Ramazan oruç zamanı... İnfak zamanı...
Bu gecenin hangi gece olduğunun bildirilmemiş olmasında, bir rivayete göre Peygambere bildirilmiş olduğu halde sonradan unutturulmuş olmasında büyük hikmetler var.
Kadir gecesi bütün bir Ramazan ayı içinde olabilir. Onu arayacağız. Onu aramak için her gecemizi bir kadir gecesi kıvamında yaşamaya, hissetmeye çalışacağız. İçimizdeki sese kulak kesileceğiz, dışımızda cereyan eden işaretlere ve ayetlere dikkat kesileceğiz ve şeytana karşı, nefsimize karşı, bizi ayartabilecek her türlü iğvaya karşı tam bir teyakkuz içinde olacağız.
Ramazan Kur’an ayı. Demek ki, Kur’an’ı bol bol okuyacağız. Hem tilavet edeceğiz hem de anlamı üzerinde daha derin teemmüle dalacağız.
Bizi yaratan ve bize rahmet ve merhameti herkesten fazla olan yüce rabbimizin bizi ciddiye alarak bize şahsa özel olarak gönderdiği bir mektup gibi okuyacağız Kur’an’ı. Bu Kitap, hiç kimseyi diğerinden ayırmayan, herkese, insana, kadına, erkeğe, çocuğa, yetişkine, ihtiyara, Araba, Türke, Kürde, Çerkeze, Aceme, Doğuluya, Batılıya, Kuzeyliye Güneyliye ayrı ayrı ve aynı anda hitap eden bir kitap.
Kendisine, kendisini herkesten daha iyi tanıyan, herkesten daha fazla sahip olan yaratıcısından gelen bu kılavuzu can kulağıyla okuyan zarar etmez. Okudukça yaratıcısını tanır, O’nu tanıdıkça kendini daha da iyi tanır. Bu dünyadaki yerini ve misyonunu bilir. Bu misyonda kendisini önceki nesillerle ve başka coğrafyalarda bağlayan nice insanların da olduğunu bilir.
Aslında yaşadığımız olayları geçmişten, tarihten ve insan evrenselliğinden kopuk olaylar olarak görmek bizi fazlasıyla yanıltır. bizi ister istemez bir tarihe götürür.
Oysa kitabın buyruğuna kulak verip yeryüzünü gezince ve bizden önceki toplulukların geçtikleri yolları inceleyince, yani tarihe gidince, gördüğümüz şey, bir yandan yaşadıklarımızın birçok bakımdan tekrarı, bir yandan da bütün bu yaşananlarda insanoğlunun inanılmaz cehaleti bir ibret konusu olarak ortaya çıkıyor. En son yaşadığımız Körfez krizindeki roller yüz veya ikiyüz yıl önce yaşanan ayrışmalarda dağıtılmış olan rollerle ne kadar da süreklilik arz ediyor!
Tarihsel olaylarla bu paralellikler ister istemez kurulacaktır. Yaşanan olayların yoğunluğu ve elemi kendiliğinden tarihte bir benzerlik bulmaya sevk ediyor. Tarihin böylece ibret boyutunun yanısıra teselli boyutu da kendini hissettiriyor.
Ramazan’da daha çok okumak lazım.
Önce Yüce Kitabın kendisini, arkasından, O kitabın okuyun dediğini okumak lazım.
Yeryüzünde gezip geçmiştekilerin başına gelenleri okumak lazım.
Bu yıl şaşırtıcı bir biçimde kitap fuarlarına ilginin çok az olduğu söyleniyor. Sadece geçen seneden bu seneye bile inanılmaz büyük bir farkın ortaya çıkmasına sebep olanın ne olduğunu sorgulamak lazım.
Kitaba veya kitap fuarına ilginin azalmış olması hayra alamet değil. Gerçi süreci takip edenler günlerin fazla uzamış olması ve iftar ve teravih arasındaki vaktin fuara ayrılmasının zorluğundan bahsediyorlar ama ne olursa olsun, ortada ciddi bir sorun var.
Ramazan’la Kur’an’ın bağı istesek de kopabilecek bir bağ değil.
Ama Ramazanla kitap fuarlarının bağının da zayıflamasına seyirci kalmamak lazım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.