15 Temmuz'daki darbe girişiminin bütün boyutları her geçen gün ve saat, bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkıyor. Hiç bir şey gizli kalmıyor. Yaşanmış her olayın o anda kimsenin hesaba katmadığı bir açıdan bir kamera kaydı ortaya çıkıyor ve olaylar bütün netliğiyle herkesin gözünün önüne seriliyor. Bütün bunlar, halen geçerli olan iletişim, medya ve basın özgürlüğü sayesinde mümkün olabiliyor.
. TRT'de okutulan darbe bildirisinden sonra hemen TÜRKSAT'a, TELEKOM'a yapılan fiili saldırılar ve ardından o gecenin karşı bildirisini, yani darbeye anında noktayı koyan ve bitiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşı bildirisini telefon bağlantısıyla yayınladığı için sembolik anlam kazanan CNN Türk'e yapılan baskın darbenin nasıl bir medya ortamı tasarladığını yeterince anlatıyordu.
Bugün dünya sathındaki fitne fücur organizasyonlarıyla, lobi ve PR faaliyetleriyle Türkiye'de basın özgürlüğü üzerindeki baskılarla ilgili kara propagandalarıyla, ne yazık ki, prim yapan FETO'nun en maharetli olduğu şey gerçekleri çarpıtmak. Bugün dünyada Türkiye hakkında gazetecilere neredeyse en fazla baskının olduğu ülke algısı bu örgütün marifeti. Bu konuda Türkiye'yi neredeyse Mısır'ın bile gerisine düşürebilmek gerçekleri örtbas etmeyle ilgili apayrı bir uzmanlık işi.
Mezhebi ve meşrebi takiyye olan bu örgütsel yapının bu yanı artık Türkiye'de herkes için aşikar hale gelmiş olsa da, ne yazık ki bu şarlatanca maharetiyle hala dünyada gözünü boyayıp aldatabileceği kitleler bulabiliyor.
Belki de bulduğu bu kitlelerin önemli bir kısmı onların bu uydurulmuş veya çarpıtılmış gerçeklik masallarını satın almaya Türkiye hakkındaki benzer hasmane tutumları dolayısıyla zaten hazırlar. Neticede karşılaştığımız manzara Türkiye düşmanlarının basit bir dayanışmasından ibaret. Bu dayanışmanın ortaya çıkardığı ibretlik işbirliği de elbette bir kenara kaydediliyor.
. Bütün TSK adına, emir-komuta zinciri içinde hareket ettiklerini ilan ederek başlamışlar bildiriye, ama aslında sonra söyleyecekleri şeyi önce söylemek zorunda kaldıkları için bütün yalanları hemencecik ortaya çıkmış. TSK içinde bu darbede kendisine en temel rolü yazdıkları bir çok unsurun bile görev tanımlarından haberleri yok. Bir çok asker tatbikata gittiği bilgisi verilerek kışladan çıkarılmış, bir çoğu teröre karşı operasyona, bir çoğu da başka türlü bir operasyona gidildiği bilgisi verilerek sahaya sürülmüş.
TRT'de okunan bildiride Türkiye halkını aptal yerine koyarak yönetime el koymanın lüzumunu anlatan bildiriyi nasılsa akıldaneleri pek “sempatik” bile bulmuş. Bunu da utanmadan bağlandıkları kendi kanallarında bildirinin okunduğu saatin başında ifade etmekten çekinmemiş
O videoda Erdoğan'a, utanmadan, bu esnada yapacağı şeyin halka “sorumsuzca direnme çağrısı” yapmak değil “askerle pazarlığa oturmak” olduğunu tavsiye ederken gayet ciddi olduğunu görmek, aslında bambaşka bir garabet olay. Bunun analizi basitçe komedi bölümlerine atılarak geçiştirilebilecek gibi değil.
.
Gerçeklerden kopma, gerçekleri görememe cezasını onlara birileri mahkeme kararıyla vermiyor. Bizzat kendi habis kalpleriyle attıkları iftiraların kötülüğü onlara ceza olarak dönüyor
Erdoğan'ın askerle pazarlığa oturabileceği vehmini onlara böyle trajikomik duruma düşürerek, onlara en ağır ceza olarak söyletiyor.
Nitekim, darbe işine giren askerlerin önemli bir kısmı meydanda halktan karşılaştıkları protestolar karşısında nasıl bir işe bulaştıklarını anlıyor.
. Çarpıttıkları gerçekliği, o haliyle kendi askerlerine bile satamamışlar, satabileceklerine güvenememişler.
Buna mukabil yapacakları darbeyle bu halka neyi nasıl anlatacaklarına, böyle bir halkın yönetimini bu şeklide devralmaya bu halkı nasıl inandırabileceklerini düşünmüş olabilirler? Bir yönetimin en ihtiyaç duyduğu şey meşruiyet veya haklılıktır. Kendi emrindeki askerden her şeyi gizleyerek onu bile kullanarak yönetimi devralan bir cuntanın ülkeyi yönetmekle ilgili nasıl bir vizyonu olacaktı?
. Hedeflenen şey Türkiye'nin tıpkı Suriye gibi iyice zayıflatılıncaya kadar devam edecek bir kaosun içine sürüklenmesiydi. Bu esnada FÖTO'ya biçilen rol elli yıldır ordu ve diğer kurumlarda biriktirmiş olduğu gücünü kullanarak bu ülkeyi yıkmaktı. Yönetmek veya yeniden inşa etmek değildi.
Yeniden inşa edebilecek ne bir vizyon ne de bir toplumsal karşılık FETÖ'de zaten yok. Onu kullanıp bu işe sürenlerin de böyle bir niyetleri de böyle bir hedefleri de yok.
Esasen FETÖ'nün şu andaki konumu, dünya düzeni nezdinde görmekte olduğu tolerans ve ona verilen medyatik destek ile bundan bağımsızmış gibi görünen Türkiye ve Erdoğan'a karşı uluslararası hareketliliklerin toplam görüntüsü bu darbenin nereden ve neden geldiğini yeterince anlatıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.