2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaş, bölgede büyük bir güç boşluğuna yol açarken, terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD bu güç boşluğundan yararlanarak alan hakimiyeti sağlamaya başladı. Bu durum, Suriye ile 911 kilometre sınırı bulunan Türkiye'nin güvenliğini tehdit edici hale geldi. Esed rejiminin halkına yönelik katliamları da eklendiğinde Türkiye bir yandan büyük bir göç dalgası ile karşı karıya kalırken, diğer yandan da sınırlarına yakın bölgede iki farklı terör örgütü ile komşu olan bir ülke haline geldi. Türkiye, sınırındaki bu terör tehdidine son vermek için 24 Ağustos 2016'da Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattı.
Fırat Kalkanı'na neden ihtiyaç duyuldu?
2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının süreç içinde seyrinin değişmesiyle, Suriye’nin komşusu olan Türkiye, savaştan en çok etkilenen ülke haline geldi. Bu savaşın ilerleyen aşamalarında, gittikçe güç kazanan aktörler, iki terör örgütü oldu. PKK’nın Suriye uzantısı PYD ve DEAŞ.
PYD ve DEAŞ’ın, Türkiye sınırındaki bazı bölgeleri ele geçirmesi, Suriye ile 911 kilometre sınırı bulunan Türkiye'nin güvenliği için büyük bir tehdit oluşturmaya başladı.
Özellikle ABD tarafından yoğun bir şekilde desteklenen PYD, Ağustos ayının başlarında, aldığı bu büyük destek sayesinde Münbiç’i ele geçirdi. Bu adım ile terör örgütü PYD, Türkiye’nin ‘kırmızı çizgisini’ aştı. Türkiye, daha önce defalarca, Fırat Nehri’nin batısını milli güvenliği için hassas nokta olarak gördüğünü söyleyerek sert ikazlarda bulunmuştu.
Bardağı taşıran son damla: Gaziantep saldırısı
Terör örgütü DEAŞ sınır Türkiye’nin sınır şehirlerine roketli saldırılarını gün geçtikçe artırmaya başladı. Hemen her gün Kilis, Hatay gibi güney sınırına saldırı üstüne saldırı gerçekleştirilince, Türkiye güvenlik tedbirlerini artırma kararı aldı.
Türkiye, güney sınırında PYD ve DEAŞ tehlikesiyle karşı karşıya kalmışken, 20 Ağustos’ta kendi sınırları içinde büyük bir olayla sarsıldı. Gaziantep’te bir sokak düğününe DEAŞ tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 59 kişi hayatını kaybetti, 90’dan fazla kişi yaralandı.
Ve ‘Fırat Kalkanı’ başladı
Türkiye’nin maruz kaldığı saldırılar, özellikle sınır illeri olmak üzere ülke genelindeki vatandaşlarının can güvenliğini tehdit ediyordu. Güneyinde PYD ve DEAŞ’ın etkin olması, Türkiye’yi harekete geçirdi ve tüm bu olaylar neticesinde 24 Ağustos 2016 sabahı, TSK tarafından Özgür Suriye Ordusu ile birlikte, ‘Fırat Kalkanı’ Harekatı başlatıldı. Fırat Kalkanı Harekatı’nı, 15 Temmuz’da darbecilere ilk kurşunu sıktıran Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı yönetiyor.
Türkiye, Fırat’ın batısının kendisi için hassas nokta olduğunu defalarca hatırlattığı terör örgütlerine mesaj vermek amacıyla Fırat Kalkanı ismini tercih etti.
Saat saat Fırat Kalkanı
24 Ağustos 2016 gecesi Fırat Kalkanı Harekatı şöyle başlatıldı:
02.00 Özel Kuvvetler’e mensup keşif taburu Cerablus’a girdi.
04.00 TSK çok namlulu roketatar sistemleri (ÇNRA) ve Fırtına obüsleri ile DEAŞ’ı vurmaya başladı.
06.08 F16’larla DEAŞ’a hava harekatı başlatıldı.
10.00 Tanklarımız, Suriyeli muhaliflerle birlikte Cerablus istikametinde Suriye’ye girdi.
10.30 DEAŞ’ın döşediği antitank mayınları temizlendi.
11.50 Cerablus merkezinin 5 kilometre batısındaki 5 köy DEAŞ’tan temizlendi.
16.00 Operasyon başlatıldıktan 12 saat sonra Cerablus’a girildi.
TSK ve ÖSO’nun Fırat Kalkanı’nda gerçekleştirdiği hedefleri
TSK'nın başlattığı operasyon kapsamında ilerleyişini sürdüren ÖSO birlikleri, kısa süre içerisinde DEAŞ'ın yanı sıra terör örgütü PKK/PYD'yi de bölgeden püskürttü ve Cerablus bölgesinde hâkimiyeti sağladı. 29 Ağustos'ta terör örgütü PKK/PYD Sacur Nehri'nin güneyine püskürtülürken, DEAŞ ise Cerablus ve çevre bölgelerden tamamen temizlendi. 1 Eylül tarihinde Türkiye'nin Kilis-Gaziantep sınırı terör örgütü DEAŞ'tan tamamen temizlendi ve Azez-Cerablus hattında kontrol sağlandı.
TSK, desteğiyle El-Bab'a doğru yönelen ÖSO birlikleri 19 Eylül tarihinde Mare-Azez-Cerablus-Çobanbey ve çevresinde kontrolü tamamen sağlandı. DEAŞ'ı bölgeden temizlenmesinin ardından terör örgütü PKK/PYD'nin kuzeyden ilerleyişi de durduruldu.
Önce Dabık, sonra El-Bab temiz
Fırat Kalkanı’nın Cerablus’tan sonra ikinci önemli zaferi, Dabık köyünün ele geçirilmesiyle gerçekleşti. Dabık'ta büyük bir savaşın yaşanacağını ve savaştan sonra kıyametin kopmaya başlayacağı inancına sahip olan DEAŞ'ın kontrolünde bulunan bölgenin temizlenmesi, örgüte büyük bir darbe indirdi. Dabık'ın kontrol edilmesi ile birlikte yaklaşık 1000 kilometre karelik alan terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD'den temizlenmiş oldu.
Fırat Kalkanı Harekatı, yüzde yüz meşru bir operasyon. Türkiye, sınır güvenliği ve iç güvenlik tehdidi gerekçeleriyle uluslararası anlaşmaların verdiği hakkı kullanarak DEAŞ terör örgütüne yönelik bu operasyonu başlattı.
Fırat Kalkanı’nda amaç ne?
24 Ağustos'ta Cerablus'ta bulunan DEAŞ hedefleri havadan ve karadan vurulması ile başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, Dabık ve El Bab’ın da alınması ile daha da güçlendi. Yakın tarihteki ilk hedef Münbiç’in ardından son hedef olan Rakka’ya başlatılacak operasyonda ise ABD ve Rusya ile ortak hareket edilerek tamamlanması bekleniyor.
Bu büyük çaptaki operasyonun asıl amacı sınır güvenliğinin sağlanması. 6 yıldır Suriye’de süren iç savaş ile birlikte terör örgütleri tarafından sınır bölgesinde ve şehirlerde meydana gelen saldırıların önüne geçilmesi amacıyla başlatılan operasyon, TSK’nın kendi belirlediği hedefler çerçevesinde devam edecek. TSK’nın önceliği terörle mücadele noktasında ve sınır güvenliği noktasında Türkiye’yi tatmin edici bir noktaya ulaşana kadar Fırat Kalkanı Operasyonun sürdürülmesi.
Operasyonun ortaya çıkardığı en önemli noktalardan biri ise Batı medyasında gündeme getirilen, 'Suriye'de DAEŞ'e karşı savaşan tek etkili ve güvenilir güç YPG'dir' efsanesinin Cerablus operasyonuyla çökmesi. TSK destekli ÖSO’nun Cerablus’un temizlenmesinin ardından El-Bab’ın ÖSO kontrolüne geçmesi ile birlikte Fırat Kalkanı operasyonunda güney sınırlarına ulaşılmış oldu. Bu ise Suriye muhalefetine verilecek net ve sağlam desteğin DEAŞ'e karşı etkili olabileceğinin ortaya çıkması.
Çok bilinmeyenli bir denklem: Münbiç
Bab sonrası en önemli hedef olan Münbiç ise tam bir sarmal. ABD destekli terör örgütü PYD militanlarının kontrolü altındaki MÜnbiç’in temizlenmesi konusunda TSK’nın müdahelesini üç ana aktör de istemiyor. Bölgede söz sahibi olmak isteyen ABD, Rusya ve Esed ÖSO’nun TSK destekli Fırat Kalkanı Operasyonun devamının Münbiç’te olmasından rahatsız.
Türkiye henüz Münbiç operasyonuna başlamadı. Obama başkanlığı döneminde PYD’nin bölgeden çekileceğine dair taahhütte bulunmuşken, Trump ile birlikte değişen yönetim herhangi bir girişimde bulunmuyor. Türkiye hükümeti tarafındna yapılan açıklamalarda ABD’nin sözünde durmadığına vurgu yapılıyor.
Münbiç’in temizlenmesi için Türkiye’nin ya ABD’yi razı ederek PYD’yi bölgeden çıkartmayı sağlaması yahut ABD ile ortaklık yolu ile Münbiç’i temizleyebilir. Fakat bu operasyonun biraz zaman alacağı öngörülüyor.
Fırat Kalkanı Harekatı'nın son hedefi ise Rakka. Münbiç’te varılacak çözümün ardından gelecek olan Rakka’ya düzenlenecek operasyon için iki hedef çiziliyor. Birincisi Münbiç üstünden Rakka’ya ulaşmak. İkincisi Tel Abyad üzerinden Rakka’yı temizlemek.