göre, Türkiye OECD ortalamasının oldukça altında bir kısıtlamaya sahip (2013 yılında 58 ülke arasında 27. sırada).
Türkiye'nin ihracat hacmi 2002 yılına oranla dört kat artarak 12 yıl içerisinde 160 milyar dolar düzeyine ulaştı.
Türkiye'nin önemli ihracat partnerleri arasında Almanya, Irak, İngiltere, Rusya, Çin ve ABD gelmekte. Birleşik Krallık, genel ticarette % 3,7 pazar payı ile Türkiye'nin en büyük 8. ticaret ortağı konumunda.
Türkiye'nin 19 ülke ile serbest ticaret anlaşmaları mevcut olup, 21 ülkeyle de görüşmeleri devam etmekte. Ayrıca 1995 yılında AB-27 ülkeleri ile Gümrük Birliği sistemine dahil oldu.
Ernst & Young'ın M & A (birleşme ve satın almalar) Barometre Raporu'na göre, Türkiye 2012 yılında M & A Pazarı Orta ve Güney Doğu Avrupa Bölgesi'nde en yüksek işlem ve miktara (297 işlemde 180 milyar dolar) ulaştı.
2012-2013 Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Raporu'na göre, Türkiye 144 ekonomi arasında 16 basamak birden yükselerek güney-doğu Avrupa'da ki en rekabetçi 43. ülke haline dönüştü.
Çok uluslu büyük şirketlerin % 33'ü kendilerine bölgesel merkez olarak Türkiye'yi seçti. Türkiye'yi kullanan şirketler arasında; Benetton, Bosch, BP, Citibank, Coca-Cola, General Electric, Glaxo Smith Kline, Hewlett-Packard, Hyundai, Imperial Tobacco, Intel, LG, Mercedes-Benz, Microsoft, Pepsi, Procter & Gamble, Samsung, Siemens ve Unilever gibi şirketler ilk sıralarda gelmekte.
Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen enerji pazarlarından biri konumundadır. Ülkenin enerji talebinin 2009-2023 yılları arasında her yıl %6 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde enerji talebini karşılamak için Türkiye'nin 130 milyar dolar yatırım yapması planlanmaktadır.
Petrol ve gaz kaynaklarının transit taşımacılığı hususunda Türkiye giderek daha önemli bir rol üstlenmektedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı dünyanın en uzun ikinci petrol boru hattı olup, Hazar Denizi'nden çıkartılan ham petrolün Akdeniz'e taşınmasına ve dünya piyasalarına sunulmasına imkan sağlamaktadır. Mavi Akım ve Türk Akımı ise Rusya'dan Türkiye'ye ve dünya piyasalarına doğalgaz taşınmaktadır. Hazar bölgesinden petrol ve doğal gaz iletimi sağlayacak olan TANAP ve Güney Akım ise Rusya, Hazar ve Orta Doğu'nun petrol ve doğalgazını Avrupa'ya yönlendirecektir.
Türk bankaları son yıllarda yenilenebilir enerji kaynakları sektörüne milyarlarca doları enjekte etmiş olup, bu pazarın gittikçe büyümesi beklenmektedir. Rüzgâr enerji santrallarının büyüme oranı bakımından Türkiye dünya birincisi olup, şu ana kadar bu alandaki potansiyelin sadece % 15'i kullanılmıştır. Türkiye 2023 yılına kadar toplam enerji üretimi içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının oranını %20'ye yükseltmeyi hedeflemektedir.
Türk turizm sektörü dünyanın en büyüklerinden biridir. Her yıl 32 milyondan fazla yabancı turisti ağırlayan Türkiye bu faaliyetten 2012 yılında 24 milyar dolar gelir elde etmiştir. Türkiye dünyanın en fazla ziyaret edilen 6. ülkesi olup, İstanbul şehri Londra ve Paris'ten sonra dünyada en çok ziyaret edilen 6. ve Avrupa'nın en çok ziyaret edilen 3. Şehri konumundadır.
2.4 milyon ziyaretçi sayısı ile İngilizler Türkiye'ye seyahat eden ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Ayrıca İngiliz vatandaşının Türkiye'de 32 bin mülkü bulunmaktadır.
Dünyanın önde gelen uluslararası endüstri dergisi “ENR Engineering News Record"a göre dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firmasından 33 tanesi Türkiye'ye ait olup bu konuda Çin'den sonra 2. sırada gelmektedir. Türk müteahhitleri, özellikle MENA (Bahreyn, Kıbrıs, İran, Irak, İsrail, Filistin Asya ülkeleri (İsrail işgali altındaki Gazze Şeridi ve Batı Şeria), Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, ifade eder Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Cezayir, Mısır, Libya, Fas ve Tunus ve Kuzey Afrika ülkeleri), Orta Asya ve Sahra Afrikası'nda oldukça aktiftir. 1970 yılından bu yana, Türk müteahhitleri 205 milyar dolar proje bedeli ile 93 ülkede yaklaşık 6.500 proje tamamlamıştır. Türk inşaat sektörü yıllık ortalama % 8.5'luk büyüme oranı ile dünyanın en yüksek büyüme oranına sahip piyasaları arasında ilk sıralarda gelmektedir.
Türk gayrimenkul sektörü yüksek büyüme potansiyeline sahiptir. PwC ve ULI tarafından hazırlanan " Gayrimenkul Sektöründe Avrupa'da Gelişen Trendler" 2012 yayınına göre, İstanbul “Mevcut Mülkiyet Performansı" Avrupa'da en cazip yatırım piyasasıdır. Ernst ve Young'a göre gayrimenkul yatırımcıları açısından Avrupa'nın en cazip ikinci pazarıdır.
Türkiye Avrupa'nın en büyük ev aletleri üreticisidir. Türkiye'nin en büyük beyaz eşya ihracat pazarı İngiltere, Fransa ve Almanya'dır. Türk markası Beko klima, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinası ve pişirme cihazları konusunda İngiltere'de en fazla talep edilen beyaz eşya markasıdır.
Türkiye Avrupa'nın bir numaralı televizyon üreticisidir. Avrupa'da üretilen tüm televizyonların yarısından fazlası Vestel ve Beko tarafından üretilmektedir.
Türkiye'nin teknolojiye meraklı genç nüfusu ve 20 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, e-ticaret pazarını sürekli büyütmektedir. 2012 yılında 17 milyar dolar olan e-ticaret hacminin önümüzdeki 3 yıl içinde yüzde 123 yıllık artışla 140 milyar dolara artması beklenmektedir.
Türkiye'de, Avrupa ortalamasının neredeyse iki katı kadar kayıtlı yaklaşık 68 milyon cep telefonu kullanıcı bulunmaktadır. Ayda 299 dakikalık ortalama normal görüşme süresi ile Türkler Avrupa'nın en fazla konuşan cep telefonu kullanıcıları arasındadır.
Türkiye tarım ve ilgili sektörlerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Türkiye meyve ve sebze üretimi konusunda dünya 7.'si olup, Avrupa'nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük dondurulmuş meyve ihracatçısıdır. Ülke ayrıca bölgesinin en büyük süt ve süt ürünleri üreticisidir.
Türkiye Avrupa'nın en büyük 2. demir ve çelik üreticisi olup, inşaat demiri üretimi konusunda dünyanın önde gelen üreticilerindendir.
Türkiye, dünyanın en büyük 4. mega yat üreticisi ve 5. büyük gemi üreticisidir.
İsviçre, Erdoğan'ın başına silah dayattırdı! Çirkin İsviçreli 'Ebu Cehil' vur emri bile vermiş Verheugen iftiracı Can Dündar'ı rezil etti