AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y E M E K
Bir başka olur sultanların sofrası

Geçen hafta bir yolculuk yaptım… Bildiğiniz yolculuklardan değil. Zamanda yolculuk… Düne, önceki güne, giderek daha eskilere 450-500 yıl öncesine gittim... İstanbul'un fethinin 550. yılı kutlanıyorken, tarihe yaptığım bu yolculuk bir hayli keyifliydi…

Padişahların sofrasındaydım bu hafta… 1555'te Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethin 100. yılı münasebetiyle Mimar Sinan'a yaptırılan Süleymaniye Camii külliyesi'ndeki Daruzziyafe'deydim…

İlk zamanlar imaret olarak kullanılan mekan, sonraları Osmanlı İmparatorluğu'nun ziyafet salonu olarak kullanılmaya başlanıyor. Uzun bir süre de Türk İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet veren mekan 1991'de asli unsurlarına sadık kalınarak Türk mutfak kültürünün hizmetine sunulmuş.

Süleymaniye'nin muhteşem görüntüsünü hayranlıkla izleyerek Daruzziyafe'nin taş binasından içeri girdim. 500 yılın tanığı çınar, ortama serinlik saçan havuz gözüme ilk ilişen güzelliklerdi..

VİTAMİN DEPOSU SÜLEYMANİYE ÇORBASI

Ziyafetime zeytinyağlılarla başladım… Biber dolmasından, barbunyaya, patlıcandan, favaya (bakla) kadar en leziz çeşitler bir araya toplanmış. Ama favanın yeri ayrıydı doğrusu. Başlangıç için süleymaniye çorbası da tadılmaya değer. İçinde yok yok. Ispanak, havuç, kereviz, kabak ve minik et köfte…Bir vitamin deposu olan çorba, bir o kadar da lezzetli...

Devamında ana yemek tercihimi piliç karnıyarıktan yana kullandım. İsmini ilginç bulduğum için denediğim yemeği yerken, bu lezzeti geç keşfettiğim için hayıflandım.. Piliç karnıyarık, özellikle yaz mevsimi için ideal bir yemek, kesinlikle rahatsızlık vermiyor. Merak edenler için söylüyorum, klasik karnıyarığa parça et konulur, buna ise tavuk parçacıkları konulmuş.

Yemeğin yanında içtiğim kuşburnu şerbeti de damağımda değişik bir lezzet bıraktı.

Misafirlerimden biri ana yemek tercihini Abant kebabından yana kullandı. Pidelerin üzerine kendi özel yoğurdu bulanarak, parça halinde bol bol kuzu etiyle donatılmış, iskender kebabını andıran bir yemek çeşidi.

TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI

Bir yandan görev bilinciyle yerken diğer yandan müessese müdürü İsrafil Bey'i dinliyoruz…İsrafil Bey, Daruzziyafe Mutfağı'nda, Osmanlı döneminden 500'e yakın yemek çeşidinin bulunduğu, menünün her gün değiştiğini söylüyor. Günlük 45-50 farklı yemek çeşidi sunduklarını anlatan İsrafil Bey, çeşitlerin müşterilerden gelen talebe göre de arttırılabildiğini ekliyor. Hedeflerinin unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı Saray Mutfağı'nda yapılan yemekleri günümüze kazandırarak, herkese bu muhteşem lezzetleri tattırmak olduğunu söyleyen İsrafil Bey, yemeklere özellikle yabancı turistlerin çok ilgi gösterdiklerini söylüyor.

BADEMLİ ELMA TATLISI MUTLAKA DENENMELİ

Tatlı olarak tavsiye üzerine bademli elmayı denedim. Sert elmanın içine badem doldurulup üzeri yine elmayla kapatılan şahane bir Osmanlı saray tatlısı. Yaz mevsiminde yenilebilecek hafif bir tatlı. Mutlaka denenmeli. Misafirim de hikayesini ilginç bulduğu fukara keşkülünü tercih etti. Sütlü tatlılarla arası iyi olanların mutlaka tatması gereken, çok az yerde yenilebilecek olan güzel bir tatlı.

Daruzziyafe'deki lezzet şölenini zencefilli ve havlıcanlı çayla tamamlıyoruz. Cumartesi akşamları 20:00-21:30 arası fasıl müziği ziyafeti de verilen mekan 12:00-23:00 saatleri arası hizmet veriyor. Otopark problemi yok. Ankara ve Bursa'da şubeleri de var.

Gittim, gördüm, tattım, memnun kaldım. Lezzet keşfine çıkmak isteyenlere de tavsiye ederim...
Tel: (0212) 511 84 14

FUKARA KEŞKÜLÜNÜN HİKAYESİ

KEŞKÜL: Hindistancevizinin içi oyularak yapılan bir tatlı çeşididir. Adalete ve halkın huzuruna çok önem veren Osmanlı kadıları, belirlenen bir zamanda halkın içine karışır ve dilencilik yaparlarmış. Bu iş için de keşkül denilen kaplardan yararlanırlarmış. Bu şekilde halkın durumunu görür, sıkıntılarını da anlarlarmış. Gayet doyurucu ve insanı tok tutan tatlının bu kaplarda fakir fukaraya dağıtılması da, adının bu şekilde anılmasına neden olmuştur.

ELEŞTİRİLERİM

  • Böyle bir mekanın Türk insanından ziyade yabancılara tanıtılması önemli bir eksiklik

  • Salon içinde aydınlatma aracı olarak spotların kullanılması ortamın havasına uymamış. Tarihi avizelerin olmasını tercih ederdim.

    LEZZETLİ SÖZLER

    Tatsız çorbaya tuz neylesin
    Akılsız başa söz neylesin
    (Atasözü)


  • 15 Haziran 2003
    Pazar
     
    RAMAZAN BİNGÖL


    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED