Arapça karşılığı nezir olan adak, kişinin dinen yükümlü olmadığı hâlde, farz veya vacib türünden bir ibadeti yapacağını vadetmesi ve Allah’a söz vermesi demektir. Başka bir deyişle adak, ferdin arzu ettiğine kavuşmak, korktuğundan sakınmak hususunda Allah’ın yardım ve desteğini sağlamak amacıyla, kendiliğinden birtakım dini mükellefiyetler altına girmesi olarak da yorumlanabilir.
İYİ KULLARIN VASIFLARINDANDIR
Kur’an-ı Kerim’de, verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması, Allah’a verilen sözün tutulması emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır. Hadislerde de Hz. Peygamber (sav), Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya mâsiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir. Dolayısıyla adağın yerine getirilmesi Kitap, Sünnet, icma ve akıl deliliyle sabittir.
Bir adağın dinen geçerli olabilmesi içinse adayanda ve adanan şeyde birtakım şartların bulunması gerekir. Adayan kimsede bulunması gereken şartlar 2’dir: Müslüman olmak ve akıllı olup ergenlik çağına gelmiş olmak.
ADANAN ŞEYİN ŞARTLARI
Adanan şeyde bulunması gerekli şartlar ise şunlardır:
1. Adanan şeyin gerçekte mümkün olması ve dinen de makbul bulunması. Mesela: “Gece oruç tutmak adağım olsun” denmesi olmaz. Çünkü gece, oruç tutma zamanı değildir.
2. Adanan şeyin bir ibadet çeşidi olması gerekir. İbadet olmayan şeyi adamak muteber değildir. “İçki içmek adağım olsun” veya “Şu kişiyi dövmek adağım olsun” gibi.
3. Adanan şey farz veya vacip cinsinden bir ibadet olmalıdır. Namaz, oruç, hac, sadaka, itikâf, kurban gibi ibadetler adak olabilir. Ama sevap olan fakat bizzat ibadet olmayan, hasta ziyareti, cenazeyi uğurlama, abdest alma, gusletme, mescide girme, mevlit okutma ve benzeri şeyleri adamak sahih değildir.
4. Adanan malın adama esnasında, adayanın mülkiyetinde bulunması veya adağın mülke yahut mülk sebebine izafe edilmiş olması. Buna göre sahip olunmayan bir malı sadaka olarak adamak muteber değildir.
5. Adanan şey adayana önceden farz veya vacip olmamalıdır. Vakit namazları, Ramazan ayı orucu, farz olan hac ve vacip olan kurban gibi bir ibadet adanacak olursa bu da geçersizdir. Çünkü adayan, adaktan önce bunlarla yükümlüdür. Türbelere mum yakmak, bez bağlamak, horoz kesmek, şeker ve helva dağıtmak gibi adak âdetlerinin de dinde yeri yoktur.
ADAK ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Adaklar genel olarak mutlak ve mukayyed olmak üzere iki kısma ayrılır.
Mutlak adaklar: Herhangi bir şarta bağlı olmayan adaklardır, “Allah rızası için şu kadar gün oruç tutacağım” veya “Allah rızası için kurban keseceğim” gibi.
Mukayyed adaklar: Herhangi bir şarta bağlanmış olan adaklardır. “Allah hastama şifa verirse, falan kimse gelirse” veya “Çocuğum okulu bitirirse, bir kurban keseceğim” gibi.
YERİNE GETİRİLMESİ VACİPTİR
Adanan şey ismen belirtilmişse adak ister mutlak, ister mukayyet olsun, yerine getirilmesi vaciptir. Adak, herhangi bir zamana veya şarta bağlanmamışsa yani mutlak adaksa adanır adanmaz borç olur ve hemen yerine getirilmesi müstehab olur. Eğer adak mukayyed ise yani herhangi bir şarta bağlanmışsa mesela, “Eğer Allah hastama şifa verirse, bir ay oruç tutmak adağım olsun” demiş ise hastası iyi olunca bir ay oruç tutması vacip olur.
EN ÇOK ADANAN İBADET: KURBAN
Adak adamada en çok dile getirilen ibadetlerden biri muhakkak kurban kesmektir. Adak kurbanının nitelikleri ise kurbanlık hayvanlarla aynıdır. Özetle, belirli yaşları tamamlamaları gerekir. Buna göre 5 yaşını dolduran deve, 2 yaşını dolduran sığır ve manda, 1 yaşını dolduran koyun ve keçi kurban edilebilir. Ayıplardan uzak, sağlıklı, azaları tam ve besili olması gerekir. Adak kurbanı eğer mutlak bir adak ise hemen, mukayyed bir adak ise şart yerine gelince kesilmelidir. Ayrıca adak kurbanının etini adayan, kendisi yiyemeyeceği gibi, eşi, annesi, babası, dede ve nineleri ile çocuk ve torunları da yiyemez. Ayrıca adak etinin tamamının fakirlere dağıtılması gerekir, dinen zengin sayılanlar da adak etinden yiyemez.