Yine dışarıdayım. Londra'da. Önceki gün, yazıyı erkenden yazsam, diyordum, uçağa bineceğiz, kafamda yazı telaşesi kalmasın.
Sonra, akşama doğru, tam yazıya oturmuştum, Başbakan Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kabineyi sunacağını öğrendim. Dedim ki, hükümet kurulurken başka yazı yazılmaz, bekleyeyim.
Eskiden hükümetler daha kısa zamanda mı kuruluyordu?
Sanki bugün hükümeti kurma görevi veriliyor, yarın öbürgün, bilemedin üç gün sonra kabine tamam oluyordu.
Bu sefer uzun sürdü. Oldu sonunda. Ne derler, '
.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine oluşturulurken, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'yla istişare etmesinin uygun olacağını söylüyordu.
Şöyle listeye hızlı bir göz attım. Anladım ki, istişare edilmiş. Hem de çok.
Bilirsiniz, Hükümet kurulmadan önce, siyasetçiler, gazeteciler, '
' oynarlar.
Kim bakan olacak? Filan bakanlığa kim gelecek? Kim '
?' Kim, '
?'
Ben bu sefer hiç toto oynamadım.
Doğrusu, çevremde de insanlar, 'toto'ya çok istekli değildi.
Yani, önceden atıp da tutturamama sorunumuz yok.
Yabancı web sitelerinde F.A.Q. diye bir kısaltma vardır.
Frequently Asked Questions
... Türkçesi, sık sorulan sorular.
Kabineyle ilgili, 'sık sorulan sorular' vardı.
Mesela, 'Ali Babacan bakan olur mu' sorusu memleketin her tarafında soruluyordu. Sade memlekette değil, memleket haricinde de soruluyordu.
Veya, Binali Yıldırım, bakan olacak mı olmayacak mı? Bu da sık sorulan sorulardandı.
Deniliyordu ki, yatırımcı bakanlıkların koordinatörlüğü Binali Yıldırım'a verilebilir. Böyle düşünceler de vardı.
Berat Albayrak'a hangi bakanlık verilir?
Bu da, 'favori' sorulardan biriydi.
Başka?
İçişleri Bakanı Efkan Ala... O da soruluyordu.
Yalçın Akdoğan. Ömer Çelik, Taha Özhan, Ali Sarıkaya...
Aaa, ne kadar çok bakan soruyormuş insanlar?
Fakat dikkat ederseniz, sorular, biraz 'maksatlı.'
Kimin bakan olacağını anlamaktan ziyade, kabinenin oluşumunda Cumhurbaşkanı'nın mı, Başbakan'ın mı daha etkin olacağını anlamaya matuf.
Sadece 'Ali Babacan' sorusunda, bu maksada ilave olarak, '
ekonomi yönetiminde köklü bir üslup değişikliği
' olup olmayacağını anlama saiki var.
Şimdi gördük. Ali Babacan kabinede yok.
Çok mu değişecek ekonomi yönetimi? Yani, rayından mı çıkacak?
Zannetmiyorum. Mehmet Şimşek kabinede. Bu, devamlılık alametidir. Naci Ağbal da, ekonomi çevrelerine itimat telkin eden bir isim. Keza, Mustafa Elitaş.
Evet, Babacan, iş çevreleri ve piyasalar açısından içeride ve dışarıda itibarlıydı. Fakat bu ekiple de, herhalde, ekonomi yönetimindeki istikrar devam eder.
Yine de 'öngörüler'de aşırı gitmemek lazım. Ben, bazen yanılıyorum. Takip edenler bilir, yanıldığımı da yazmadan duramıyorum.
Binali Yıldırım, başarılı bir Ulaştırma Bakanı'ydı.
Kongre öncesinde bazı siyasi 'hamle'leri olmuştu. Bu, iyi bir hatıra değildi.
Yıldırım, yeniden Ulaştırma Bakanı. Bu bir 'uzlaşma' alameti.
Çok sorulan isimlerden Berat Albayrak da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına getirildi.
Tabii ki, tartışmalar olacak, özellikle Albayrak'ın Cumhurbaşkanı'yla akrabalığı sebebiyle.
Yine de, 'yanlış oldu', 'çok isabet oldu' gibi yargılara girmemekte fayda var. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu icraat gösterir.
Efkan Ala'nın yeniden İçişleri Bakanlığı'na gelmesi önemliydi. Sadece ekonomide lazım değil istikrar. İçişlerinde de lazım.
Efkan Ala için yaptığım istikrar vurgusunu Yalçın Akdoğan için de yapmam uygundur.
Malatya, AK Parti'ye çok oy veren bir şehir. Orada Bülent Tüfenkçi'de karar kılınmış. Yani, bana sorarsanız 'orta yol' bulunmuş.
Trabzon da, bakansız olmazdı. Bu kez, Süleyman Soylu'yla temsil ediliyor.
Yeni kabinede, önemli değişikliklerden biri, Kültür Bakanlığı. Mahir Ünal, AK Parti'nin dinamik siyasetçilerinden biri. Bu kez öngörüde bulunmuyorum. Temenni ediyorum, ümit ediyorum. İnşallah kültür alanında iyi şeyler olur.
AK Parti Hükümetine ilk kez dahil olan siyasetçilerden biri de Tuğrul Türkeş. 'Fetret dönemi'ndeki inisiyatifi bir kadirşinaslığı gerektiriyordu. Böyle tecelli etti.
Kimler kaldı, 'sık sorulan sorular'dan ve yeni bakanlardan bahsini etmediğim?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Gül Demet hanımlar kaldı.
Nezaket, hanımlara öncelik tanımayı gerektirirdi. Fakat, siyaset tuhaf şey. Kendi önceliğini kendi kuruyor. Her ikisine de hayırlı olsun.
Şimdi, yeni bir dönemde AK Parti. Bu dönem, 'İlahi bir ikram' gibi. Herşeyi güzel kılmak için yeni bir fırsat.
Kabinedeki bütün isimler açısından, hele de kabinenin üstündeki isimler açısından, belki de şimdiye kadarkilerin hepsinden daha zor, daha zorlu bir imtihan dönemi.
Allah muvaffak etsin.