Allah zengindir siz fakirsiniz

04:0015/07/2015, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Yusuf Ziya Cömert

Bende, annemden miras bir'Ramazan'a veda hüznü'vardır.“Ramazancığımız gidiyor"derdi rahmetli annem, Ramazan'ın sonuna yaklaştığımız günlerde,“Bir dahakine ya nasip."Ramazan-ı Şerif, hatırı çok yüksek bir konuk gibi gelir evlerimize.Anamız gibi.Babamız gibi.Başımızın tacı gibi...(Ya da eğer bizsek ana-baba, oğlumuz gibi, kızımız gibi.)Gitme zamanı yaklaşınca, üzülürüz.Başkasına karışmam, ben üzülürüm.(Nedir ana-baba? Amerika'da, Avrupa'da ana-baba halleri sanki bir rol bölüşümü meselesi.Soğukkanlılar.

Bende, annemden miras bir
'Ramazan'a veda hüznü'
vardır.

“Ramazancığımız gidiyor"
derdi rahmetli annem, Ramazan'ın sonuna yaklaştığımız günlerde,

“Bir dahakine ya nasip."

Ramazan-ı Şerif, hatırı çok yüksek bir konuk gibi gelir evlerimize.

Anamız gibi.

Babamız gibi.

Başımızın tacı gibi...

(Ya da eğer bizsek ana-baba, oğlumuz gibi, kızımız gibi.)

Gitme zamanı yaklaşınca, üzülürüz.

Başkasına karışmam, ben üzülürüm.

(Nedir ana-baba? Amerika'da, Avrupa'da ana-baba halleri sanki bir rol bölüşümü meselesi.

Soğukkanlılar. Daha doğrusu soğuklar.

Sanki, bir 'ajans' koymuş onları aynı ailenin içine. Bir tür
'casting.'

Allah'a şükür, biz ana-baba konusunda Amerika'dan da, Avrupa'dan da çok ilerideyiz.)

* * *

İyi de,
'Ne zaman gelecek mübarek 11 aylar'
diyen de biz değil miyiz?

Biziz.

Allahu Teala'nın bütün ayları mübarektir.

Müslümanların böyle nükteli
'konuşuk'
ları olur bazen.
'Adı Ramazan olan birisiyle karşılaşmak da istemiyorum'
der mi insan.

Der.

Tıpkı, Tonyalı'nın, sırtında odun yüküyle yayladan aşağı inerken, suyun başında, Allah'a hitap etmesi gibi.

Bitkin, yıkık, ayakta duramıyor. Ama oruçlu. Fena susamış.

Suyu avuçluyor, çarpıyor yüzüne. İçesi var, çok.

Dudakları, suyun sesini bile sünger gibi emiyor. Allah'ım ne güzel o susuzluk.

Avucunda su, sesleniyor Allah'a.

“Ey Allahum... Şimdi, ben habu suyi içsem icerum."

“Fekat, senun haturun için içmeyirum oni."

“Yarın Ahırette habu iyiliğumi unutma."

Görüyor musun Tonyalı'yı? Allah'a iyilik etmiş, karşılığını istiyor!

Sipariş işte.

Ben böyle bir kulu Allah'ın çok sevdiğini ümid ediyorum.

Fakat, taklitlerinden sakınınız!

* * *

“Allahu ganiyyun ve entumu'l fukaraa."

“Allah zengindir, siz fakirsiniz."

Ben bu Ayeti, ilk, bir zenginin düğününde farkettim. Kuvvetli ve terbiyeli bir sesi vardı hafızın. Sanki, ayete yaslanarak silkeliyordu zenginleri.

Farkında mıydı zenginler?

Zenginler, bakın etrafınıza. Fakir kimse var mı?

Bakın etrafınıza, fakir arkadaşınız var mı?

Kim, o fakir arkadaşın? Görüyor musun?

Görsen tanır mısın?

Bakın... Kapınızdan içeri fakir girebiliyor mu?

Felaket, herhalde şudur:

Hiç bir fakir arkadaşımız yok. Hiç, fakirle sofraya oturmuyoruz.

Eğer, fakirliği,
'teorik'
bir olgu olarak, bir '
varsayım'
olarak, bir
'virtüel gerçeklik'
olarak biliyorsak.

Fakirler için yapabileceğimiz tek şey,
'beğen'
i tıklamaksa, bir takım lafları
'retweet'
lemekse, başka bir felakete lüzum yok.

* * *

Gidiyor Ramazan-ı Şerif. Tamam, anladık, hüzün.

Bayram yok mu?

Doğu Türkistan, Arakan, Gazze, Halep, Şam?

Kuds-i Şerif?

Bayramda, yıkık yıkık mı dolaşacağız.

Hayır.

Bayramın hakkı verilir.

Filistin'de de..

Ramallah'ta veya Gazze'de.

Kaşgar'da veya Kahire'de.

Sarayevo'da, Mogadişu'da...

Hatta, Paris'te, Cezayirli bir Müslüman tezgahtarın olduğu yerde...

New York'ta, Mısırlı bir Müslüman otobüs şoförünün olduğu yerde...

Petersburg'da... Bir Müslümanın, eski harflerimizle
'erler taharethanesi'
levhasının altında abdest aldığı yerde...

Allah'a şükür, Bayram-ı Şerif vardır.

* * *

İyi ki bitti Ramazan. İyi ki bayram geldi.

Bakın nasıl sürpriz.

Ramazan'da ab-ı hayat getirseler içmezsiniz.

Padişah sofrasına çağırsalar gitmezsiniz.

Sizin padişahınızın sofrası, iftar sofrasıdır.

Ayrıca... Vardır öyle bir söylenti ama, asla, hiç bir şekilde, bir takım insanların güpegündüz yemek yemesine zerre kadar imrenmezsiniz.

Yerse yesinler.

Bayram sabahı. Namazdan çıktınız.

Size çay sundular. Sabah sabah.

İçebiliyorsunuz!

Bu ne acayip bir şeydir.

Bilen bilir bu 'acayiplik'i. Bilmeyene anlatamayız.

'Men lem yezuk, bilmez yazuk.'

(Türkçe-Arapça karışımı bir medrese deyimi. Karadeniz şivesiyle 'tatmayan bilmez.')

Bugün ne yaptım?

Yazacak çok şey vardı.

Ne mi vardı?

Amerika, İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda Tayyip Erdoğan'la Davutoğlu'nun dediği yere geldi. Bu yazılırdı.

Anayasa Mahkemesi, yargının adil olmadığını bir defa daha kanıtladı.

Tam aksi istikamette karar verseydi yine aynı şeyi kanıtlayacaktı. Bütün seçeneklerin aynı zamanda doğru ve aynı zamanda yanlış olduğu bir zeminde neye ne diyeceksin?

Ama yazardım. Yazılırdı.

Bir de, haşa huzurdan def-i hacet sıfatlı bir mahluk, reisicumhura küfür etme yazısı yazmış.

Ona da çok küfür etmek istedi canım.

Dedim ki, bayram bitene kadar yazım yok.

Bugün, Ramazan'a veda edeyim.

Bayramlaşayım.

Efendim, Ramazan Bayramınız Mübarek olsun.
#Ramazan
#Tayyip Erdoğan
#Gazze