15 Temmuz’da Türkiye’yi bölemeyince gözünü Suudi Arabistan’a çeviren ABD ve İsrail, “Ilımlı İslam” ile pazarlanan S. Arabistan’ı parçalama planını uygulamaya başladı. Neocon Ralph Peters’ın dört parçalı haritası için düğmeye basıldı. Plana göre Mekke ve Medine Vatikan benzeri bir yapı tarafından yönetilecek. Riyad merkezli ikinci bölge, ‘Ilımlı İslâm’ projesine başkentlik yapacak. Arabistan’ın diğer toprakları Büyük İsrail için ayrılacak. El-Katiyf ve el-Demam'da da Şii devleti kurulacak.
11 Eylül bahanesiyle birlikte yeni Ortadoğu planlarına hız veren ABD’li Neo-Con’ların yaklaşık 10 yıl önce dolaşıma soktuğu parçalanmış İslam dünyası haritasının en önemli adımlarından biri olan ‘bölünmüş Suudi Arabistan projesi’ yeniden sahnede. Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan Kuzey Irak’taki referandumun hüsranla sonuçlanmasıyla acilen devreye sokulan plan, Suudi Arabistan’ı dört bölgeye ayırmayı öngörüyor. Neo-Con’ların önemli isimlerinden emekli Yarbay Ralph Peters’ın 2006 yılında Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde yayınladığı haritaya göre Mekke ve Medine, Suud kontrolünden alınarak Vatikan benzeri bir devlet-konsey tarafından yönetilecek. Bu bölgenin dışında kalan ve Riyad merkezli olan ikinci bölge ise bugünlerde ‘ılımlı İslam’ olarak isimlendirilen yeni projenin merkezi olarak konumlandırılıyor. Haritaya göre Suudi Arabistan topraklarının bir kısmı da Büyük İsrail için yeniden paylaştırılıyor. Suud’un doğusundaki Şii nüfusun bulunduğu el-Katiyf, el-Demam’ın da aralarında olduğu şehirlerden bir Şii bölgesi inşa edilirken Suud’un kuzeybatısında ise ‘Büyük Ürdün’ projesinin parçası olarak ayrı bir yönetim bölgesi oluşturuluyor.
Neo-Con’ların önemli isimlerinden Ralp Peters’ın Washington Enterprise Enstitüsü’nde hazırladığı ve ‘Kanlı Sınırlar’ başlığını verdiği makalesi Amerikan Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınlanmıştı. ABD’nin köklü yayınlarından olan ve oldukça önem atfedilen dergideki makalesinde Peters, “Demokrasiyi yaymak ve terörizmin kökünü kurutmak için Ortadoğu’nun sınırlarının yeniden belirlenmesi gerekiyor” demiş ve bir haritaya yer vermişti. Türkiye üzerinde planlanan Kürt ve Ermeniler üzerine kurulu terör devleti hayalinin de yer aldığı haritada sözde ‘Kürdistan devleti’ bölgenin en batıcı bölgesi olarak planlanıyordu. Ancak bu hayal, referandum oyununun bozulmasıyla birlikte çöpe gidince ABD, planın ikinci büyük aşaması olan ‘bölünmüş Suud’ senaryosunu devreye koydu.
Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine üzerindeki hakimiyeti nedeniyle İslam dünyasını derinden etkilemesi ve petrol zengini Kraliyet ailesinin farklı aşiretlerden oluşmasından ötürü kontrolünün zor olması, ABD’yi Suud’a acil müdahaleye zorladı. Pentagon/CIA planlarına göre, Mekke ve Medine’nin Suudi kontrolünden alınarak bölgenin bütün Müslüman grupları barındıran bir konsey tarafından yönetilmesi ve burada Vatikan benzeri bir İslam Devleti oluşturulması hedefleniyor. Vatikan benzeri bir devletin Batı’yı rahatsız etmeyeceğinden ümit ediliyor. Neo-Con planında, Mekke-Medine özel yönetim bölgesinin başına ‘seküler bir halifenin’ getirilmesi de var. ABD böylelikle İslam dünyasını daha rahat kontrol edebilmeyi umuyor. Başında kukla bir halifenin bulunacağı Hicaz merkezli ‘kutsal belde’ sadece Mekke-Medine hattını kapsayacak.
Birleşik Arap Emirlikleri, Suud, Yemen, Bahreyn, Katar, Kuveyt ve Ürdün’ü kuşatan yeni haritanın şekillenmesi için 10 yıllık bir planın hazırlandığı iddia ediliyor. Tüm bu planların ardından Suudi Arabistan kurucu kralı Abdulaziz’in çocuklarının ortak yönetim ilkesi dahilinde 50 yıldır devam eden idare biçiminin değişmesi ve Yemen’le yaşanan sorunların Suud’u büyük bir dağılma riski ile karşı karşıya getireceği belirtiliyor. Uzmanlar, Şii bölgelerinin ayrılmasına paralel olarak ülkenin ‘emir’ler düzeyinde de parçalanabileceğini kaydediyor. Suudi bölgesinde el-Katiyf, el-İhsaa, el-Demam, Zahrn, Kubar ve Cüneyil bölgeleri büyük oranda Şii nüfus barındırıyor. Yemen, Bahreyn ve Lübnan’la yaşanacak çatışmalar ve ülke içi politik tavır bu bölgede kitleleri harekete geçirecek. ABD’nin planlarına eşzamanlı olarak bu bölgelerde meydana gelebilecek muhtemel ayaklanmaların da daha fazla parçalanmaya sebep olabileceği ifade ediliyor.
- Siyonist program işliyor
- Suriyeli muhalifler üzerinde Ortadoğu’nun kiralık katili Muhammed Dahlan ve Ahmed Carba üzerinden etkili olmaya çalışan Suud yönetimi, Irak’ta ise Mesud Barzani aracılığıyla ABD-İsrail ekseninde konumlandı. Krallığın bölgede yeni dizayn projesine İsrail’le birlikte dahil olması, Arap yarımadasında büyük ayrışmalara yol açacak. Bahreyn, Yemen, Katar ve Lübnan hattında yaşanacak hareketlilik ve kaos her durumda siyonist İsrail’e yarayacak. Bütün bu gelişmeler ve İsrail’in sınırlarını genişletmesi, Şiilerin olduğu kadar Sünnilerin de büyük tepkisiyle birlikte Suud’u içeriden çökertecek.