Son zamanlarda Türkiye ile diğer ülkeler arasında fevkalade yoğun bir görüşme trafiği var. Saatler süren aramalar ve toplantılar gerçekleştiriliyor. Küresel ve bölgesel istikrar yanında ekonominin de bu toplantılarda ağırlıklı konu olduğu anlaşılıyor. Mesela geçen haftaki Soçi toplantısı bunlardan birisiydi.Cumhur-başkanının Soçi ziyaretinden güvenlik konuları yanında çıkan en önemli iki sonuç, ruble ile enerji ticareti ve Şangay Beşlisi toplantısına katılım konularıydı. Tüm dünyanın ilgisini çeken
Son zamanlarda Türkiye ile diğer ülkeler arasında fevkalade yoğun bir görüşme trafiği var. Saatler süren aramalar ve toplantılar gerçekleştiriliyor. Küresel ve bölgesel istikrar yanında ekonominin de bu toplantılarda ağırlıklı konu olduğu anlaşılıyor. Mesela geçen haftaki Soçi toplantısı bunlardan birisiydi.
Cumhur-başkanının Soçi ziyaretinden güvenlik konuları yanında çıkan en önemli iki sonuç, ruble ile enerji ticareti ve Şangay Beşlisi toplantısına katılım konularıydı. Tüm dünyanın ilgisini çeken bu kararlar, zamanlaması itibariyle çok belirleyici gelişmelerdir.
Şangay Beşlisi toplantısı haberi bundan 10 yıl önce gündeme düşse; toplum mühendislerince “
başlıkları atılırdı. Şimdi iç kamuoyunda böyle bir tartışma açılmıyor olması dahi Batı bloğunun, Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiğine işaret eder. Türkiye, gerçekten ama gerçekten eskisi gibi yönlendirilip yönetilecek bir ülke değil artık. Kendi oyununu kendi kurduğuna kendi kamuoyu çoktan ikna olmuş bir ülke, Türkiye.
Doğu, Türkiye ile bu farkındalıkla güvene dayalı bir ilişki geliştiriyor. Batı ise belki de canını sıkmak üzere yaptıklarına ve yapmak istediklerine duyarsız kalarak Türkiye’nin güvensizliğe dayalı bir temkinlilik geliştirmesine yol açıyor.
Batı, Türkiye’ye her şartta güvenebileceğini bildiğinden Türkiye’nin güvenini kaybetme körlüğüne düşmüş durumda. Soçi toplantısından çıkan bu sonuçlar, Batı’yı içinde bulunduğu dalgınlığından ayıktırabilir, yoksa daha da geç kalacaktır. Batı, Türkiye ile daha dengeli bir ilişki kurmayı düşünmelidir. Ya da Avrupa…
Avrupa’nın Türkiye ile güven ilişkisi kurabilmesi içinse paçasını ABD’den kurtarması gerekir gibi geliyor. Çünkü Avrupa, ABD’nin peşinden gittikçe irrasyonel davranıyor. Düşünsenize; Almanya’daki doğalgaz depolama alanları dahi Gazprom’unken ABD, Avrupa’yı yaptırımlara sürükleyebilmiştir. Türkiye ile ilişkilerindeki irrasyonalite de bu minvalde görülebilir.
Ruble cinsinden enerji ticareti ise Şangay Beşlisi ile beraber okunduğunda çok ilginç bir karardır. Normalde Rusya, kendisine dost olmayan ülkelere ruble ile enerji satmayı benimsemişti. Bunun amacı, yaptırımlarla gelen belli kısıtları aşmaktı. Türkiye ile ruble cinsinden enerji ticareti ise her iki ekonomi için bir kolaylık olarak ele alınabilir. Bunun arkasına bir SWAP anlaşması konur mu, bilmiyorum. Ama temelde Rusya, yaptırım baskısı üzerindeyken, Türkiye’ye stratejik anlamda ihtiyaç duyuyor. Belarus’u savaşa sokarak kaybettiği dış âlem kanallarını ikame etmeye çalışıyor. Rusların bu ihtiyacı Türkiye için de ortaya bir avantaj çıkarıyor. Cari açığın finansmanında, ruble ile enerji ticareti modelinin oynayacağı rol bu avantajı daha anlaşılır kılacaktır. Türkiye bu yolla kırılganlıklarını azaltabilir.
Aşağı yönlenen CDS hareketlerini de bir süre bu eksende okumak gerekir.
Türkiye’nin katılacağı Şangay Beşlisi toplantısında
yuan ile ticaret de gündeme gelirse dünyada hikâye değişmeye başlar,
onu da şimdiden söyleyelim.
Hikâye nasıl değişir sorusunun genel kabul görmüş bir cevabı var; doların yuan ile ikame edilmesi. Türkiye G20 ülkesi olarak böyle bir adımda taraf olursa çoktandır dillendirilen bu beklenti güçlenecektir. Ama ben hikâyenin, doların tahtını yuana bırakarak değişeceğini, en azından şimdilik, düşünmüyorum. İşaret etmek istediğim burası değil. Küresel rezerv paradansa
AB’nin başarılı olabileceğini gösterdiği üzere bölgesel rezerv paralardan yana bir mimarinin
önümüzdeki yıllarda
ortaya çıkabileceği şekilde bir değişim olabilir, diye öngörüyorum.
Euro örneği, enerji kaynakları bulunmayan bir bölgenin dahi sürdürülebilir bir para geliştirilebileceğini göstermişken Euro’dan çok daha dengeli para birlikleri ortaya çıkarılabileceği sanırım anlaşılabilir. Belki Türkiye’nin de gündemine girecek şekilde, bölgesel para birlikleri popüler bir konu olmaya doğru ilerliyor ve önümüzdeki Şangay Beşlisi toplantısı bu anlamda bir milat olabilir. Küresel rezerv, yuan üzerine kurulan senaryolara rağmen bir süre dokunulmadan geçilecek bir tartışmadır, desem sanırım yanlış olmaz.
Son zamanlarda Azerbaycan’ımızı karıştırmak üzere saldırılar gerçekleştirildiğine şahitlik ediyoruz. Bakü’deki gece kulübü bombalaması, İngiltere’de ve Kuzey İrlanda’da elçilik saldırıları derken Türkiye ile küresel enerji denklemini değiştirmeye hazırlanan Azerbaycan’ın önü kesilmeye çalışılıyor gibi geliyor.
Bu saldırıların arkasındaki el, gizli kalamayacaktır.
Azerbaycan ve Türkiye oynanan bu kirli oyunu bozacak ve bu eli kıracaklardır. Kimse kardeşten öte bu iki ülkeyi yolundan döndüremeyecektir.