Bütün çalışma yerlerinde, fabrikalarda, bürolarda, “Zaman değerlidir, onu yitirme” ya da “Vakit nakittir, boşa harcama” diye levhalar yazılıydı.
Sonunda büyük kentin görüntüsü yavaş yavaş değişmeye başladı.
Eski mahalleler, eski evler yıkılarak, yerlerini tek tip apartmanlardan oluşan bloklar aldı.
Her şey tek tipti. İnsanların hayatları da aynıydı.
Zamandan tasarruf edeyim derken, yaşamları gittikçe daha zavallı, daha tekdüze ve daha soğuk hale sokuyorlardı.
Bu gerçeği sadece yüreğinin derinliklerinde hisseden çocuklar fark etmişlerdi. Çünkü artık kimsenin onlara ayıracak zamanları yoktu.
Oysa zaman yaşamın kendisiydi.
Ve yaşamın yeri yürekti.
İnsanlar zamandan tasarruf ettikçe, zaman azalıyordu.
**
Momo, onlar için çok iyi bir dinleyiciydi. Kimin her ne problemi olursa olsun Momo’nun yanına uğrar ve anlatırdı.
Momo, saatlerce bile olsa sessizce dinler, hiçbir şey söylemezdi. Ancak, derdini anlatan kişi, bu anlatma süresi içinde çaresini de bulur, böylece Momo’nun yanından sorunu çözülmüş olarak ayrılırdı.
Momo herkesi, her şeyi dinlerdi. Böcekleri, otlan, yağmuru, hatta rüzgârı bile. Her biri ona kendi dilince bir şeyler anlatırdı.
**
Duman adamlar kadar yaşamda zamanın önemini kimse bilemezdi.
Kendilerini ‘Zaman Tasarruf Şirketi’nin birer temsilcisi olarak tanıtıyor, konuştukları insanların zamanlarını nasıl boşa harcadıklarını saniye hesabıyla ortaya koyuyor, onların sadece iş yapan birer makine haline dönüşmelerini istiyorlardı.
Zamanla şehrin büyük bir çoğunluğuna bu şekilde etkinlik sağladılar.
İnsanlar artık birbirleriyle iş dışında bir şey konuşmuyor, hasta ve komşu ziyaretine gitmiyor, birbirlerinin sorunlarına yardımcı olmuyorlardı. Çünkü, bunları yapmak, zamanı boşuna harcamak demekti.
Bu nedenle, bayramları dahi kutlamaz olmuşlardı.
**
Momo, Gıgı ve Beppo’da oturmuş, insanların artık eskisi gibi kendilerini dinlemediklerini ve yanlarına gelmediklerini konuşuyorlardı.
Oynamaya gelen çocuklar ise ellerinde pahalı oyuncaklarla geliyorlar, bu nedenle oynanan oyunlarda hayal gücü ve yaratıcılığa yer kalmıyordu.
**
Momo ve dostları, tüm bu insanlara yardımcı olmak için kafa kafaya verip, çareler üretmeye çalışıyorlardı.
Bu nedenle Momo daha önce yanına sık sık gelen duvarcı ustası Nicola’yı bulmak için evine gitti. Gece geç saatlere kadar bekleyerek ancak görüşebildi. Nicola eskisine göre çok daha fazla para kazanıyordu ama vicdanı fakirleşmişti.
Aynı durum, meyhaneci Nino için de geçerliydi.
Hatta Momo onların yanına gittiğinde, karısı ile bağrıştıklarını duymuştu.
Karısı, Nino’yu gaddarlıkla suçluyordu.
Nino, işlerini büyüteceğini haykırıyor, karısı ise “Hayır, kalpsizlikle olacaksa, bin kere hayır” diyordu.
Sonuçta, Nino yanlışından dönmüş, yine eskisi gibi yaşamaya başlamıştı.
Momo, böylece bütün arkadaşlarını dolaşıyor ve onları eski yaşamlarına döndürmeye çalışıyordu.
Bunda bir hayli başarılı olmuştu.
Ancak, bu durum duman adamların hiç de hoşuna gitmiyordu.
**
Bir gün evinin yanında, konuşan harika bir oyuncak bebek buldu. Bebeğe baktıkça hayranlığı artıyordu.
Ancak, tüm hayranlığına rağmen, bebek devamlı konuştuğu için, bir türlü onunla kendi istediği gibi bir oyun oynayamamıştı.
İşte tam bu sırada, kül rengi suratlı bir adam geldi ve Momo ile konuşmaya başladı.
Sonra da arabasının bagajından bir sürü eşya, oyuncak ve elbise indirdi.
Adam, “Artık bunlarla oynayacaksın, arkadaşa ihtiyacın yok” diyordu.
Adam, anlattıkça anlatıyordu: “Yaşamda esas önemli olan, insanların bir yerlere gelmeleri, yükselmeleri, bir şeylere sahip olmalarıdır. Sen arkadaşlarını boşuna oyalıyor, onlara düşmanlık ediyorsun. Onları gerçekten seviyorsan sen de bize yardımcı olursun. Onun için sana bu güzel şeyleri hediye ettik.” .
**
Momo bir an için tereddüt etti.
Acaba bu adamlar haklı mıydı? Sonra kendini toparlayıp sordu:
“Seni hiç kimse sevmedi mi?”
Bu soru, adamın kırılma noktasıydı.
Kekeleyerek cevaplamaya çalıştı.
O kendine güvenen adam gitmiş, yerine sayıklar gibi konuşan biri gelmişti.
Aceleyle toparlandı ve Momo’ya “Tüm bunları unut” diyerek arabasına koştu.
O anda, adamın getirdiği bütün eşyalar da peşinden koşup, arabanın bagajına doldular.
(Yazar Michael Ende/ Momo kitabından alıntı)
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.