İngiltere'de referandum sandıkları açıldı, sandıktan 'hayır' oyu çıktı.
Birleşik Krallık'ta yapılan referandum sonuçları açıklandı. İlk sonuçlara göre halkın yüzde 52'si AB'den ayrılmak istiyor. Dünyanın ilgiyle takip ettiği referandumdan 'hayır' kararı çıkması hem İngiltere'de hem de AB'de büyük değişiklikleri beraberinde getirecek. İlk büyük değişim, İngiltere Başbakanı Cameron'un istifa kararı oldu.
Birleşik Krallık'ta dün yapılan AB'den ayrılma referandumunun sonuçları açıklandı. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre, halkın yüzde 52'si AB'de kalalım mı sorusuna hayır yanıtını verdi, evet diyenlerin oranı yüzde 48'de kaldı. Başbakan David Cameron'un uyarılarına rağmen İngiltere'nin AB'den ayrılması ne anlama geliyor ve hem İngiliz hem AB ekonomisini nasıl etkileyecek sorusu gündemde.
AB'den çıkmak 2 yıl sürecek
İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı çıkması, AB tarihinde bir ilk olma özelliğini taşıyor.
Lizbon Antlaşması 50. madde
Lizbon Antlaşmasının 50. maddesi bir üyenin AB'den ayrılma sürecini şu şekilde açıklıyor:
1. Her üye devlet, kendi anayasal kurallarına uygun olarak Birlik'ten çekilmeye karar verebilir.
2. Çekilme kararı alan üye devlet, niyetini Avrupa Birliği Zirvesi'ne bildirir. Birlik, söz konusu devletle, Avrupa Birliği Zirvesi tarafından belirlenen yönlendirici ilkeler ışığında, bu devletin Birlik ile gelecekteki ilişkisinin çerçevesini dikkate alarak, çekilmeye ilişkin kuralları belirleyen bir anlaşmayı müzakere eder ve akdeder. Bu anlaşma, Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma'nın 218. maddesinin 3. paragrafına uygun olarak müzakere edilir. Anlaşma, Birlik adına, Avrupa Parlamentosu'nun muvafakatini aldıktan sonra, nitelikli çoğunlukla hareket eden Konsey tarafından akdedilir.
3. Antlaşmaların ilgili üye devlete uygulanması, çekilme anlaşmasının yürürlüğe girdiği tarihte, bunun gerçekleşmemesi halinde, Avrupa Birliği Zirvesi oybirliğiyle ve ilgili üye devletle mutabık kalarak süreyi uzatmadığı takdirde, 2. paragrafta belirtilen bildirimden iki yıl sonra sona erer.
4. 2 ve 3. paragrafların amaçları doğrultusunda, çekilen üye devletin Avrupa Birliği Zirvesi'ndeki veya Konsey'deki temsilcisi, Avrupa Birliği Zirvesi veya Konsey'de kendisini ilgilendiren görüşmelere ve kararlara katılamaz. Nitelikli çoğunluk, Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma'nın 238. maddesinin 3. paragrafının (b) bendine göre belirlenir.
5. Birlik'ten çekilen bir devlet Birliğe yeniden katılmak isterse, talebi 49. maddede belirtilen usule tabi olur.
'Kalalım' diyenler ve 'ayrılalım' diyenler
AB'de kalalım diyenler, AB'nin sağladığı ekonomik yararların AB için harcanan maliyetten daha fazla olduğunu, AB'den çıksa bile İngiltere'nin ortak pazarda kalmak için AB bütçesine katkı sağlaması gerektiğini savunuyor. Kalalım diyenler, göçmenler konusunda da daha ılımlı.
AB'den ayrılmak isteyenler ise,göçmen kontrolünün AB'den çıkarak sağlanacağına inanıyor. Ayrılalım diyenlerin dayanak noktasını, her yıl İngiltere'ye gelen 300 bin dolayında göçmenler oluşturuyor.
'İngiliz ekonomisi özgürleşecek'
İngiltere'nin AB'den çıkması halinde dış siyasette de daha güçlü olacağını söyleyen ayrılık yanlıları, ülke ekonomisinin de özgürleşeceğini, İngiliz şirketlerinin böylelikle AB yükümlülüklerinin yükünden kurtulacaklarını savunuyor. Çıkalım kampanyasının bir diğer önemli noktası da İngiltere'nin her hafta AB'ye 350 milyon Sterlin para göndermesi. Kampanyacılar bu paranın İngiltere'deki yatırımlara harcanabileceğini ve ülke içinde birçok proje için kullabileceğini dile getiriyor.
Türkiye'yi nasıl etkileyeceği konuşuluyor
Referandumdan 'hayır' sonucu çıkmasının ardından Türkiye'nin bu ayrılıktan ne ölçüde etkileneceği de önemli başlıklardan birisini oluşturuyor.
"Türkiye, referandumdan 'evet' de çıksa, 'hayır' da çıksa etkilenecek potansiyelde" yorumları yapılırken, İngiltere'nin referandum kampanyasının başlamasına dek Türkiye'nin üyelik sürecini destekliyordu. Bu sebeple Türkiye'nin AB üyelik sürecinde İngiltere'nin önemli bir rolü olduğu düşünülüyordu.