Her yıl milyonlarca tonu havaya karışan çöl tozları bu yıl da ülkemizin de yer aldığı geniş bir coğrafyayı etkiliyor. Doğu Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’nin Sahra ve Arap çölü tozlarına maruz kaldığını belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Öğretim Üyesi Dr. Seha Akduman, rüzgarla taşınan ince toz partiküllerinin solunum yolu hastalıklarının yanı sıra kalp-dolaşım sisteminden, gözlere kadar pek çok sağlık sorununa yol açtığını anlattı.
SOLUNUMU DOĞRUDAN ETKİLİYOR
Bebek, çocuk, yaşlıların yanı sıra kalp hastaları ve diyabetli kişilerin riskli grupta yer aldığını hatırlatan Akduman, “Hastalarda astım nöbetleri, solunum zorlukları ortaya çıkabildiği gibi özellikle uzun süre toza maruz kalanlarda kronik solunum ve kalp hastalıkları görülebilir” dedi.
Soluduğumuz havada olması gerekenden fazla miktarda partikül olmasının solunum sistemini doğrudan etkilediğini anlatan Akduman, “Bu durum özellikle astım gibi solunum yolu rahatsızlığı olan kişilerde semptomları artırabilir. Toz partikülleri solunum yollarını tahriş ederken, öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir” diye konuştu. Akduman, çöl tozları sebebiyle havadaki partikül sayısının artmasına bağlı olarak yeni tanılı astım hastalarının görülebileceğine dikkat çekti.
İLAÇ İHTİYACI ARTABİLİR
Sigara içenler ve alerjik bireylerin de risk altında olduğuna dikkat çeken Akduman, “Açık havada uzun süre geçirenler için risk daha yüksek. Bu durumun olumsuz etkileri kalıcı da olabilir. Hafif düzeyde bronşiyal hassasiyeti olan kişilerde çöl tozunun etkisi ile astım başlayabilir. Ayrıca ilaçsız takip edilen hastalarda tekrar ilaç ihtiyacı artabilir” ifadelerini kullandı.
AÇIK HAVAYI KISITLAYIN
Özellikle kronik akciğer ve kalp hastalarının bu dönemde çok daha dikkatli davranması gerektiğini belirten Akduman, korunma önlemleri konusunda da bilgiler verdi. Akduman şöyle konuştu: “Başta bahsettiğimiz bu grup olmak üzere bu meteorolojik olaylardan olumsuz etkilenmek istemeyenler açık havada geçirilen zamanı kısıtlamalı. Ayrıca kronik akciğer hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmaya özen göstermesi ve havalandırma filtrelerinin bakımının yapılması da oluşabilecek olumsuzlukların azaltılmasına yardımcı olacaktır. Yeni başlayan öksürük, nefes darlığı, balgam, hışıltılı solunum, çarpıntı, göğüste baskı hissi gibi yakınmalarda kalıcı hasarı önlemek için göğüs hastalıkları uzmanına başvurun.”
POLENLER KAPIYA DAYANDI
Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar alerjik hastaya rastlandığını belirten Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi KBB Uzmanı Prof. Dr. Sefa Dereköy, İstanbul başta olmak üzere yurdun bazı bölgelerinde etkili olan toz taşınımı ve bahar aylarının gelmesiyle etkisini artıran polenlerin, alerjik bünyeye sahip kişilerin hayatını olumsuz etkilediğini anlattı. Toza maruz kalanların sık sık burnunu yıkamasını tavsiye eden Dereköy, eczanelerden deniz suyu gibi hazır prepatların alınabileceğini söyledi. Alerjiden korunmanın en önemli yolunun alerjenden uzak durmak olduğunu ifade eden Dereköy, bu mümkün olmuyorsa, maske kullanmayı önerdi. Türkiye’de 9 bin civarında bitkisel örtüye işaret eden Dereköy, bunların yaklaşık yüzde 20'sinin alerjen olduğunu hatırlattı. Polenlerin özellikle bahar aylarında çoğalarak rüzgarla salındığını kaydeden Dereköy, "Bu durum hastalarımızda burun akıntısı, hapşırık, gözlerde yaşarma gibi şikayetler yaşamasına yol açıyor. Tedavide en kıymetli aşama maruz kalmamak. Polenler sıcak ve esintili havalarda yoğunlaşıyor. Hava kalitesinin düştüğü bu dönemlerde dışarı çıkılmamalı, çıkılması halinde ise maske kullanılmalı” değerlendirmesi yaptı.