Tarih boyunca pek çok medeniyete, devlete ve kültüre ev sahipliği yapan Ortadoğu, ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan süreçte talan ve yağmayla tanıştı. Ortadoğu’nun kadim şehirlerini barbarlıkta tanıştıran ‘Batı’nın açtığı derin yaralarla tarihi kentler yok edildi, enkaza çevrildi. Bağdat, Musul, Halep ve Rakka, ABD bombalarıyla hayalet şehirlere döndü.
Tarih boyunca pek çok medeniyete, devlete ve kültüre ev sahipliği yapan Ortadoğu, dünyanın en etkileyici şehirlerinin de adresiydi. Tarihi merkezler binlerce yıldır ayakta ve görkemiyle insanlığı etkilemeyi sürdürüyordu. Ancak ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan talan ve yağma dönemi, Ortadoğu’nun kadim şehirlerini barbarlıkla tanıştırdı.
Ortadoğu’daki yıkım ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgaliyle başladı. Saddam Hüseyin’in kimyasal silahlara sahip olduğu bahanesiyle Irak’a giren ABD, 10 yıl süren savaşta 1 milyon insanın ölümüne yol açtı. Bunun yanı sıra binlerce evin, binanın yıkımına neden oldu. İnsanlar göç etti. Bağdat’ta gözden kaçan yıkım ise kültüreldi.
Ortadoğu’nun kültür başkentlerinden Bağdat’ta, Emevi, Abbasi ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş yüzlerce cami, medrese, dergah kullanılamaz hale geldi. O günden sonra da hiçbir camide ciddi bir restorasyon yapılamadı. Nasiriye kentindeki Babil İmparatorluğu’ndan kalan tapınak, Bağdat’ın en ünlü camilerinden Ebu Hanife Camii, Felluce’deki Hulafa el Raşid Camii, Huzistan eyaletindeki Seyyedoşada Camii, ABD askerlerinin ağır silahlarının mermileriyle hasar gördü, yıkıldı.
ABD, Ortadoğu’nun başına bela ettiği DEAŞ’ı temizleme bahanesiyle bölgeye operasyon düzenledi. O yerlerden biri de Musul’du. ABD öncüğülüğündeki koalisyon, 9 ay boyunca tarihi kenti bombaladı. Şehirde 40 bin kişi öldü, 126 bin aile evlerinden oldu. BM’ye göre bir milyon sivil kenti terk etti. 8 bin 475 ev yıkıldı, kamu binalarının da eklenmesiyle rakam 10 bini aştı. Kentteki Türk ve İslam izleri de silindi. Emir Nurettin Zengi ve Osmanlı eserlerinin tamamına yakını tahrip oldu. Tarihi kervansaray, Cami el Nuri ve Musul’un sembolü Hadba Saat Kulesi, Hıdırellez Cami, Musul Askeri Kışlası, Yunus Nebi Camii, İmam Avneddin Camii artık kullanılamaz halde. Gelecek kuşaklar İslam medeniyetinin bu sembol eserlerinde artık namaz kılma ve mimari güzelliklerini seyretme imkanı bulamayacak.
600 binden fazla kişinin öldüğü tahmin edilen Suriye iç savaşının bir kurbanı da ülkenin kültür mirası oldu. Muhalifler ve rejim güçleri arasındaki çatışmalarda birçok tarihi eser zarar gördü. İç savaşın başladığı Mart 2011’den bu yana binden fazla cami yıkıldı veya zarar gördü. Camilerin yanı sıra çok sayıda türbe, medrese, müze, çarşı ve sivil mimarlık eseri tarihi ev harabeye dönmüş durumda. Bunlar arasında en göze çarpan ise Halep’teki Emevi Camii. 8’inci yüzyılda inşa edilen caminin 13’üncü yüzyılda yeniden yapılan minaresi saldırılar yüzünden kullanılamaz hale geldi. Halep’te bombalardan nasibini alan bir diğer tarihi cami ise Hz. Zekeriya Camii oldu. İçerisinde Hz. Zekeriya’nın türbesinin yanı sıra, Hz.Muhammed’in sakal-ı şerifi ve dişi de bulunuyordu.
ABD’nin geçtiğimiz günlerden DEAŞ’tan bir başka terör örgütü PKK/PYD’ye teslim ettiği Rakka’da da durum farklı değil. Rakka’nın son durumu, ikinci dünya savaşı sırasında müttefikler tarafından bombalanan Almanya’nın dresden kenti ile karşılaştırılıyor. Kentten gelen görüntüler, yapılan bombardımanın büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Yüzlerce bina yıkılırken hava görüntüleri her şeyi anlatmaya yetiyor. ABD hava kuvvetleriyle PKK, DEAŞ’ın üs olarak kullandığı gerekçesiyle camileri de bombaladı ve geriye taş yığını bıraktı. Kentte 100’e yakın caminin yıkıldığı ve hasar gördüğü tahmin ediliyor. Kentin yeniden yapılanması, tarihi camilerin restorasyon kurallarına göre ihya edilmesi ise yakın gelecekte mümkün görünmüyor. Ülkenin UNESCO dünya mirası listesindeki 6 alanı Halep Antik Kenti, Bosra Antik Kenti, Şam Antik Kenti, Crac Des Chevaliers ve Qal’at Salah El-Din Kaleleri ile çölün gelini lakaplı antik şehir Palmira; roket, tank ve hafif silahlar nedeniyle ağır hasar gördü. Halep’in Ortaçağ’dan kalan çarşıları yok oldu.
ABD, Fransa, Rusya, İran, İsrail, Almanya ve İngiltere Esed ve Irak rejimleri ile işbirliği yaparak binlerce yıllık tarihi kentleri haritadan sildi. 20 yıl Halife Reşid’in hilafetine başkentlik eden ve Türklerin Anadolu’ya ilk giriş kapısı olan Rakka, Halid Bein Velid’in ve onlarca sahabenin medfun olduğu 2 bin yıllık Humus, medeniyetlerin kavşak noktası ve şehirlerin anası Halep, her yanında Selçuklu ve Osmanlı izleri taşıyan Musul ve Kerkük, Zennubya’dan Emevi’lere ve Osmanlılara dair bir çok tarihi mirasın barındığı Tedmur ve Hama, Dera, El Bab, Kerkük son 30 yıllık yağma döneminin kurbanı merkezler arasında. Babil, Keldani, Aşuri, Sasani, Makduni, Roma, Emevi, Abbasi, Eyyubi, Zengi, Selçuklu ve Osmanlı döneminden sayısız nişane taşıyan kentler tüm ziynetleri ile birlikte enkaza çevrildi. Onlarca tarihi kale, cami, medrese, kilise, kervansaray, köprü ve ilkel tapınak, içerisinde yaşayan insanlar ile birlikte bombalandı. Moğollar sonrası tarihe dair izleri silme amaçlı en büyük yağma süreci ABD öncülüğünde devam ediyor. Enkaza dönen mekanlarda 3 milyon insan öldürülürken 7 milyon kiş,i yaralandı. Onlarca medeniyet ve ortak hafızayı silme amaçlı 30 yıllık istila ve yağma sürecinde 23 milyon kişi yaşadığı mekanlardan sürüldü.
Milattan önce 2000’li yıllara kadar uzanan Mezopotapya eserlerini barındıran ulusal müze başta olmak üzere Irak’ın en değerli müzeleri yağmalandı. Batı resminin en kıymetli koleksiyonları tarihi eser kaçakçıları tarafından ABD ve İngiltere’ye götürüldü, satıldı. Araştırmacılar işgal sırasında Irak’tan 15 bin tarihi eser kaçırıldığını belirtiyor. 2006’da bu eserlerin bir bölümü, ABD’de Christie’s gibi ünlü müzayede evlerinde ortaya çıktı. ABD bugüne kadar Irak’a bin 200 eser iade etti. Tarihi eser mafyasının son 20 yıl en fazla mesai harcadığı bölge kuşkusuz Irak ve Suriye oldu.